Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında tanıkların yalan beyanda bulunmaları sebebiyle Zeytinburnu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/786 esas, 1999/240 karar sayılı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve kesinleştiğini ileri sürerek, yargılamanın yenilenmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ileri sürülen sebeplerin yargılamanın yenilenmesini gerektiren sebeplerden olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.11.2008 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat O. K.Avukat S.A.geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazdaki 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerle ilgili olarak eldeki davanın davalısı A.A.tarafından yolsuz tescile dayalı olarak Zeytinburnu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp görülen tapu iptali ve tescili davasının, mahkemenin 12.4.1999 tarih, 1996/786 esas, 1999/240 sayılı kararı ile kabulle sonuçlandığı, dereceattan geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda değinilen davanın davalısı olan kayıt maliki C.Ş.K., kesinleşen hükme esas alınan tanık beyanlarının yalan ve gerçeğe aykırı bulunduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açtığı görülmektedir.
Dava dilekçesinin içeriğine ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre; davanın, HUMK."nun 445/4.maddesine dayalı olarak açıldığı sabit olup, mahkemece, tanıklar hakkındaki ceza kovuşturması sonucu sanık olarak gösterilen kişiler hakkında isnat edilen fiil nedeniyle zamanaşımının dolduğundan bahisle "kamu adına takibata mahal olmadığına" karar verildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 8.2.2008 tarih 2008/1943 soruşturma, 2008/5131 karar nolu kararının kesinleştiği ve böylece tanıklar hakkında ceza mahkumiyeti ile sonuçlanmış bir kararın bulunmadığı gerekçesiyle eldeki davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Gerçekten de; 1086 sayılı HUMK."nun 445.maddesine 16.7.1981 tarih 2494 Sayılı Yasa ile eklenen düzenlemede aynen "Birinci fıkranın 4, 5 ve 6. bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkumiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır" hükmünü öngörmüş iken devam eden düzenleme ile "Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanmamış veya karar verilmemiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; tanıklar ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma tahkikatı sonucunda zamanaşımı sebebiyle takipsizlik kararı verildiğine göre yukarıda değinilen düzenleme karşısında daha önceden kurulan hükme dayanak yapılan tanıkların beyanlarının gerçek dışı ve yalan şehadet niteliğinde olup, olmadığının yargılamanın yenilenmesi isteği ile ilgili eldeki dava içerisinde değerlendirilmesi sonucu elde edilecek verilere göre niteceye gidilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Oysa, mahkemece yukarıda değinildiği şekilde bir soruşturma yapılmadan tanıklar hakkında bir ceza mahkumiyet kararı bulunmadığı gerekçesiyle, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
O halde, eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekilleri için 550.00."er-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 21.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.