Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2016/1420
Karar No: 2019/562

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1420 Esas 2019/562 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2016/1420 E.  ,  2019/562 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    (Kapatılan Kemer Sulh Ceza Mahkemesinin 80-386 sayılı kararı)
    Sayısı : 834-417

    Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ..."in TCK"nın 89/1, 89/3-b, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 9.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kemer (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince verilen 21.05.2014 tarihli ve 80-386 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 07.03.2016 tarih ve 6011-3476 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 29.06.2016 tarih ve 227719 sayı ile;
    "...Hükme esas alınan 01.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda ‘...Olay yeri inceleme rapor formu ve müşteki beyanına göre et tokmağının bulunmadığı, kıyma makinasının et koyma haznesinin koruyucu aparatının takılmamış olduğu, gerekli uyarı levhalarının iş yerine asılmadığı, işçileri karşı karşıya oldukları mesleki riskler, alınması gereken tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmedikleri ve iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemedikleri için iş kazasının oluşumunda 4857 sayılı İş Kanunu"nun 77. maddesi uyarınca aslen ve müteselsilen kusurlu oldukları’ hususunun belirtildiği, bu değerlendirmeyle otelin genel müdürü olan sanık ..."e işveren vekili olarak kusur izafe edildiği, bilirkişi raporundaki bu değerlendirmelerin aksine, olay akabinde kazanın meydana geldiği yerde yapılan inceleme sırasında çekilen fotoğraflardan anlaşılacağı üzere olay yerinde et tokmağının ve uyarı levhalarının bulunduğu, kolluk tarafından düzenlenen olay yeri inceleme rapor formunda kıyma makinasının et koyma haznesinin koruyucu aparatının takılmamış olduğuna dair bir tespitin yer almadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan sanık ..."in otelin en üst yöneticisi olduğu, otelde çok sayıda işçinin çalıştığı, otel idaresinde uzmanlaşmaya dayalı hiyerarşik yapılanmanın mevcut olduğu, katılanın çalıştığı kasaphane biriminin başında işin ehli olan, hakkında verilen mahkûmiyet hükmü onanarak kesinleşen ..."un bulunduğu, bu itibarla meydana gelen kazadaki cezai sorumluluğun ..."tan sonra sanık ..."e götürülemeyceği değerlendirilmekte olup Yüksek Yargıtay 12. Ceza Dairesinin yerleşmiş karalarında da bir işin, ehil görevlilere tevdii hâlinde cezai sorumluluğun üst konumdaki kişilere sirayet etmeyeceği kabul edilmektedir. Öte yandan, kasaphane birimiyle irtibatlı konumda olan, Yerel Mahkeme tarafından cezalandırılmasına karar verilen, başaşçı Zafer Madakbaşı ile ilgili hüküm Yargıtay 12. Ceza Dairesi"nin itiraza konu kararıyla ‘kasap bölümünün ayrı bir sorumlusu bulunması nedeni ile başaşçı olan sanığa kusur izafe edilemeyeceği’ gerekçesiyle bozulmuştur. Yüksek mahkeme mezkur kararında kasaphane bölümünün ayrı ve ehil bir sorumlusunun bulunduğu bu nedenle cezai sorumluğun başaşçıya sirayet etmeyeceğini kabul ederken sanık ... bakımından aynı değerlendirmeyi yapmayarak sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar vermiştir. Sanık ..."in somut olay bakımından kusurlu eylemi bulunmadığı gibi sanığın otel idaresindeki görev ve faaliyetleriyle kaza neticesi arasındada uygun illiyet bağı bulunmamakta olup bu sebeple sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün bozulması gerektiği" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince, 17.10.2016 tarih ve 9487-11965 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ... hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş, sanık ... hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ise Özel Dairece bozulmuş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; bir kişinin yaralanması ile sonuçlanan iş kazasında sanık ...’in kusurunun ve iş kazası ile yaralanma arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, CMK’nın 253/1-b-2. bendi uyarınca uzlaşma yoluna başvurulmadan hüküm kurulmasının isabetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanık ...’in genel müdür olarak görev yaptığı ... Resort isimli otelin kasap bölümünde staj yapan katılanın, kasaphane sorumlusu olan ve hakkında taksirle yaralama suçundan mahkûmiyet kararı onanmak suretiyle kesinleşen inceleme dışı sanık ...’un talimatı üzerine kıyma makinasında sarımsak çekerken elini makinaya kaptırması sonucunda yaralandığı, katılanın şikâyette bulunması üzerine başlatılan soruşturma sonucunda sanık ...’un TCK"nın 89/1 ve 89/3-b maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle Kemer Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 13.02.2013 tarihli ve 111-55 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı,
    Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 25.06.2012 tarihli rapora göre; katılanın 01.06.2012 tarihinde Özel Kemer Anadolu Hastanesine müracaatının yapıldığı, sağ dirseğinin eklemine kadar kıyma makinasında olduğu, çıkartılmaya çalışıldığı ancak muvaffak olunamadığı, entübe edildiği, aynı gün hastaneye sevkinin yapıldığı, makinanın sökülerek ön kolun çıkartıldığı, sağ ön kolun 1/3’ten parçalı total ampute olduğu, aynı tarihte ameliyata alınarak sağ ön kolun orta seviyeden ulna ve radius’un düzeltilerek güdüğün kapatıldığı; yaralanmasının şahsın yaşamını tehlikeye soktuğu, basit ve tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücudunda kemik kırıklarına neden olduğu, duyularından veya organlarından birinin işlevini yitirmesi niteliğinde olduğu,
    01.06.2012 tarihli olay yeri inceleme tutanağına göre; otelin zemin katında bulunan mutfak bölümündeki kasap odasında yapılan incelemede kapının giriş karşı bölümündeki baharatlığın altındaki tezgâh üzerinde bir kaç metal parçanın olduğu, bu metal parçalardan koyu renkli olan parçanın içerisindeki deliklerde açık renkli maddelerin olduğu, hemen yanında yıldız şekilli demir parçası ve 5 adet boş vidanın bulunduğu, olay yerinin bu hâliyle fotoğraflarının çekildiği; CD içersinde sunulan fotoğrafların incelenmesinde; kıyma makinasının et tokmağının tezgâh üzerinde bulunduğu ancak gerekli uyarı levhalarının asılı olmadığının görüldüğü,
    Katılanın şikâyette bulunması üzerine soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarında; et tokmağının bulunmaması, kıyma makinasının et koyma haznesinin koruyucu aparatının takılmamış olması, gerekli uyarı levhalarının iş yerine asılmaması, işçilerin karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendilmemeleri ve iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığının denetlenmemesi nedenleriyle sanık ... ile inceleme dışı sanıklar Ekrem ve Zafer’in aslen ve müteselsilen kusurlu olduklarının ifade edildiği,
    Suç ve karar tarihleri itibarıyla yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi uyarınca sanığa atılı taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunun uzlaşma hükümlerine tâbi olduğu, soruşturma ve kovuşturma evresinde sanığa ve katılana uzlaşma teklifinde bulunulmadığı,
    Anlaşılmaktadır.
    Uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur.
    01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin 8. fıkrasında, "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir" hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
    19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle, 5237 sayılı TCK"nın 73. maddesinin başlığında yer alan “Uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin 8. fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK"nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir.
    5271 sayılı CMK"nın 5560 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinde uzlaşmanın kapsamı;
    "(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
    a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
    b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
    1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
    2. Taksirle yaralama (madde 89),
    3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
    4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
    5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239)
    Suçları.
    (2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
    (3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez" şeklinde belirlenmiş iken, 09.07.2009 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle CMK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasına "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" cümlesi eklenmiş,
    02.12.2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı "Uzlaştırma" olarak değiştirilmiş ve;
    "(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
    a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
    b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
    1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
    2. Taksirle yaralama (madde 89),
    3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
    4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
    5. Hırsızlık (madde 141),
    6. Dolandırıcılık (madde 157),
    7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
    8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
    suçları.
    c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
    (2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
    (3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" şeklinde kapsamı genişletilmiştir.
    Görüldüğü gibi, 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun’un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin, gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir.
    6763 sayılı Kanun ile getirilen yeniliklerden biri de uzlaştırmanın kimler tarafından ve nasıl yapılacağına ilişkindir. Anılan Kanun’la, CMK’nın 253. maddesine eklenen 24 ve 25. fıkralarda;
    “(24) Her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir. Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilir. Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu, tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.
    (25) Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” hükümlerine yer verilmiştir.
    01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren CMK’nın "Mahkeme tarafından uzlaştırma" başlıklı 254. maddesi;
    "(1) Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tâbi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır.
    (2) Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir" şeklinde iken, 19.12.2006 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 25. maddesi ile;
    "(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre, mahkeme tarafından yapılır.
    (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır" biçiminde değiştirilmiş, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile CMK"nın 254. maddesinin birinci fıkrası;
    "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir" şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
    Bu düzenlemeler göz önüne alındığında, gerek 5560 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikten önce, gerekse 5560 ve 6763 sayılı Kanun"larla yapılan değişiklikler sonrası uzlaştırmanın, asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, ancak uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması hâllerinde kovuşturma aşamasında da mümkün olduğu kabul edilmelidir.
    Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması hâlinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
    Uzlaştırma ile failin cezalandırılması olanağı ortadan kalktığından, bu kurum ceza ilişkisini düşüren bir hâl olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle uzlaşma; bir taraftan muhakemeyi engellemesi nedeniyle muhakeme hukuku kurumu, diğer yandan ise fail ile devlet arasında ceza ilişkisini sona erdirdiğinden maddi ceza hukuku kurumu olarak kabul edilmelidir.
    Uyuşmazlık konusu ile ilgili 5237 sayılı TCK’nın “Taksirle Yaralama” başlıklı 89. maddesi ise;
    “(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
    (2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
    a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
    b) Vücudunda kemik kırılmasına,
    c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
    d) Yüzünde sabit ize,
    e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
    f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
    Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
    (3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
    a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
    b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
    c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
    d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
    e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
    Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
    (4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
    (5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.” şeklinde hükümler içermektedir.
    Yasal düzenlemelerden de açıkça anlaşıldığı üzere, şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın TCK’nın 89. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçu uzlaştırma kapsamında kalmaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
    Sanık ...’in genel müdür olarak görev yaptığı ... Resort isimli otelin kasap bölümünde staj yapan katılanın, kasaphane sorumlusu olan ve hakkında taksirle yaralama suçundan mâhkumiyet kararı onanmak suretiyle kesinleşen inceleme dışı sanık ...’un talimatı üzerine kıyma makinasında sarımsak çekerken elini makinaya kaptırması sonucunda yaralandığı, katılanın şikâyette bulunması üzerine başlatılan soruşturma sonucunda sanık ...’un TCK"nın 89/1 ve 89/3-b maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, gerek soruşturma gerekse kovuşturma evrelerinde sanık ve katılana uzlaşma teklifinde bulunulmadığı, sanığın eyleminin TCK’nın 89. maddesi ve CMK’nın 253. maddesinin birinci fıkrasının b-2. bendi uyarınca açıkça uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşılmakla, CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Yerel Mahkeme hükmünün saptanan bu usuli nedenden dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
    2- Yargıtay 12. Ceza Dairesince verilen 07.03.2016 tarihli ve 6011-3476 sayılı onama kararının sanık ... yönünden KALDIRILMASINA,
    3- Kemer 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.05.2014 tarihli ve 834-417 sayılı hükmünün; sanığın eyleminin TCK’nın 89. maddesi ve CMK’nın 253. maddesinin birinci fıkrasının b-2. bendi uyarınca açıkça uzlaşma kapsamında kalması nedeniyle CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle, başkaca yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.09.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi