Esas No: 2022/2444
Karar No: 2022/3438
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2444 Esas 2022/3438 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, alacağının tahsili için dava dışı şirket aleyhine başlattığı icra takibi sonrası açılan itirazın iptali davasında söz konusu şirketin tasfiye işlemlerinin tamamlanmadığının farkına varmış ve ihya davası açarak şirketin ticaret siciline kaydedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne ve davalı tasfiye memurunun gider ve vekalet ücretlerinden sorumlu tutulmasına karar vermiştir. Davalı vekili istinaf etmiş, ancak istinaf başvurusu reddedilmiş ve temyiz edilmiştir. Yargıtay ise, yapılan yargılama ve somut uyuşmazlık bakımından İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik olmadığına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: TTK'nın 547. maddesi, HMK'nın 326. ve 353/b-1 maddeleri, HMK'nın 370/1 ve 372. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.03.2020 tarih ve 2019/228 E- 2020/215 K. sayılı kararın davalı tasfiye memuru ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.01.2022 tarih ve 2021/2110 E- 2022/3 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tasfiye memuru ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının alacağının tahsili için dava dışı Barika Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. aleyhine İstanbul 35. İcra Müdürlüğü'nün 2013/15542 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, söz konusu şirket tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazın iptali davası açıldığını, davanın mahkemece 18.06.2015 tarihinde kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, söz konusu şirketin 06.02.2014 tarihinde tasfiye işlemleri tamamlanarak ticaret sicilinden terkin edildiğini, ancak bu hususun itirazın iptali davası sırasında tasfiye memuru ve vekili tarafından mahkemeye bildirilmediğini ileri sürerek, Barika Denizcilik San. ve Tic. A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından dava dışı Barika Denizcilik San. ve Tic. A.Ş. aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz üzerine 18.12.2013 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı, 18/06/2015 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, dolayısıyla söz konusu şirketin tasfiyesinin sonlandırılmadığı döneme ilişkin bir alacak davasının söz konusu olduğu, ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yerine getirilmesinin uygun olacağı, davalı tasfiye memurunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Barika Denizcilik San. ve Tic. A.Ş.’nin ticaret sicil kaydının, İstanbul 16. İş Mahkemesinin 2013/1081 esas sayılı dava dosyasının ve İstanbul 35. İcra Dairesi'nin 2013/15542 esas sayılı icra dosyasının görülmesi ve verilecek kararların infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyasına, kararın tescil ve ilanına, ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı ... tarafından yürütülmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; itirazın iptaline ilişkin ilamının infaz edilebilmesi için tasfiye halindeki şirketin ihyasının talep edilmesinde davacının hukuki yararının bulunduğu, tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerektiği, ihya davasının TTK'nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerektiği, tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, alacak davasına konu ticari ilişki bulunduğundan bu durumu bilecek durumda olan tasfiye memurunun tasfiyeyi kapatması ve HMK'nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının isabetli olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı ...'dan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.