17. Hukuk Dairesi 2014/12897 E. , 2016/3259 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili, davalı ........ vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ........"ın amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazlarını davalı Hülya"ya onunda bir kısım taşınmazı davalı......."ya bir kısmını davalı ......"ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar ......, .......... ve ........ vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, taşınmazların iyiniyetle raiç bedellerine uygun olarak satın alındığını ve haksız açılan davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı borçlu......, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesine göre davalı ......."nın dava konusu taşınmazların bedelini ödediğine dair dekontları mahkememize ibraz ettiği, kaldı ki taşınmazlar davalı ......"dan 2007 yılında......."ya, 2011 yılında ise davalı........"ya devredildiği, aradan geçen 4 yıllık sürede muvaaza olgusunun olmadığını gösterdiği, 692 parsel sayılı taşınmaz yönünden dava konusu taşınmazın tek maliki ....... olmayıp hisseli olan taşınmaz tüm hissedarlar tarafından davalı......"ya ondan da ......."ya satıldığı, taraflar arasında bir akrabalık, iş ortaklığı gibi bir durumun olmadığından davalı ...... ve .....hakkındaki
davanın reddine, 890 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise satışa rağmen borçlunun taşınmazda oturduğunu, yapılan satışın mal kaçırma gayesiyle yapıldığından 890 parsel ile ilgil olarak davalı ...... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili,davalı ....... vekili ve......... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalı 3.kişi......"ya yapılan satışta taşınmazların raiç değerleri ile tapudaki bedelleri arasında önemli oransızlık bulunması, 890 parselde satışa rağmen borçlunun oturmaya devam etmesi olguları dikkate alıdığında davalı......."nın borçlunun mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu ve satışların mal kaçırma amacı ile yapıldığı anlaşılmasına göre davalı....... ve.......... vekilinin, davalı ........ ve ......"nın 4.kişi olarak kötü niyetli oldukları ispatlanmaığından davacı alacaklı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-6183 sayılı AATUHK"nun 25 maddesinde iptal hükmünün borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçılarına veya kötüniyet sahibi diğer kişilere karşı istenebileceği; aynı Yasanın 30.maddesinde borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin tarihleri ne olursa olsun hükümsüz olduğu; 31.maddede de 27,28,29 ve 30 maddelerde sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini bu kanun hükümleri dairesinde vermeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda dava konusu 296,299,304,308,309,1168 nolu taşınmazlar borçlu tarafından 11.07.2007 davalı ......."ya onun tarafından da 25.10.2011 tarihinde davalı......."ya satılmıştır. 692 parsel ise, borçlu tarafından 11.07.2007 davalı ....."ya onun tarafından da 24.07.2007 tarihinde tarihinde davalı ......"ya satılmıştır. Davalı ...... ve .... davada 4. kişi durumunda olduğundan onlar hakkında iptal kararı verilmemesi yerinde olmakla birlikte bu durumda davanın 6183 sayılı AATUHK"nun 31.maddesi gereğince bedele
dönüşeceği, yani davalı ......"nın bu taşınmazları elinden çıkardğı tarinteki gerçek dğerleri üzerinden alacak miktarı kadar tazminattan sorumlu tutulması gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, davalı Hülya vekili ve Mustafa"nın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, davalı...... vekili ve ....."nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.