(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2020/2473 E. , 2021/5268 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 158 ada 2, 3, 4, 15, 26, 28, 29, 30, 31 parsel sayılı, 3952,36, 3297,13, 1782,08, 1633,35, 59,62, 9582,41, 1056,15, 778,73, 577,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 158 ada 2, 31 parseller ..., 158 ada 3, 15, 26, 30 parseller ..., 158 ada 4 parsel ..., ..., ..., 158 ada 28 parsel ... ve müşterekleri, 158 ada 29 parsel ... adlarına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece dosyalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 158 ada 2, 3, 4, 15, 26, 28, 29, 30, 31 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının iptali ile taşınmazların kök muris ... mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazların kök muristen intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı ...’den kaldığı yönünde yanlar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir taksimin yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Kural olarak, mirasçılar arasında yöntemine uygun bir taksimin varlığından söz edilebilmesi, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Davanın saptanan niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular dikkate alındığında, bu konuda yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Mahkemece, ortak miras bırakan ...’ün terekesinin murisin ölüm tarihinden sonra tüm mirasçıların katılımıyla yöntemine uygun şekilde taksim edilip edilmediği, taksim neticesinde hangi mirasçı ya da mirasçılara miras paylarına karşılık olarak terekeden hangi menkul ya da gayrimenkullerin verildiği ayrıntılı ve somut şekilde saptanmamış, 27.04.2011 tarihinde yapılan keşif sırasında dinlenen ..., çekişmeli taşınmazların kök muristen intikal ettiğini ve terekenin mirasçılar arasında taksim edildiğini, taksim tarihinden itibaren de fiili zilyetliğe başladıklarını belirtmiş, 21.04.2014 tarihli keşifte ise aynı mahalli bilirkişi bu kez taksim konusunda bilgisinin olmadığını açıklamıştır. Mahkemece, beyanlar arasındaki bu çelişki giderilmediği gibi terekenin taksim edilmediği yönündeki kabulünde, bu beyana neden üstünlük tanındığı da açıklanmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için, kök muris ... terekesine dahil olan taşınmazların tümü belirlenerek, bu taşınmazlara ait tespit tutanakları ve dayanakları ile oluşmuş ise tapu kayıtları getirtildikten sonra mahallinde, taşınmazların bulunduğu yeri iyi bilen, yaşlı, yansız yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel ve tespit bilirkişileri ile tanıklardan, kök muris ... terekesinin tüm mirasçılar ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile usulüne uygun şekilde taksime tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı, çekişmeli taşınmazlar yönünden mirasçılar arasında pay temliki yapılıp yapılmadığı maddi olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana ne sebeple üstünlük tanındığı gerekçeli kararda tartışılıp açıklanmalı, fen bilirkişisine, yapılan keşif takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.