2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1040 Karar No: 2014/8859
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/1040 Esas 2014/8859 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2014/1040 E. , 2014/8859 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ankara 8. Aile Mahkmesi TARİHİ :15.04.2013 NUMARASI :Esas no:2012/496 Karar no:2013/474
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebi hakkında verilen karara ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 14.04.2014 (Pzt.) KARŞI OY YAZISI Davalı tarafından bu davadan önce davacı aleyhine 17.02.2011 tarihinde boşanma davası açılmış, haklı görülmeyerek davası reddedilmiştir. Tarafların sözü edilen boşanma davası öncesinden beri fiilen ayrı yaşadıkları tartışmasızdır. Davacı, ailenin ekonomik varlığının korunması ve davalının evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerinin yerine getirilmesini gerektirici sebepleri ileri sürerek, dava dilekçesinde gösterilen davalının taşınmaz malı üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını talep etmektedir. Toplanan delillerden davalının taşınmazı satmak için girişimlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 199. maddesinde gösterilen önlem alınmasını gerektirici sebepler ve malvarlığının elden çıkarılması riski mevcuttur. O halde, davacının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasıyla ilgili talebinin kabulü gerekirken isteğin reddi doğru değildir. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.