Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2021/166
Karar No: 2021/863
Karar Tarihi: 29.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/166 Esas 2021/863 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2021/166 E.  ,  2021/863 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi


    1. Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından verilen ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne dair karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalılar Tasfiye Halinde ...Sanayi Tesisleri İmalat ve Montaj İnş.Taah.Turizm Ltd Şti. ve Petrol Ofisi A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... San. Tes. İnş. San. Ltd. Şti"nde imalat montaj işçisi olarak çalışmakta iken 04.08.2010 tarihinde iş kazası geçiren müvekkilinin maluliyet oranının tespitini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum tarafından davacının geçirdiği iş kazası sonucunda meslekte kazanma gücü kaybının %0 oranında olduğunun tespit edildiğini, kazazede işçide herhangi bir kalıcı hasar bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    6. Davalı ...Ş (Petrol Ofisi) vekili cevap dilekçesinde; davacının uğramış olduğu iş kazasının meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusur veya sorumluluğunun bulunmadığını, davacının diğer davalılardan ...Sanayi Tesisleri İmalat ve Montaj İnş.Taah.Turizm Ltd Şti"nin çalışanı olduğunu, iş kazasının davalı ... Mühendislik A.Ş."nin şantiyesinde meydana geldiğini, davacının geçirdiği iş kazasından sonra tüm tedavilerinin yapıldığını, tam olarak sağlığına kavuştuğunu, ayrıca mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

    7. Davalı ... Mühendislik A.Ş. (Tekfen A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili şirketin işçisi olmadığını, davacının işvereninin davalı Tasfiye Halinde ...Sanayi Tesisleri İmalat ve Montaj İnş. Taah. Turizm Ltd. Şti. olduğunu, bu davalı ile müvekkili şirket arasında 02.11.2009 tarihinde küre tankı montajı işinin anahtar teslimi yapılması konusunda sözleşme imzalandığını, davacının kendi kusuruyla meydana gelen kazada tedavi gördüğünü ve bir süre sonra iyileştiğini, SGK tarafından davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının %0 olarak belirlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    8. Davalı Tasfiye Halinde ...Sanayi Tesisleri İmalat ve Montaj İnş. Taah. Turizm Ltd. Şti. (Tasfiye Halinde ...Ltd. Şti.) vekili cevap dilekçesinde; davacının 04.08.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meslekte kazanma gücü kaybı oranının %0 olarak belirlendiğini, davacının iyileştiğini ve çalışabilir durumda olduğunu, 21.03.2011 tarihinde iş başı yapması gerektiği hâlde işe başlamadığını, bu süre içinde rapor da getirmediğinden ve haklı bir mazeret de göstermediğinden 31.03.2011 tarihi itibariyle iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacıya iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli eğitimlerin verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    9. Karşıyaka 4. İş Mahkemesinin 17.07.2018 tarihli ve 2012/157 E., 2018/228 K. sayılı kararı ile; bağlayıcı nitelikteki Adli Tıp Kurumu (ATK) Genel Kurulunun 15.01.2015 tarihli raporuyla davacının 04.08.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle meslekte kazanma gücünü %9 oranında kaybettiği saptandığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
    10. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    11. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince 05.09.2019 tarihli ve 2018/1935 E., 2019/1112 K. sayılı kararı ile; 5510 sayılı Kanun’un 19/1. maddesinde, "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır." düzenlemesine yer verilmiş olduğu, % 10 oranını bulmayan işgöremezlik oranının sürekli işgöremezlik gelirine hak kazanılması olanağı doğurmadığı gözetildiğinde, bu oranın altındaki bir tespitin SGK’nın kısa vadeli sigorta kolları kapsamındaki yasal yükümlülükleri üzerinde değişiklik yaratma olasılığı bulunmadığından, Kurum tarafından %0 olarak belirlenmiş olan işgöremezlik oranının % 9 olarak belirlendiği yargılama süreci sonucunda, davalı SGK’nın yukarıdaki yasal düzenlemeler gereği sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğinden, davalı SGK aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı yönünden ise meslek grup numarası ve tarafların dosya içerisindeki bilirkişi raporlarına itirazları da gözetilmek suretiyle yeniden rapor alınmak üzere dosya Adli Tıp Kurumuna ek rapor düzenlenmesi için gönderilerek ATK 2. Üst Kurulundan alınan rapor ile davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının ATK"nın Genel Kurulu tarafından belirlendiği şekilde, aynı gerekçelerle %9 olarak tespit edildiği belirtilerek her ne kadar hüküm kısmında herhangi bir değişiklik olmasa da istinaf aşamasında yeniden yargılama yapıldığı gerekçesiyle davacı vekili ile SGK vekilinin istinaf başvurularının kabulüne diğer davalıların istinaf başvurularının reddine karar verilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden hüküm kurmak suretiyle SGK hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne ve davacının 04.08.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle meslekte kazanma gücünü %9 oranında kaybetmiş sayılacağının tespitine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin Bozma Kararı:
    12. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile SGK dışındaki davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
    13. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 tarihli ve 2019/6551 E., 2020/1539 K. sayılı kararı ile; “..1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı (Tasfiye Halinde) ...Sanayi Tesisleri İmalat ve Montaj İnş.Taah.Turizm Ltd Şti, Tekfen İmalat Mühendislik A.Ş. ve Petrol Ofisi A.Ş., vekillerinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine
    2- Dava 04/08/2010 tarihli iş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince tüm davalılar yönünden davanın kabulü ile davacının %9 oranında sürekli iş göremezlik oranının tespitine karar verilmişken; Bölge Adliye Mahkemesince sürekli iş göremezlik oranı %10’u aşmadığı için davanın SGK yönünden reddine diğer davalılar yönünden davacı lehine ilk derece mahkemesi kararında belirtilen şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacının 04/08/2010 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle Kocatepe Sosyal Güvenlik Merkezinin 01/08/2011 tarihli raporuyla Yüksek Sağlık Kurulunun 25/09/2013 tarihli raporlarına göre davacının sürekli iş göremezlik oranının tespitini gerektirir bir maluliyetinin olmadığının tespit edildiği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 25/04/2014 tarihli raporunda sürekli iş göremzlik oranının %6,3 olarak tespit edildiği, Ali Tıp Genel Kurulunun 15/01/2015 tarihli raporunda Meslek Grup Numarası 1 kabul edilerek, çoğunluk görüşüne göre (Sol kolundaki arızasının sağ kolla mukayese edildiğinde; kişinin muayenesinde sağlam sağ kolunda da supinasyon hareketinin yarı yarıya azalmış olduğu birlikte değerlendirilmiş 1/2 takdir hakkı kullanılarak) %9, tek hekim tarafından düzenlenen muhalefet görüşüne göre ise (11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmî Gazete"de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği VII. Liste arıza sıra no 14a’da supinasyonun hiç yapılamadığı durumun tanımlandığı ve 16 arıza ağırlık ölçüsünün mevcut olduğu, Adlî Tıp Kurumu 3. Adlî Tıp İhtisas Kurulu’nda 07.03.2014 tarihinde yapılan muayenesinde 0° supinasyon (hareketsizlik) tespit edilen kişide kaza öncesine ait muayene bulgusu olmadan kolundaki supinasyon hareketinin ½’sini kaybetmiş gibi kabul edilip maluliyette yarı yarıya azaltmaya gidilmesinin uygun olmayacağından) %17,2 oranında sürekli iş göremezlik oranının tespiti gerektiğinin belirtildiği, Bölge Adliye Mahkemesince Adli Tıp 2. Üst Kurulundan (Yani Eski adıyla Genel Kuruldan) alınan 21/02/2019 tarihli raporda ise Meslek Grup Numarası 10 olarak alındığında simge ‘A’ olduğundan önceki Genel Kurulun çoğunluk sonucu ve muhalefetli sonucunda değişikliğe yol açmayacağının oy birliği ile mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
    Somut olayda uyuşmazlık SGK’nın davalı olarak davada yer alıp almayacağı noktaında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45. maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.

    Sürekli iş göremezlik oranının tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince sigortalıya sürekli işgöremezlik geliri bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan sürekli işgöremezlik oranının tespiti işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve sigortalının sürekli işgöremezlik oranı en az %10 ise, kurum sigortalının sürekli işgöremezlik oranına göre bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.
    Dava konusu olan hukuki ilişki birden fazla kişi arasında ortak olup da, bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde, dava arkadaşlığı maddi bakımdan zorunludur. Burada dava arkadaşları arasındaki hukuki ilişki son derece sıkı olup Mahkeme, mecburi dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve bir tek karar verir.
    Sürekli işgöremezlik oranının tespiti istemine ilişkin dava sonucunda mahkemece verilecek hüküm gerek işverenin gerekse Sosyal Güvenlik Kurumu"nun hak alanını etkileyeceğinden işveren ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
    Somut olayda, davaya konu iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik oranı tespitinin SGK’nın hak alanını ilgilendirmesi nedeniyle SGK’nın mecburi dava arkadaşı olduğu gözetilerek onun aleyhine de karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye mahkemesince davacının sürekli iş göremezlik oranının %10’u aşmadığı gözetilerek reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Yapılacak iş , davacının iş kazası nedeniyle tespit edilen sürekli iş göremezlik oranından SGK’nın hak alanını da etkilemesi nedeniyle bu davalı yönünden de kabul kararı vermekten ibarettir.
    Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir..." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    14. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 08.07.2020 tarihli ve 2020/763 E., 2020/1014 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelere ilaveten “SGK Başkanlığı hakkındaki davanın reddine...” yönelik İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarihli ve 2018/2247 E., 2019/60 K. sayılı kararının, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 25.06.2009 (25.06.2019) tarihli ve 2019/1771 E., 2019/4743 K. sayılı ilamıyla onandığı, aynı Dairenin, aynı konuya ilişkin yaklaşımındaki farklılığın gerekçesi anlaşılamadığı ve önceki içtihattan ayrılma gereği de belirtilmediğinden, bozma ilamına uyulmasının mümkün olmadığı, davanın SGK’nın hak alanını ilgilendirdiği yönü çekişmesiz olmakla birlikte, bozma ilamında, "Somut olayda uyuşmazlık SGK’nın davalı olarak davada yer alıp almayacağı noktasında toplanmaktadır." ifadesine yer verilmiş ise de, bu konuda herhangi bir tereddüt mevcut olmayıp, davalı konumunda yer alması gereği çekişmesiz bulunan SGK’nın yargılama sonucu ortaya çıkan hüküm nedeniyle herhangi bir hukuksal yükümlülük altına girmemesi ve verilen kararın Kurum yönünden işlem yapma gereğini doğurmamasına karşın, aleyhine hüküm verilen davalı konumunda kabul edilip edilmeyeceği yönü çözümlenmesi gereken sorun olup, davalıların tümü hakkında aynı hükmün kurulma zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    15. Direnme kararı süresi içinde davalı Tasfiye Halinde ...Sanayi Tesisleri İmalat ve Montaj İnş. Taah. Turizm Ltd. Şti ve Petrol Ofisi A.Ş vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK:
    16. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; maluliyetin (meslekte kazanma gücü kaybı oranı) tespitine ilişkin eldeki davada; meslekte kazanma gücünü %10 oranının altında kaybetmiş olma hâlinde, davalı ... aleyhine hüküm verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    III. ÖN SORUN
    17. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararının davacı ... davalılar Tasfiye Halinde ...Ltd. Şti, Tekfen A.Ş. ve Petrol Ofisi A.Ş vekilleri tarafından temyizi üzerine Özel Dairece davalılar Tasfiye Halinde ...Ltd Şti, Tekfen A.Ş. ve Petrol Ofisi A.Ş. vekillerinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davalı Kurum aleyhine de hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile bozulduğu, Bölge Adliye Mahkemesince önceki hükümde direnildiği dikkate alındığında; davalılar Tasfiye Halinde ...Ltd Şti. ve Petrol Ofisi A.Ş. vekillerinin direnme kararını temyiz etmekte hukukî yararlarının bulunup bulunmadığı ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

    IV. GEREKÇE
    18. Öncelikle konuyla ilgili kavram ve yasal düzenlemelere kısaca değinilmelidir.
    19. Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için gerekli olan unsurlardır. Diğer bir anlatımla, dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
    20. Mahkeme, hem davanın açıldığı tarihte hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden araştırıp inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartlarının davanın açıldığı tarih itibariyle bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemece mesmu (dinlenebilir) olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerekir.
    21. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup bu maddenin 1. fıkrasının (h) bendinde "Davacının, dava açmakta hukukî yararının bulunması" dava şartları arasında sayılmıştır.
    22. Medeni usul hukukunda hukukî yarar, mahkemede bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta ve mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğine işaret eder. Davacının davayı açtığı tarih itibariyle dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır.
    23. Yine bu yararın "hukukî ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması da gerekir (Hanağası, E.: Davada Menfaat, Ankara 2009, s.135).
    24. Öte yandan dava açılmasında olduğu gibi, mahkemeye yapılan her talep için, talepte bulunanın hukukî yararının varlığı şarttır. Aksi hâlde mahkeme, böyle bir talebi inceleyip yerine getiremez (Kuru, B.: Medenî Usul Hukuku El Kitabı, Cilt I, Yetkin Yayınları, Mart 2020, s.390).
    25. Gelinen bu noktada belirtilmelidir ki; kanun yolu davanın taraflarına tanınan bir hukukî yoldur ki; bununla yanlış olan kararların (daha doğrusu yanlış olduğu iddia edilen kararların) tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi sağlanır.
    26. Hüküm mahkemelerinin karar verirken yanlış yapmaları ihtimali bulunduğundan, verilen kararların daha yüksek bir mahkeme tarafından kontrol edilmesi için, her hukuk sisteminde kanun yolları kabul edilmiştir (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt III, s. 4483).
    27. Kanun yollarından biri de temyiz kanun yolu olup nihai bir karar, kanunda öngörülen süre içinde, harca tabi ise harcı yatırılarak temyiz edilebilir. Bunlara ilaveten nasıl ki, davacının dava açmakta hukukî menfaatinin bulunması gerekiyorsa, temyize başvuranın da hukukî menfaatinin bulunması gerekir.
    28. Buna göre temyiz yoluna başvuran tarafın temyiz ettiği kararın kaldırılması ya da değiştirilmesinde korunmaya değer bir menfaati olmalıdır. Davada haklı çıkmış olan tarafın da hukukî menfaati bulunmak kaydıyla hükmü temyiz etmesi mümkündür.
    29. Yeri gelmişken usulî kazanılmış hak kurumuna kısaca değinilmesi gerekmektedir.
    30. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir.
    31. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmekte olup, bu noktada bir mahkemenin Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğacağı gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulî kazanılmış hak gerçekleşebilir.
    32. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulî kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 E., 1959/5 K. sayılı kararı).
    33. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı çıkması, o konuda yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi, uygulanması gereken kanun hükmünün hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi, görev, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ile bozma kararının maddi hataya dayanması hâllerinde usulî kazanılmış hak oluşması mümkün değildir.
    34. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesinin ilk kararının davacı ... davalı Tasfiye Halinde ...Ltd. Şti, Tekfen A.Ş. ve Petrol Ofisi A.Ş vekilleri tarafından temyizi üzerine Özel Dairece davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile davalı Kurum aleyhine hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince verilen önceki hükümde direnildiği, direnme kararını davalı Tasfiye Halinde ...Ltd. Şti. ve Petrol Ofisi A.Ş. vekillerinin temyiz ettiği görülmüştür.
    35. Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar ile somut olaya ilişkin maddi ve hukukî olgular bir arada değerlendirildiğinde; Özel Dairece davalılar Tasfiye Halinde ...Ltd. Şti. ve Petrol Ofisi A.Ş. vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmekle bozma kapsamı dışında kalan bu yönlerin kesinleştiği, usulî kazanılmış hakkın istisnalarının bulunmadığı, davalı ... aleyhine olan bozma nedenine ise direnilmesi karşısında artık davalılar Tasfiye Halinde ...Ltd. Şti. ve Petrol Ofisi A.Ş.’nin kendileri yönünden kesinleşen bu kararı temyiz etmekte hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    36. Bu nedenle davalılar Tasfiye Halinde ...Ltd Şti. ve Petrol Ofisi A.Ş. vekillerinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmelidir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalılar Tasfiye Halinde ...Sanayi Tesisleri İmalat ve Montaj İnş. Taah. Turizm Ltd. Şti. ve Petrol Ofisi A.Ş. vekillerinin temyiz istemlerinin hukukî yarar yokluğundan REDDİNE,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, 29.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi