
Esas No: 2020/9675
Karar No: 2021/5270
Karar Tarihi: 11.06.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/9675 Esas 2021/5270 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 147, 148, 164, 167, 169 parsel sayılı 64.250, 46.550, 174.100, 5500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı ve vergi kaydı nedeniyle 147 sayılı parsel ..., 148 sayılı parsel ..., ..., 164 sayılı parsel Niyaz Kaptanoğlu ve arkadaşları, 167 sayılı parsel ..., 169 sayılı parsel ... ve arkadaşları adına, 166 parsel sayılı 5700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...... adına tespit edilmiştir. Çekişmeli 164, 166, 167, 168, 169 parsel sayılı taşınmazlara yönelik itirazı Kadastro Komisyonunda reddedilen davacı ... ......, tapu kaydı ile adına kayıtlı 168 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiği, eksikliğin ise çekişmeli 147, 148, 164, 166, 167, 168, 169 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak çekişmeli taşınmazların bir bölümünün tespitinin iptali ile 168 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adına tescili istemiyle dava açmıştır. Öte yandan 168 parsel sayılı taşınmazla birlikte dava dışı 117, 130, 135, 274, 438, 493, 494, 495, 497 ve 578 parsel sayılı taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş, davacı ... ... tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmış, ... tapu kaydına dayanarak 168 parsel sayılı taşınmaz hakkında davaya katılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda verilen hüküm temyiz edilmiştir. Yargıtay bozma ilamında özetle; "tutanaklara dayanak tapu kayıtlarının tüm tesis ve tedavülleri ile haritası getirildikten sonra mahallinde yöntemince uygulanarak kapsamının belirlenmesi, taşınmazların mer’a, otlak ve yaylak niteliği taşıyıp taşımadığı, kime ait olduğu, davacının murisi ...’e ait ise ...’in ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, ...’in terekesi taksim edilmiş ise davacıya ne verildiği, gayrimenkul verilmiş ise nereden verildiği ve akibetlerinin ne olduğu, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, zilyetliğin asli nitelikte mi yoksa fer’i mi olduğu taşınmazın mer’a veya ormana el atmak suretiyle elde edilip edilmediği, ...veya mirasçıları tarafından üçüncü şahıslara satış yapılıp yapılmadığı, satış yapılmışsa ne zaman ve hangi şartlarda yapıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında 168 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dosya eldeki dosya ile birleştirilmiş, ... ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; çekişmeli 168 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davacı ... ... ve müdahil ..."ın davasının kısmen kabulüne, diğer müdahil davacıların davasının reddine; 168 parsel nolu taşınmazın fen bilirkişisi ..."nın 09.10.2015 havale tarihli ek raporuna göre 13.300,93 metrekare olarak tarla niteliği ile 3 pay kabul edilerek, 1/3 pay sahibi ... ölü olduğundan miras payı 20 pay kabul edilip; 10 payının ... ..., 5 payının ..., 5 payının ... adına, 1/3 pay sahibi ... ölü olduğundan miras payı 20 pay kabul edilip; 10 payının ... adına, 10 payının ... adına, 1/3 pay sahibi ... ölü olduğundan miras payı 20 pay kabul edilip; her birine 4"er pay olarak ..., ..., ......, ... ve ... adlarına tesciline, davacı ... ......’ün çekişmeli 147, 148, 164, 166, 167 ve 169 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davasının reddine, taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., Hazine vekili, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 147 ve 148 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK"nın l. ve 114. maddeleri uyarınca, görev hususunun kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiği kuşkusuzdur. Kadastro Mahkemeleri 3402 sayılı Yasa’nın 11. ve 26/B maddeleri uyarınca 30 günlük askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davalarında görevli olup, askı ilamından sonra açılan davalarda ise aynı Yasa"nın 12. maddesi uyarınca genel mahkemeler görevli bulunmaktadır. Somut olayda, çekişmeli taşınmaza ait tespit tutanağı 14.02.1977-16.03.1977 tarihleri arasında askıya çıkarılmış ve 30 günlük ilan süresi 17.03.1977 tarihinde dolmuştur. Dava ise, 28.12.1979 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle kadastro tutanağı kesinleşmiş olup, davada, Kadastro Mahkemesi görevli değildir. Mahkemece bu yön göz önünde bulundurularak mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2- Dava konusu 164, 166, 167, 168 ve 169 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı ... ......, tapu kaydına dayanarak 164, 166, 167, 169 parsel sayılı taşınmazların bir bölümü ile malik hanesi açık bırakılan 168 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının dayanak tapu kaydının çekişmeli taşınmazları kapsamadığı kabul edilerek 164, 166, 167, 169 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline, malik hanesi açık bırakılan 168 parsel sayılı taşınmazın öncesinde ... ailesine ait olduğu, taksimen ..., ... ve ...’a kaldığı gerekçesiyle adı geçenlerin mirasçıları adına tescil edilmesine karar verilmiştir. Ne var ki Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye değildir. Dosya arasında bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1961/241 Esas, 1962/541 Karar sayılı dosyası incelendiğinde, davanın "Müdahalenin Men’i" davası olduğu, davacısının ..., davalıların ise ..., ... ve ... olduğu, davacının temyize konu bu davada da dayanak gösterdiği 16.03.1950 tarih ve 73 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak davalıların müdahalesinin meni istemiyle dava açtığı ve ilgili Mahkemece çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kaydı kapsamında kaldığı kabul edilerek davanın kabulüne, davalıların müdahalesinin menine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 26.11.1963 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, Mahkemece ..., ... ve ... ile davacı ... ...... arasında oluşan kesin hükmün kapsamı tayin edilmeksizin hüküm kurulmuştur. Müdahalenin men"i davasında fen bilirkişi tarafından hazırlanan kroki ile çekişmeli taşınmazın krokisinin ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmamış, Mahkemece önceki tarihlerde yapılan keşiflerde davacının dayanak tapu kaydı mahalli bilirkişiler tarafından taşınmaza uygulandığı halde, son keşifte mahalli bilirkişi tarafından mahalline uygulanamamış olup oluşan bu çelişki de Mahkemece giderilmeksizin hüküm tesis edilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece, taşınmazlara ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre aktarılan dava tarihinden -168 parsel sayılı taşınmaz yönünden- 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden celp edilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak, tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli; bilirkişilerin gösteremediği sınırlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; kaydın güney sınırında bulunan yolun kadim yol olup olmadığı sorulup saptanmalı, tapu kaydı uygulamasına ilişkin bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmelidir. Bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde işaretlenmeli, dayanak tapu kaydrının taşınmazları tamamen ya da kısmen kapsamadığının anlaşılması halinde davacının zilyetlik hükümlerine de dayanmış olması nedeniyle zilyetlik araştırması yapılmalı ve bu kapsamda yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin ne zaman başladığı, kim tarafından, ne zamandan beri hangi tasarruflarla zilyetliğin sürdürüldüğü, öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise ne şekilde imar-ihya edildiği ve imar-ihya çalışmalarının ne zaman tamamlandığı, taşınmazın sınırlarında zaman içerisinde değişme ve genişleme olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanları komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; üç kişilik ziraat mühendisleri bilirkişi kuruluna, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazların kullanım biçimini, zilyetlik süresini, toprak yapısını, eğimini ve bitki desenini açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazların imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden hava ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılmak suretiyle, dava konusu taşınmazların sınırını ve niteliğini, imar-ihyaları tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde, çelişkileri giderir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların konumunu hava ve uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmeli; fen bilirkişisinden, keşfi ve kayıt uygulamasını takibe ve denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; ayrıca 168 parsel sayılı taşınmaz yönünden lehine tescil hükmü kurulan kişiler ile davacı ... ...... arasında oluşan kesin hükmün kapsamının tayini bakımından müdahalenin meni davasında fen bilirkişi tarafından hazırlanan kroki ile çekişmeli taşınmazın krokisinin ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle kesin hükmü konu taşınmaz bölümü tespit edilmeli, malik hanesi açık bırakılan çekişmeli 168 parsel sayılı taşınmaza zilyet olduğu belirlenen kişiler adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden (senetsiz defteri) sorularak varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediklerini gösterir şekilde onaylı örnekleri getirtilmeli ve bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."na ve davacı ..."e ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.