18. Ceza Dairesi 2015/29580 E. , 2016/7618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Konut dokunulmazlığının ihlali, tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, Mahkemenin kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi ek kararla giderme yoluna gitmiş ise de, hüküm fıkrasındaki çelişkinin ek kararla giderilemeyeceği anlaşılmakla, 28.05.2014 tarihli ek kararın yok hükmünde olduğu değerlendirilerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen kişilerin huzur ve sükununu bozma, tehdit ve konut dokunulmazığının ihlali eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağı ortadan kalkmış ise de, bu husus infaz aşamasında gözetilebileceğinden, bozmayı gerektirmediği,
1) Sanığın konut dokunulmazlığının ihlali ve tehdit eylemlerine ilişkin olarak ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2) Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kurulan hükümde ise;
Sanığın, birden fazla kez mesaj göndermek ve müştekinin evine gitmek suretiyle müştekiye yönelik kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu işlediği kabul edilen olayda, suçun niteliği gereği zincirleme suç hükmünün uygulanamayacağı gözetilmeden, TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza belirlenmesi,
Kanunu aykırı, sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak hüküm fıkrasının TCK"nın 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılıp, uygulamaya göre sonuç cezanın “3 ay” biçiminde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 13.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.