2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2017/564 Esas 2018/4561 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/564
Karar No: 2018/4561
Karar Tarihi: 16.04.2018

2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2017/564 Esas 2018/4561 Karar Sayılı İlamı

Özet:

İcra takibi sırasında ilamda yazılı borçlu vekaletine tebligat yapılması yasal olsa da, cezaların şahsiliği prensibi gereği, borçlu vekiline icra emri tebligatının, cezai sorumluluk açısından hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle sanığın beraat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, suçun oluşabilmesi için şirketin aktif ve pasif durumunun belirlenerek hukuki durumunun takdir edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, eksik kovuşturma ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak verilen mahkumiyet kararı bozulmuştur.
Aşağıda yer alan kanun maddeleri kararda geçen kanun maddeleridir:
- 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 345/a maddesi
- Türk Ticaret Kanunu'nun 376. (6762 sayılı TTK'nın 324.) maddesi
- Türk Ceza Kanunu'nun 75. maddesi
- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 14/2. maddesi
- Türk Ceza Kanunu'nun 50/1-a. maddesi ve 52/2. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2017/564 E.  ,  2018/4561 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    İlamlı icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazılı borçlu vekiline tebligat yapılması yasal ise de; ceza hukuku açısından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline icra emri tebligatının, cezai sorumluluk açısından hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kabule göre ise;
    1-İİK"nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun"un 179 ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 376. (6762 sayılı TTK"nın 324.) maddesinde öngörülen koşullarda şikayet tarihi itibariyle şirketin aktif ve pasif durumu belirlenerek, sonucuna göre şirketin iflasının istenmesi şartlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği cihetle, öncelikle borçlu şirkete ait ticari defterler, kayıtlar ve banka hesapları bulunduğu yerden temin edilerek, bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, kesinleşmiş icra takip dosyalarının borçları da pasife dahil edilerek, sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik kovuşturma ve sadece defter ve bilanço incelemesine dayanan yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi,
    2-Türk Ceza Kanunu"nun 75. maddesinin birinci fıkrası uyarınca uzlaştırma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçlar önödemeye tabi olup, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu"nun 345/a maddesinde öngörülen suçun cezasının üst sınırının üç ay hapis cezası olduğu ve suç tarihi itibariyle uzlaştırma kapsamında bulunmadığı gözetilerek, sanık hakkında önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre durumun tayini gerekirken anılan ihtarat yapılmadan mahkumiyet kararı verilmesi,
    3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/2. maddesine aykırı olarak, neticeten hükmolunan adli para cezasından fazla vekalet ücretinin sanıktan alınarak şikayetçiye verilmesine hükmedilmesi,
    4-Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının seçenek yaptırımlardan adli para cezasına çevrilmesinde, uygulama maddesi olarak TCK"nın 50/1-a. maddesi yerine aynı Kanun"un 52/2. maddesinin gösterilmesi,
    5- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 31.12.2013 yerine 25.02.2014 olarak gösterilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 16/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.