22. Hukuk Dairesi 2015/8400 E. , 2016/9022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile kötüniyet tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ile davalı .... Tic. A.Ş. avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirkete ait işyerinde diğer davalı alt işveren işçisi olarak çalışırken, iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile kötü niyet tazminatı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davacının devamsızlık yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın davalı şirket yönünden kısmen kabulüne, diğer davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı .... Tic. A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı .... Tic. A.Ş."nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde yapılan tanıma göre, “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işverene alt işveren denilir”. Bunlara ayrıca, taşeron, aracı, müteahhit, alt yüklenici gibi isimler de verilmektedir.
Asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişki, niteliğine göre, eser, taşıma, kira gibi sözleşmelere dayanır. Alt işveren üstlendiği işi sözleşme şartları doğrultusunda ama kendi adına ve bağımsız bir biçimde yürütür. Çalıştırdığı işçilerle kendi adına iş sözleşmesi yapar, gerekli talimatları verir, işçilere ücretlerini kendisi öder; ücret bordrolarını düzenler, sosyal güvenlik kurumu primlerini yatırır.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için; alt işveren, işçilerini asıl işverene ait işyerinde, asıl işverenden aldığı iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde çalıştırıyor olmalı ve asıl işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde ya da asıl işin bir bölümünde çalıştırmalıdır. Bu anlamda verilen iş süreklilik arzetmeli, anahtar teslimi verilmiş olmamalıdır.
4857 sayılı Kanun"un 2/6. son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur.
Dosya içeriği dikkate alındığında; davalılar aralarındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan işin niteliği itibariyle davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacının işçilik alacaklarından davalıların müştereken ve mütesilsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekli iken mahkemece yazılı gerekçe ile davalı Kazım Kurumuş bakımından davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.