17. Hukuk Dairesi 2015/13125 E. , 2016/3206 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline ait traktöre davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın kusurlu olarak çarpması sonucu traktörde yedek parça bedeli 4.950,00 TL, işçilik bedeli 1.000,00 TL, aracın servise nakliyesi ücreti 236,00 TL olmak üzere toplam 6.186,00 TL zarar meydana geldiğini, değer kaybının mahkemece bilirkişi vasıtasıyla tespit edilmesini, hasar bedeli ve araçta meydana gelen değer kaybının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi şartıyla belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 6.186,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 500 TL değer kaybı olarak toplam 6.636,50 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, görevli ve yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, aracın uzun süreli araç kira sözleşmesi ile dava dışı ... kiralandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 6.636,50 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı "işleten"i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde(kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla)artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, kaza tarihi 19/12/2013 olup, 13.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren adi yazılı kira sözleşmesine göre davalı ... maliki olduğu dava konusu kazaya karışan araç 36 aylığına dava dışı ... tarafından kiralanmış ve 01.07.2011 tarihinde kiracıya teslim edilmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurularak, bahsi geçen adi yazılı kira sözleşmesine göre davalı araç maliki ... aracını dava dışı ... kiraladığına göre, taraflar arasında tanzim edilen adi yazılı kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın gerçekten kiracıya teslim edilip edilmediği, sözleşme süresinin bitiminden önce sözleşmenin feshedilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ... işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.