Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/7498
Karar No: 2008/12191
Karar Tarihi: 21.11.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/7498 Esas 2008/12191 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/7498 E.  ,  2008/12191 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/02/2008
    NUMARASI : 2004/828-2008/24

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacılar; miras bırakan babaları A.T."nın çekişme konusu taşınmazları davalılara temlikine ilişkin işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve miras payları oranında adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalılar; davaya konu taşınmazlarını bedelini ödeyerek satın aldıklarını, iddianın doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; miras bırakan tarafından yapılan temliki işlemlerin mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar; davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.11.2008 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat K.K. ile temyiz edilen Z.T. vs. vekili Avukat İ.T. T.geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilenler gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava ve birleşen dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazların öncesinin tarafların ortak miras bırakanı A.T."ya ait iken onun temliki sonucu davalıların malik duruma geldikleri anlaşılmaktadır.
    Davacılar, miras bırakanın yapmış olduğu temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.                                                          
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.  Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; miras bırakan A.T."nın 06.08.2004 tarihinde öldüğü, ilk eşi C.den 10 çocuğu, ikinci eşi V.ten 11 çocuğu olmak üzere toplam 21 çocuğunun bulunduğu, 6 kişi olan davalıların murisin ikinci eşinden olma erkek çocukları oldukları, miras bırakanın, zengin ve varlıklı olup, ekonomik gücünün bulunduğu, ayrıca mal satmaya ihtiyacının olmadığı, taşınmazların gerçek değerleri ile akitte gösterilen değerleri arasında aşırı fark olduğu, taşınmazların satışından kaynaklanan ödeme savunmasının yazılı belge ile kanıtlanamadığı gibi, sağlığında murisin,  tüm mirasçılarını ve hak dengesini gözetir şekilde  bir paylaştırma amacının bulunduğu kayden ispatlanamadığı dosya kapsamı ile sabittir.
    Buna göre, somut bu olgu ve bulgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde murisin temliklerdeki gerçek amacının terekeden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, bu gaye ile gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca, dava ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü         HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  21.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi