Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/9452
Karar No: 2008/11792
Karar Tarihi: 13.11.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/9452 Esas 2008/11792 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/9452 E.  ,  2008/11792 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FETHİYE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,.
    TARİHİ : 13/06/2008
    NUMARASI : 2007/262-2008/233

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, paydaşı olduğu dava konusu 58 parselde bulunan evin ikinci katının paydaşlardan davalı tarafından haksız olarak işgal edildiğini,arazi üzerinde zirai faaliyette bulunduğunu, ihtara rağmen taşınmazı kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
    Davalı, dava konusu taşınmazın mirasçılar arasında paylaştırıldığını, arazide zirai faaliyetinin olmadığını, davacının payının karşılığını bedelin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının dava konusu taşınmazda bulunan iki katlı eve elatmasının önlenmesine, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, taraflar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden, dava konusu 58 parsel sayılı taşınmazda tarafların paydaş oldukları, taşınmaz içersinde iki katlı evin bulunduğu, taşınmazın ev dışında kalan bölümlerinin ise boş olup herhangi bir tarımsal faaliyetin olmadığı, verim çağını geçmiş 10-15 zeytin ağacı ile birkaç nar ve incir ağacının bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı taşınmazda bulunan evin ikinci katının davalı tarafından işgal edilerek ev dışındaki kısımlarında davalı tarafından haksız olarak kullanıldığı iddiası ile eldeki davayı açtığı görülmektedir.
    Mahkemece, taşınmazın ev dışındaki bölümüne davalının elattığının belirlenmediğine ve diğer hususlarda kurulan hükümde bir isabetsizliğin bulunmadığına göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
    Davalının temyiz itirazlarına gelince;çekişmeli taşınmazın taraflarla birlikte dava dışı kişilerinde paydaş olduğu, buna göre taşınmazın paylı mülkiyet üzere bulunduğu, o halde çekişmenin TMK’nun 688. vd. maddelerinde öngörülen hükümler uygulanmak suretiyle giderileceği açıktır.Bilindiği üzere,paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " ahte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; taraflar arasında harici bir taksim sözleşmesi bulunmadığı gibi uzun zamandan beri kullanım şekli yönünden fiili bir durumun yaratılmadığı dosya kapsamı ile sabittir.Her ne kadar, paydaşlar arasında 18.5. 1982 tarihli anlaşma senedi ibraz edilmişse de anılan sözleşmenin tüm paydaşları bağlayıcı nitelikte taksim belgesi niteliğini taşımadığı, 25.6.2001 tarihli belgenin ise taşınmazın tasarrufuna ilişkin bulunmadığı, diğer taraftan bina dışındaki bölümlerin boş olduğu gözetildiğinde davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği, kaldı ki binanın zemin katının da davacı tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. md. gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,13.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi