Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8273
Karar No: 2022/3362
Karar Tarihi: 25.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8273 Esas 2022/3362 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kambiyo senetleriyle ilgili icra takibi başlatıldığı ancak senedin hileli ve bedelsiz olduğunu iddia ederek, takibin iptal edilmesi ve kötüniyet tazminatının ödenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, ancak istinaf sonucu Bölge Adliye Mahkemesince kararın gerekçesi değiştirilerek davanın reddine karar verilmiştir. Senedin hamili olan davalı, lehtarın eşi olmakla bedelsizlik iddiasının yetkili hamile karşı ileri sürülebileceği belirlenmiştir. Davacının senet bedelsizliğini kanıtlayamadığı için Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TTK 778/1-a maddesi
- TTK 687. madde
11. Hukuk Dairesi         2020/8273 E.  ,  2022/3362 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Kırklareli 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06.12.2017 tarih ve 2016/60 E- 2017/349 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.06.2020 tarih ve 2018/1487 E- 2020/548 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, alacağını temlik eden ... tarafından müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, ancak takibe konu senedin müvekkilinin yaşlılığı ve iyiniyeti suistimal edilerek dolandırıcılık yoluyla düzenlenen bir senet olduğunu, dava dışı ...ve ...isimli şahısların müvekkilinin 4 adet tarlası için İzmir’de zengin bir müşteri bulduklarını ve tamamını 400.000.- TL’ye satacaklarını söylediklerini, müvekkili ile bu şahısların birlikte İzmir’e gittiklerini ve sözde müşteri ile müvekkilini tanıştırdıklarını, müvekkilinin 2 tarlasını sattırdıklarını ve müvekkiline ‘’Tarlaları 210.000.- TL’ye sattın, bu belgeyi imzala da işi resmiyete dökelim’’ diyerek takibe konu senedi imzalattıklarını, müvekkilinin parasını istemesi üzerine ise 4 tarlanın tamamı satıldığında paranın verileceğini belirttiklerini, daha sonra ise müvekkilinin buğdayına müşteri bulduklarını söyleyerek aldıklarını ancak ödeme yapmadıklarını, dolandırıldığını anlayan müvekkilinin diğer 2 tarlanın satışından vazgeçtiğini ancak giden mallarının ve imzaladığı senedin kendisine verilmediğini, ...’ın ise bu şahısların anneleri olduğunu ve iyiniyetli olmadığını, müvekkilinin bu şahısla herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını ileri sürerek müvekkilinin söz konusu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, alacağını temlik eden ...'ın ...’ın eşi olduğunu, taşınmaz alım satımına ilişkin olarak ...’ın davacıya 210.000.- TL ödeme yaptığını, ancak tapuda satış gerçekleşmeyince davacının bu senedi düzenleyerek verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davanın hile hukuksal nedenine dayalı menfi tespit ve icra takibinin iptali davası olduğu, bonoda nakden kaydı bulunmakta olup davacı tarafından bonodaki imzanın kabul edildiği, ispat yükünün davacı tarafta olduğunun anlaşıldığı, senedin bedelsizliğinin ise ancak yazılı delillerle ispat edilebileceği, davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; davacının dava dışı lehdar ...’a yönelik, "hile ile bono imzalatıldığı" yönündeki iddiasını ispat etmesi, daha sonra TTK 778/1-a maddesi yollamasıyla 687. madde uyarınca alacağını temlik eden hamil ...'ın bu senedi kötüniyetle iktisap ettiğini ispat etmesi gerektiği, ancak lehdarın iş bu davada taraf olarak gösterilmediği, bu durumda davacının lehdara yönelik hile ve bedelsizlik iddiası ile doğrudan hamile yönelik dava açması ve iddiasının ispatı mümkün görülmediği (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 29/01/2014 tarihli 2013/18533 E., 2014/2153 K. sayılı emsal kararı) gerekçesiyle hükmün gerekçesinde değişiklik yapıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır. Bu nitelikteki davalarda, keşidecinin lehtara karşı borçlu olmadığının ispatı zorunlu olup, daha sonra bu bedelsizliğin hamile karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmenin yapılabilmesi için kambiyo senedinin lehtarına karşı dava açılması zorunlu değildir.Somut olayda, senedin hamili olan davalı, lehtarın eşi olmakla bedelsizlik def’i yetkili hamile karşı ileri sürülebilir. Bu nedenle, bedelsizlik iddiasının önce senedin lehtarına karşı dava ile ileri sürülmesi gerektiğine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesi isabetli değilse de, işbu davada davacının, senet lehtarına karşı senet bedelsizliğini ispata elverişli yazılı delillerle kanıtlayamadığı anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi netice itibarıyle isabetli bulunmuş olup, bu nedenle kararın gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/4. maddesi uyarınca yukarda açıklanan şekilde değiştirilen gerekçeyle ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi