Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14038
Karar No: 2016/3242
Karar Tarihi: 15.3.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/14038 Esas 2016/3242 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/14038 E.  ,  2016/3242 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın önşart yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ..."ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına taşınmazı 14.9.2012 tarihinde davalı ..."e sattığını, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, elden çıkarılmış ise tazminat olarak davanın devamına, bu talebin subut bulmaması halinde dava konusu tasarrufun muvazaa nedeniyle iptaline verilmesini talep etmiştir.
    Davalı borçlu ..., davayı kabul ettiğini, dava konusu satış işleminin gerçek olmadığını belirterek davanın kabulünü istemiştir.
    Davalı ... vekili, takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, avukat olan müvekkilinin davalı ..."dan alacaklı olduğunu, davacı ve borçlunun aynı vekille temsil edildiğini davanın muvazaalı açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre iptali istenen 14.9.2012 tarihli tasarrufun 1.5.2013 tanzim tarihli senetten önce yapıldığı, borcun tasarruftan önce doğduğu yönünde davacı tarafından bir talepte bulunmadığı gerekçesiyle davanın önşart yokluğundan reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda mahkemece iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce yapıldığı, borcun tasarruftan önce doğduğu yönünden davacı tarafından talepte bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.Davacı vekili dava dilekçesinin 5.paragrafında dava konusu taşınmazın borçlanma tarihinde borçlunun adına kayıtlı olduğunu 14.9.2012 tarihinde davalı 3.kişiye sattığını belirtmiş, 13.3.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında da ön şart yokluğu yönünden davalı 3.kişi vekilinin beyanlarını kabul etmediğini belirtmiştir. Ticari hayatta ticari ilişkilere dayalı olarak ileri tarihli bono ve çek düzenlendiği bilinen, uygulaması yaygın ticari bir tahammül olduğundan davacı vekili ile borçluya takip konusu senedin tanzim tarihinden önceki tarihte hangi hukuki ilişkiden doğduğu konusunda beyanda bulunması ve bu hususta delillerini sunması için süre verilmesi, bildirecekleri delillerin toplanması, takip konusu senede ilişkin hukuki ilişkinin iptali istenen tasarruftan önce doğduğu, yani takip konusu senedin ileri tarihli düzenlendiği ispatlandığı takdirde diğer dava ve iptal koşulları yönünden dosyanın incelenmesi, aksi halde senedin tanzimine konu hukuki ilişkinin iptali istenen tasarruftan önce doğduğunun ispatlanamaması halinde davanın şimdiki gibi ön şart yokluğundan reddine verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesissi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15.3.2016 gününde oybirliğiyle verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi