Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/13737 Esas 2016/3237 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ..."in 2004 yılında kimliğini kaybettiğini 25.1.2005 yılında yeni kimlik çıkartığını, kaybettiği kimliği üzerine yabancı birinin resminin yapıştırılarak sahte kimlikle müvekkili adına şirket kurulduğunu, kurulan şirketin 185.000 TL vergi borcu bulunduğunu,vergi borcu nedeniyle müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını ve taşınmazı üzerine haciz konulduğunu taşınmazın satış aşamasında olduğunu, olaylardan 4.7.2008 tarihinde haberdar olduğunu belirterek vergi borçlusu şirket ortağının müvekkil olmadığının, anılan borçtan sorumlu olmadığının ve şirket ile ilişkisinin bulunmadığının tespitine karar verilmesi talep etmiş;davacının ölümü üzerine mirasçıları adına davaya devam edilmesini istemiştir.
Davalı idare savunma yapmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre....... Vergi Mahkemesinin 2008/3074 Esas 2010/2084 Karar sayılı dosyası ile davacıların mükellef olmadıkları ve borçlarının olmadığına dair karar verildiği verilen kararın kesin hüküm oluşturduğu aynı konuda yeniden tespit kararı verilmesinde davacının hukuki yarının bulunmadığı ve yeniden tespit kararı verilmesine gerek olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.