17. Hukuk Dairesi 2014/13063 E. , 2016/3261 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı annesi ..."e devrettiğinden bu muvazaalı işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, taşınmazın murislerinden intikal ettiğini, bedel karşılığında satışın yapıldığını muvazaanın söz konusu olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların anne-oğul oldukları, borçlu ...."in icra takibinden 5 gün sonra 08.08.2011 tarihinde murislerinden intikal eden ve iştirak halinde malik oldukları hisseyi raiç bedelin altında devrettiği, tapuda işlemin satış gösterilmiş olmasına rağmen devir akit tablosunun gerçek iradelerine uygun olmadığından bahisle davanın kabulü ile davalı borçlu Ahmet"in pay devrine ilişkin işlemin iptali ile adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava TBK"nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir.
Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
Somut olayda davacının ......İcra Mürülğünün 2011/304 sayılı takip dosyasındaki alacakları ve fer"ileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı hissesinin iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ne varki, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle adı geçen davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1.paragrafındaki “Dava konusu .... Merkez, Asariçi Mahallesi, 316 ada, 10 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı tapu kaydının ekli....... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/433 Esas 436 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca 8 pay itibariyle 3 payının iptali ile, davalı..... oğlu ... adına tesciline,” ibaresinin çıkarılarak yerine “Davacının İvrindi İcra Müdürlüğünün 2011/304 sayılı takip dosyasındaki alacaklar ve fer"ileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde borçluya ait 8 paydan 3 hisse itibari ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi” ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.