8. Hukuk Dairesi 2018/5304 E. , 2019/2739 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın HMK"nin 150/6 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davacılar ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, dava konusu 20 ve 23 no’lu taşınmazlara davalıların tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek müdahalenin men’ine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır .
Mahkemece, davanın HMK’nin 150/6 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın; 15/06/1999 tarihli celse, 22/06/2010 tarihli celse ve 09/07/2013 tarihli celselerde takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mülga 1086 sayılı HUMK’un 409.maddesi: “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır .
Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağrı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.
Dava, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez . Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır .” hükmünü içermektedir.
Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır .
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da, yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığıdır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla (veya hükümle) sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasındaki her usul işlemi, ayrı ayrı ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi tamamlanmış ise, artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak, dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Eğer bir usul işlemi, yargılama sırasında yapılmaya başlanıp, tamamlandıktan sonra, yeni bir usul kuralı yürürlüğe girerse, söz konusu işlem geçerliliğini korur. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez .
Yargılama sonunda yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nin konuya ilişkin, “Zaman bakımından uygulanma” başlığını taşıyan 448.maddesi ile; “(1) Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir.
Anılan madde uyarınca mülga HUMK zamanında açılan dava, hiç işlemden kaldırılmamış dolayısıyla bir işlem yapılmamış ve 6100 sayılı HMK zamanında işlemden kaldırılmışsa bu takdirde, tamamlanmış bir işlem bulunmadığından ve usul hükümlerinin hemen uygulanması gerektiğinden hareketle HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksamamak gerekir. (Hukuk Genel Kurulunun 15.05.2013 gün ve 2012/17-1629 E., 2013/700 K. sayılı kararı).
Buna karşılık somut olayda olduğu gibi, mülga 1086 sayılı HUMK’un yürürlükte olduğu dönemde davanın bir kez işlemden kaldırılıp yenilenmesinden sonra, 6100 sayılı HMK zamanında da işlemden kaldırılması halinde,1086 sayılı HUMK"un ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 07.05.2013 tarihli 126. celsede davacılar vekilinin mazeret dilekçesi verdiği ve Mahkemece mazeret dilekçesinin kabulü ile duruşma gününün UYAP"tan ve kalemden öğrenilmesine karar verildiği, 09.07.2013 tarihli, 127. celsede dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Usul hukukunda, duruşma gününün UYAP"tan ya da kalemden öğrenilmesine yönelik bir hüküm mevcut değildir. Mahkemece 07.05.2013 tarihli celseye ilişkin mazeret dilekçesinin kabulü üzerine, duruşma gün ve saatinin davacılar vekiline tebliği gerekirken duruşma gününün UYAP"tan ve kalemden öğrenilmesine karar verilmesi, 09.07.2013 tarihli celsede de dosyanın işlemden kaldırılması doğru değildir.
2. Öte yandan, 02.12.2014 tarihli, 134. celsede davacı vekilince mazeret dilekçesi verilmiş olmasına karşın, bu hususta bir karar verilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.