Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/430
Karar No: 2019/560

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/430 Esas 2019/560 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/430 E.  ,  2019/560 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Sayısı : 359-771

    Hırsızlık suçuna teşebbüsten sanık ..."un beraatine ilişkin Ankara (Kapatılan) 27. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.01.2008 tarihli ve 199-58 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 25.12.2012 tarih ve 24570-28114 sayı ile;
    "10.10.2005 tarihli haciz tutanağına göre haczedilip yerinde bırakılan klimaların, daha sonra sanık tarafından satın alındığına dair belge veya fatura sunulamadığı gözetildiğinde, klimalar ile iş yerine ait üç adet kilidin tahliye ile birlikte değiştirilip anahtarlarının da müştekiye verildiğini belirtir tutanak ifadesi karşısında, sanık tarafından sonradan satın alınarak iş yerine götürülüp bırakıldığı belirtilen sandalyelerin sanığa ait olup olmadığı kesin olarak belirlenip sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetinilip yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi ise 12.06.2013 tarih ve 359-771 sayı ile;
    "Mahkememiz mevcut delillere göre sanık hakkında CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraat kararı vermiştir.
    Yargıtay Ceza Dairesi beraat kararını bozmuş, mevcut delillere göre mahkûmiyet kararı verilir sonucuna da varmamış, CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca zorunlu olan bozma sebeplerini de göstermemiştir. Eksik soruşturma, bozma nedeni olacak ise, araştırılması gereken hususların ne olduğunun açıklanması ve açıklanacak eksikliklerin aynı zamanda beraat kararını mahkûmiyet kararına dönüştürmeye elverişli olması gerekir. Aksi hâl, yargılamanın gereksiz uzaması ihtimalini de beraberinde getirecektir." şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
    Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.06.2014 tarihli ve 320499 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 435-1254 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesince 28.03.2017 tarih ve 223-3230 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin olup ayrıca dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Katılan ..."nın, 14.10.2006 tarihinde saat 20.00 sıralarında sahibi olduğu iş yerinden hırsızlık yapıldığı yönünde müracaatta bulunması üzerine soruşturmaya başlanıldığı,
    14.10.2006 tarihli tutanakta; ihbara konu adrese gidildiğinde iş yeri önündeki 06 KKT 63 plakalı kamyonete eşya yüklendiğinin görüldüğü, olay yerinde bulunan sanık ..."un, Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketi yetkilisi olup kamyonette bulunan eşyanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, bunun üzerine katılanın da iş yerinin mülk sahibi olduğunu, burayı Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketine kiraya verdiğini, sanığın yetkilisi olduğu şirketin kendisine olan kira borcu nedeniyle iş yerindeki malların haczedildiğini söylediği bilgilerine yer verildiği,
    Aynı tarihli yediemin tutanağına göre Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda kamyonetten indirilen otuz adet metal sandalye ile Coution Daikin ve Diamond Electic marka iki adet klimanın yediemin sıfatıyla katılana teslim edildiği,
    Olay yeri görgü tespit tutanağında; iş yerinin iki adet giriş kapısının olduğu, metal kapı üzerinde bulunan üst kapı kilidinin yerinde olmadığı, alt kilidin ise yerinde olup sağlam vaziyette bulunduğu, ikinci kapı olan ahşap kapı üzerinde “TC. Ankara 5. İcra Müdürlüğü 2005/639 ... bulunan kiralanan iş yeri 10.10.2005 tarihi itibarıyla mahkeme kararı gereği tahliye edilmiştir. Tebliğ olunur. 10.10.2005, Ali Rıza Örnek, 5. İcra Müdürlüğü infaz memuru” ibaresinin yazılı bulunduğu, ahşap kapının kilidinin kırılarak söküldüğü, iş yeri içinde yapılan incelemede Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketine ait muhtelif evrakların olduğu bilgilerinin bulunduğu,
    Katılan tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesinde, bahse konu iş yerinin kokteyl salonu olarak kullanılmak amacıyla yıllık 21.000 Amerikan Doları üzerinden bir yıl süreyle 09.01.2002 tarihinde Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketine kiraya verildiği, tarafların 12.06.2003 tarihinde kira bedeli ve kira süresi konularında değişiklik yaparak kira sözleşmesini yeniledikleri,
    Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 28.04.2005 tarihli ve 106-245 sayılı kararı ile borçlu sanığın ... sayılı yerde bulunan kiralanandan tahliyesine karar verildiği, kararın borçlu vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 22.09.2005 tarihli ve 5997-8453 sayılı onama ilamı ile kesinleşmesinden sonra Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2005/639 esas sayılı dosyası kapsamında 10.10.2005 tarihinde bahse konu iş yerine gidildiği, kapının kilitli olması nedeniyle çilingir marifetiyle açtırılarak içeriye girildiği, alacaklı ve borçlu vekilleri huzurunda haciz işlemine geçildiği, haciz tutanağına göre beş adet klima, altı adet televizyon, bir adet hoparlör, altı adet dev amfi, bir adet güç kaynağı, bir adet LG marka monitör ile Asus marka kasa, bir adet Philips marka monitör ile toplama kasa, bir adet ışık kontrol cihazı, bir adet DVD, bir adet ses cihazı, dört adet profosyonel amfi, bir adet küçük hoparlör, bir adet DJ mikser, bir adet Vestel marka monitör ile Dell marka kasa, bir adet Axion marka monitör ile ekipmanları, Brother marka faks cihazı ile bir adet amfinin fiilen haczedildiği, resen kıymet takdiri yapılan beş adet klimanın işyerinde bırakıldığı, diğer mahcuz malların muhafaza altına alındığı, mecurun tahliyesinin bu şekilde sağlanarak değiştirilen üç adet iş yeri anahtarının alacaklıya verildiği, haciz işlemi sırasında borçlu vekilinin iş yerinde bulunan bardaklar, alkollü ve alkolsüz içecekler ile yazar kasayı teslim almak istediğini söylediğini, alacaklı vekilinin de buna muvafakat gösterdiği hususunun tutanağa yazıldığı,
    Taşınırın açık artırma şartnamesi ve tutanağına göre 10.10.2005 tarihinde haczedilen mallardan beş adet klima dışındaki muhafaza altına alınan diğer mahcuz malların 17.11.2005 tarihinde yapılan birinci artırma ile 4.400.00 YTL (4.400 TL) bedel karşılığında alacaklı ..."ya satışının yapıldığı,
    Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.06.2007 tarihli ve 1065-1672 sayılı kararının incelenmesinde; davacı ..."nın, Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketi aleyhine 06.08.2004 tarihinde itirazın iptali davası açtığı, davacının dava dilekçesinde, ... sayılı yerde bulunan iş yerini kokteyl salonu olarak işletilmek üzere 09.01.2002 tarihinde Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketine yıllığı 21.000 Dolar üzerinden kiraya verdiğini, 12.06.2003 tarihinde ek kira sözleşmesi yaparak kira bedelinin Türk Lirası olarak ödeneceği hususunda anlaşıp kira süresini de beş yıla çıkardıklarını, yenilenen sözleşmeye göre kira bedelinin aylık 725,00 YTL (725 TL) olduğunu, ilk üç ayın kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle muacceliyet şartı gereği 2004 yılı toplam kira bedeli olan 8.700.00 YTL"nin (8.700 TL) muaccel hâle geldiğini, alacağın tahsili için Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2004/372 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin tebliğinden sonra 05.02.2004 tarihinde borç ödeme protokolü imzalandığını, davalının protokole göre 21.750.00 YTL (21.750 TL) ve diğer giderleri ödediğini, bakiye borcu 2004 yılı Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında ödemek için taahhütte bulunduğunu, buna rağmen borcu tam olarak ödemediği belirtilerek davalının takibe olan itirazının iptalinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2004/372 esas sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazın 22.270.00 YTL (22.270 TL) asıl alacağa yönelik olarak iptaline ve takibin devamına karar verildiği,
    Katılan vekili tarafından sunulan 07.11.2007 tarihli dilekçede katılanın artırma yoluyla alarak iş yerinde muhafaza ettiği mahcuz malların işyerinde bulunmadığının bildirildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan ... soruşturma aşamasında; ... sayılı yerde bulunan iş yerini Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketine kiraladığını, daha sonra kira borcundan dolayı icra marifetiyle iş yerini tahliye ettirdiğini, kira alacağına karşılık olmak üzere içeride bulunan eşyanın haczedilerek yediemin deposuna götürüldüğünü, satışı yapılan bu eşyayı bedelini ödeyip yedieminden devraldıktan sonra iş yerine koyduğunu, iş yerinde kendisinin mezat salonundan satın aldığı malların da bulunduğunu, iş yerinin bir yıldır boş olarak durduğunu, giriş kapısına demir bir kapı daha yaptırdığını, olay tarihinde saat 19.10 sıralarında bir arkadaşının telefonla kendisini arayarak iş yerinden eşya taşındığını söylemesi üzerine olay yerine gittiğini, polise de haber verdiğini, iş yerine gittiğinde eski kiracısı olan Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketi yetkilisi ..."un kapı kilidini kırarak içeri girdiğini ve kendisine ait olan eşyayı kamyonete yüklemekte olduğunu gördüğünü, sanığın kira borcundan dolayı iş yerinde bulunan mallarının haczedildiğini, kendisinin ise ihale ile parasını ödeyerek yedieminde bulunan malları satın alıp muhafaza amacıyla boş olarak duran işyerine koyduğunu, haczedilen malların birikmiş kira alacağının tamamını karşılamadığını, sanıktan 100.000.00 YTL (100.000 TL) daha alacağının olduğunu,
    Kovuşturma aşamasında önceki beyanlarından farklı olarak; iş yerindeki klimaların sanığa ait olduğunu, ancak tahliye kararından sonra içeriye kendisine ait iskemleler koyduğunu, iskemlelerin sanığa ait olmadığını,
    Sanık müdafisi aşamalarda; suça konu sandalyelerin sanığın işlettiği barın dekorasyonuna ait olduğunu, iş yerinde bulunan eşya üzerindeki haciz işleminin örneğini dosyaya sunmuş olduğu 11.07.2005 tarihli Denizbank A.Ş. Gimat Şubesi tarafından düzenlenen 10.500.00 YTL (10.500 TL) bedelli ve 05.05.2005 tarihli Ziraat Bankası A.Ş. Ulus Şubesi tarafından düzenlenen 34.000.00 YTL (34.000 TL) bedelli kesin ve süresiz teminat mektupları karşılığında borç ödendiğinden kalktığını, kaldı ki, haciz tarihinin 10.10.2005; sanığın eşyasını geri aldığı tarihin ise 14.10.2006 olup bir yıllık süre içinde katılan hapis hakkını kullanmadığı ve satış da istenmediği,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ... soruşturma aşamasında; bahse konu iş yerini yarı hissesi kendisine ait olan Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketi adına ortakları ile birlikte 2002 yılında kiraladığını, 10.10.2005 tarihinde Ankara 5. İcra Müdürlüğü tarafından bir kısım eşyasının haczedilerek iş yerinden tahliye edildiğini, haczedilmeyen ve iş yerinde kalan şahsi eşyasını, kasayı, çek defterini, masa ve sandalyesini bir çok kez istemesine rağmen katılanın olumlu yanıt vermemesi nedeniyle olay tarihinde saat 20.00 sıralarında bahse konu yere gittiğini, çilingir marifetiyle kapıyı açtırdığını, içeride bulunan eşyasını 06 KKT 63 plakalı kamyonete yüklediğini, kamyonete yüklediği otuz adet sandalye ve klimaların kendisine ait olup daha sonradan satın alarak iş yerine götürmüş olduğunu, haczedilen mallarla ilgili bir talebinin olmadığını, hacze dahil olmayan şirkete ait ve zati eşyasını almak amacıyla iş yerine girdiğini,
    Kovuşturma aşamasında önceki beyanlarından farklı olarak; olay tarihinde saat 17.00-18.00 sıralarında iş yerinde bulunan eşyasını almak üzere kamyonet tuttuğunu, hâlen bilgisayarı, kasası ve resmî evraklarının işyerinde bulunduğunu, hacizden sonra teminat karşılığında mallarını geri almış olduğunu,
    Savunmuştur,
    Uyuşmazlık konularının ayrı ayrı ele alınmasında fayda bulunmaktadır.
    I- Dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği;
    İncelenen dosya kapsamından;
    Bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçuna teşebbüse ilişkin olarak sanığın savunmasının 19.06.2007 tarihinde alındığı, somut olayda suç tarihinin 14.10.2006 tarihi olduğu, sanığın savunmasının alınması dışında zamanaşımını kesen başkaca bir işlem yapılmadığı,
    Katılanın soruşturma aşamasında, olay tarihinde saat 19.10 sıralarında bir arkadaşının telefonla kendisini arayarak iş yerinden hırsızlık yapıldığını söylemesi üzerine saat 20.00 sıralarında iş yerine gittiğinde sanığı bir kamyonete eşya yüklerken gördüğünü beyan ettiği,
    14.10.2006 tarihli tutanakta; saat 20.00 sıralarında haber merkezine bir iş yerinden 06 KKT 63 plakalı kamyonete eşya yüklendiğinin ihbar edilmesi üzerine olay yerine gidildiğinin belirtildiği,
    UYAP sisteminde yapılan sorgulamada, suç tarihi olan 14.10.2006 tarihinde Ankara ilinde güneşin saat 05.54"te doğup saat 17.15"te battığı, 5237 sayılı TCK"nın 6/1-e maddesi uyarınca ve yaz saati uygulaması da dikkate alınarak 19.15 ile 05.54 saatleri arasında kalan zaman diliminin gece olarak kabulünün gerektiği, buna göre eylemin gece vakti gerçekleştirildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde yer alan "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir." şeklindeki düzenleme ile hırsızlık suçunun basit hâli hüküm altına alınmış, aynı Kanun"un 142. maddesinde ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri sayılmıştır. Hırsızlık suçunun basit hâlinin oluşması için, başkasına ait taşınabilir eşyanın suçun nitelikli hâllerinde belirtilen şekiller dışında çalınması gerekmektedir.
    Suç ve karar tarihi itibarıyla uyuşmazlık konusuyla ilgili 5237 sayılı TCK"nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi;
    "(1) Hırsızlık suçunun;
    ...
    b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında,
    İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur...", şeklinde iken, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 62. maddesiyle TCK"nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmış, ilga edilen bendin metni korunmak suretiyle aynı maddenin ikinci fıkrasına (h) bendi olarak eklenmiş, birinci fıkradaki “iki yıldan beş yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım “üç yıldan yedi yıla kadar hapis”, ikinci fıkradaki “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım ise “beş yıldan on yıla kadar hapis” olarak değiştirilmiştir.
    TCK"nın 143. maddesi de suç ve karar tarihi itibarıyla “Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar artırılır.” şeklinde düzenlenmişken, 6545 sayılı Kanun"un 63. maddesiyle TCK"nın 143. maddesinde yer alan “üçte birine kadar” ibaresi “yarı oranında” biçiminde değiştirilmiştir.
    Görüldüğü gibi suç ve karar tarihinden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 62. maddesiyle herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık suçunun düzenlendiği TCK"nın 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin yürürlükten kaldırılarak, ilga edilen bendin metni korunmak suretiyle aynı maddenin ikinci fıkrasına (h) bendi olarak eklenmesi ve atılı suç için öngörülen "iki yıldan beş yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırımın "beş yıldan on yıla kadar hapis” olarak değiştirilmesi; aynı Kanun’un 63. maddesiyle de suçun gece vakti işlenmesi hâlinde 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesinde yer alan “üçte birine kadar” ibaresinin “yarı oranında” biçiminde değiştirilmesi karşısında ceza ve zamanaşımı süreleri bakımından 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin sanığın aleyhine olduğunda tereddüt bulunmamaktadır.
    Diğer taraftan, 5237 sayılı TCK’nın “Dava zamanaşımı” başlıklı 66. maddesi;
    “(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
    a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
    b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
    c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
    d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
    e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
    Geçmesiyle düşer.
    (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
    (3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
    (4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…” şeklinde düzenlenmiştir.
    Zamanaşımını kesen sebepler ise TCK"nın 67/2. maddesinde sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;
    a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
    b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
    c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
    d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
    Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.
    TCK"nın 67. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanığa atılı bulunan ve suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde yazılı olan bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçu bakımından 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü, suçun gece vakti işlenmesi hâlinde aynı Kanun"un 143. maddesi uyarınca cezanın üçte birine kadar artırılacağının düzenlendiği, Ceza Genel Kurulunun 11.12.2012 tarihli ve 1247-1842 sayılı kararında vurgulandığı üzere, 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 3. fıkrasında dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin de göz önünde bulundurulacağı belirtilmiş olup eylemin gece vakti işlenmiş olması nedeniyle dava zamanaşımının hesaplanmasında esas alınacak hapis cezasının üst sınırının 6 yıl 8 ay olacağı, buna göre, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddesi gereğince asli dava zamanaşımının 15 yıl, aynı Kanun"un 67/4 maddesi de göz önünde bulundurulduğunda kesintili dava zamanaşımının ise 22 yıl 6 ay olduğu, hakkında beraat kararı verilen sanığın savunmasının 19.06.2007 tarihinde alındığı ve bu tarihten sonra zamanaşımı sürelerini kesen başkaca bir işlem yapılmadığı anlaşılmış ise de 24.09.2019 olan inceleme tarihi itibarıyla 15 yıllık olağan dava zamanaşımının henüz gerçekleşmediği kabul edilmelidir.
    II- Dava zamanaşımının gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmakla, sanığa atılı suçun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığına ilişkin uyuşmazlık konusunun değerlendirilmesine geçildiğinde;
    Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektedir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir değişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
    Sanık ..."un, olay tarihinde gece sayılan saat 20.00 sıralarında eski iş yeri adresi olan katılan ..."ya ait ... sayılı yere gelerek iş yerinin ahşap kapısının kilitlerini kırıp içeriye girdiği ve otuz adet metal sandalye ile Coution Daikin ve Diamond Electic marka iki adet klimayı kamyonete yüklediği sırada komşuların haber vermesi üzerine iş yerine gelen katılan tarafından yakalandığı olayda;
    Katılana ait iş yerinin kokteyl salonu olarak kullanılmak amacıyla yıllık 21.000 Amerikan Doları üzerinden bir yıl süreyle 09.01.2002 tarihinde Borsa Pazarlama Turizm Limited Şirketi yetkilisi sıfatıyla sanığa kiraya verildiği, katılan ve sanığın 12.06.2003 tarihinde kira bedeli ve kira süresi konularında değişiklik yaparak kira sözleşmesini yeniledikleri, sanığın 2004 yılına ait kira borçlarını ödememesi nedeniyle katılanın Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2004/372 esas sayılı dosyası kapsamında icra takibinde bulunduğu, icra takip işlemleri sırasında sanığın birikmiş kira borcu olduğunu kabul ederek katılan ile borç ödeme protokolü imzaladığı, bununla birlikte taahhüde rağmen borcu tam olarak ödememesi nedeniyle katılanın takibe devam ettiği, borçlu olan sanığın takibe itiraz etmesi üzerine katılan tarafından 06.08.2004 tarihinde Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesine itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi talebiyle dava açıldığı, yargılama devam ederken sanığın bu kez 2005 yılı kira borcunu da ödememesi nedeniyle katılanın Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2005/639 esas sayılı dosyası kapsamında 2005-2006 yıllarına ait kira alacağına ilişkin icra takibinde bulunduğu, sanık tarafından takibe yapılan itiraz üzerine Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesince 28.04.2005 tarihli ve 106-245 sayılı karar ile icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasına ve davalı sanığın ... sayılı yerde bulunan kiralanandan tahliyesine karar verildiği, kararın borçlu sanık vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 22.09.2005 tarihli ve 5997-8453 sayılı onama ilamı ile kesinleşmesinden sonra Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2005/639 esas sayılı dosyası kapsamında 10.10.2005 tarihinde bahse konu iş yerine gidildiği, kapının kilitli olması nedeniyle çilingir marifetiyle açtırılarak içeriye girildiği, alacaklı ve borçlu vekilleri huzurunda haciz işlemine geçildiği, haciz tutanağına göre beş adet klima, altı adet televizyon, bir adet hoparlör, altı adet dev amfi, bir adet güç kaynağı, bir adet LG marka monitör ile Asus marka kasa, bir adet Philips marka monitör ile toplama kasa, bir adet ışık kontrol cihazı, bir adet DVD, bir adet ses cihazı, dört adet profosyonel amfi, bir adet küçük hoparlör, bir adet DJ mikser, bir adet Vestel marka monitör ile Dell marka kasa, bir adet Axion marka monitör ile ekipmanları, Brother marka faks cihazı ile bir adet amfinin fiilen haczedildiği, resen kıymet takdiri yapılan beş adet klimanın iş yerinde bırakıldığı, diğer mahcuz malların muhafaza altına alındığı, kiralanan iş yerinin tahliyesinin bu şekilde sağlanarak değiştirilen üç adet iş yeri anahtarının katılana verildiği, haciz işlemi sırasında borçlu sanık vekilinin iş yerinde bulunan bardaklar, alkollü ve alkolsüz içecekler ile yazar kasayı teslim almak istediğini söylediğini, alacaklı katılan vekilinin de buna muvafakat gösterdiği hususunun tutanağa yazıldığı, 17.11.2005 tarihinde yapılan birinci artırma ile 4.400.00 YTL (4.400 TL) bedel karşılığında katılan ..."ya 10.10.2005 tarihinde haczedilen mallardan beş adet klima dışındaki muhafaza altına alınan diğer mahcuz malların satışının yapıldığı,
    Katılanın aşamalarda dinlenmesinde; ihale yoluyla satın aldığı hacizli malları tahliye edilen iş yerine getirip burada muhafaza ettiğini, bununla birlikte haczedilen malların birikmiş kira alacağının tamamını karşılamadığını, sanıktan 100.000.00 YTL (100.000 TL) daha alacağının olduğunu, ayrıca kendisinin sonradan aldığı çok sayıdaki sandalyeleri de iş yerine koyduğunu, iş yerindeki klimaların sanığa ait olduğunu, iş yerinin bu hâliyle bir yıldır boş olarak bulunduğunu, olay tarihinde sanığın iş yeri kapı kilitlerini kırarak içeriye girip üzerinde haciz bulunan iki adet klima ile kendisine ait olan sandalyeleri kamyonete yüklediği sırada olay yerinde sanığı yakaladığını beyan ettiği, sanığın ise aşamalarda, haczedilmeyen ve iş yerinde kalan şahsi eşyasını, kasasını, çek defterini, masa ve sandalyesini bir çok kez istemesine rağmen katılanın olumlu yanıt vermemesi nedeniyle olay tarihinde saat 20.00 sıralarında bahse konu yere gittiğini, çilingir marifetiyle kapıyı açtırdığını, içeride bulunan eşyasını kamyonete yüklediğini, kamyonete yüklediği otuz adet sandalyenin kendisine ait olup daha sonradan satın alınarak iş yerine götürülmüş olduğunu, klimalar üzerindeki haczin ise teminat karşılığında kaldırıldığını savunduğu anlaşılmakla;
    Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2005/639 esas sayılı icra takip dosyasının getirtilerek onaylı örneklerinin dosya içine alınması, sanık müdafisinin, 11.07.2005 tarihli Denizbank A.Ş. Gimat Şubesi tarafından düzenlenen 10.500.00 YTL (10.500 TL) bedelli ve 05.05.2005 tarihli Ziraat Bankası A.Ş. Ulus Şubesi tarafından düzenlenen 34.000.00 YTL (34.000 TL) bedelli kesin ve süresiz teminat mektupları karşılığında borç ödendiği için haczin kaldırıldığı yönündeki iddiasının doğru olup olmadığı, teminat mektuplarında yazılı olan bedellerin takibe konu toplam alacak miktarını karşılayıp karşılamadığı, suça konu klimalar üzerindeki haczin devam edip etmediği hususlarının araştırılması; 10.10.2005 tarihli haciz tutanağında borçlu sanığın işletmekte olduğu iş yerine gidilerek isimleri ve özellikleri bildirilen eşyanın fiilen haczedildiği, resen kıymet takdiri yapılan beş adet klimanın iş yerinde bırakıldığı, diğer mahcuz eşyanın muhafaza altına alındığı, iş yerinin tahliyesinin bu şekilde sağlanarak değiştirilen üç adet anahtarın alacaklıya verildiğinin belirtilmesi karşısında, katılanın, tahliye kararından sonra iş yerine kendisine ait iskemleler koyduğu yönündeki beyanına karşın sanığın kamyonete yüklediği otuz adet sandalye ve klimaların kendisine ait olup daha sonradan satın alınarak iş yerine götürüldüğünü savunması dikkate alınarak haciz tutanağında iş yerinde sandalye bulunup bulunmadığına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmaması da gözetilip katılanın, sanık aleyhine önceki dönem kira borçlarına ilişkin Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2004/372 esas sayılı dosyası kapsamında da icra takibinde bulunduğu, borçlu sanık tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.06.2007 tarihli ve 1065-1672 sayılı kararı ile alacaklı katılanın davasının kısmen kabulü ile borçlu sanığın Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2004/372 esas sayılı dosyaya yapmış olduğu itirazın 22.270.00 YTL (22.270 TL) asıl alacağa yönelik olarak iptaline ve takibin devamına karar verildiği anlaşılmakla bahsi geçen icra takip dosyasının da getirtilerek onaylı örneklerinin alınması, suça konu sandalyelerin bu icra takip dosyası kapsamında haczedilip haczedilmediğinin araştırılması, sandalyelerin alım satımına ilişkin fatura, makbuz, sevk irsaliyesi, fotoğraf, tanık beyanı gibi delillerinin bulunup bulunmadığına ilişkin yeniden katılanın ve sanığın ayrıntılı beyanlarına başvurulması ile tahliye kararından sonra anahtarları değiştirilen iş yerine suça konu sandalyeleri nasıl götürdüğü hususunun da sanığa açıklattırılarak elde edilen tüm deliller çerçevesinde sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde beraat kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı suçun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2013 tarihli ve 359-771 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı suçun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.09.2019 tarihinde yapılan müzakerede, her iki uyuşmazlık bakımından oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi