Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/703
Karar No: 2019/557

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/703 Esas 2019/557 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/703 E.  ,  2019/557 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 147-221

    Nitelikli zimmet suçundan sanık ..."ın 765 sayılı TCK"nın 202/2, 80, 219, 59, 202/4 ve 219/son ile 5252 sayılı Kanun"un 6. maddeleri uyarınca 3 yıl 10 ay 20 gün hapis ve 1.139TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, meydana gelen 1.367TL miktarındaki kamu zararının katılan kuruma ödenmesine ve sanığın müebbeden memuriyetten mahrumiyetine; resmî evrakta sahtekarlık suçundan ise 765 sayılı TCK"nın 339/1-1. cümle, 80 ve 59 ile 5252 sayılı Kanun"un 6. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.12.2011 tarihli ve 120-458 sayılı hükmün, sanık ... müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 19.12.2012 tarih ve 11115-13299 sayı ile;
    "765 sayılı TCK uygulamasında, sahteciliğin nitelikli zimmet suçunun unsuru olduğu, 5237 sayılı TCK uygulamasında ise, aynı Kanun"un 212. maddesinin "Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur." şeklindeki hükmü uyarınca, sahte belge düzenlemek suretiyle zimmetin gizlenmeye çalışılması hâlinde, iki ayrı suçun oluşacağı gözetilerek ortaya çıkan sonuçlarının birbiriyle bütün olarak karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerekmesine, bu şekilde karşılaştırma yapılmasına, nitelikli zimmet suçundan lehe kabul edilen 765 sayılı TCK uyarınca hüküm kurulmasına rağmen bu suçun unsuru olan sahtecilik suçu yeniden bağımsız bir suç kabul edilerek ayrıca bu suçtan da mahkûmiyet hükmü kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesince 24.04.2013 tarih ve 147-221 sayı ile; resmî evrakta sahtekarlık suçundan sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ve nitelikli zimmet suçundan sanığın 765 sayılı TCK"nın 202/2, 80, 219, 202/3, 59, 202/4 ve 219/son ile 5252 sayılı Kanun"un 6. maddeleri uyarınca 2 yıl 7 ay 3 gün hapis ve 759TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, meydana gelen 1.367TL miktarındaki kamu zararının katılan kuruma ödenmesine ve sanığın müebbeden memuriyetten mahrumiyetine karar verilmiş, bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 27.04.2015 tarih ve 9196-10062 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 18.06.2015 tarih ve 195089 sayı ile;
    "...Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi 24.04.2013 gün ve 2013/147 Esas, 2013/221 sayılı kararına dayanak olarak; bilirkişiler kurulu tarafından yapılan incelemede 3.706TL yolluk giderinin tahakkuk ettirildiği, bunun 2.202TL sinin hak sahiplerine ödendiği, geri kalan 1.504TL"nin bankada bulunduğunun anlaşıldığı, tahakkuk eden yolluk giderlerinin iki ayrı fişle tahakkuk ettirildiği, tanık ifadelerine göre..."un 385TL, ... ..."ın 100TL aldıkları, diğer tanıklar ..., ..., ... ve ..."in tahakkuk eden yollukları almadıklarını "Yolluğumu aldım" yazısındaki imzaların kendilerine ait olmadığını ileri sürdükleri ve bu beyanları da Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca tanzim edilen raporda da doğrulanmış olmakla ..., ..., ... ve ..."in alması gereken geriye kalan (2.202 - 835 = 1.367TL) 1.367TL"nin sanığın zincirleme sahtecilik yaprak zimmetine geçirdiğini kabul etmiştir.
    Sanık ... yazılı ve sözlü olarak yargılamanın tüm aşamalarında; suç tarihleri arasında başka kurumlarda ve birçok zamanda ise il dışında resmî olarak görevli olması, iş yoğunluğu nedeniyle belgeleri kendisinin bizzat tanzim etmediğini, birçok belgenin yardımcısı ... tarafından tanzim edildiğini savunmuş, ... da hükümden önce 22.04.2013 havale tarihli mahkemeye sunduğu dilekçesi ile "Mahkemeye konu olan harcırah paralarını ben dağıttım. Çünkü komisyon işlerini ben takip ediyordum. Hak sahiplerine harcırahlarını ödemek için iş yerlerine gittiğimde yerlerinde olmayanların paralarınını ödemesi için orada çalışan kişilere verilmesi için bırakıyordum. Kendi üzerimde hiç kimsenin harcırah paraları kalmamıştır." istikametindeki beyanı ve yine mahkemenin kabulüne göre, "Bazı belgelerde sanık ... imzalarının da sahte olması nedeniyle belgelerdeki sahte imzaların kimler tarafından tamamlandığı hususunda belirsizlik bulunduğu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca da bu hususta inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Belgelerde sahte imza bulunması nedeniyle belgelerin sahte olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmaktadır".
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1981 gün ve 5-2/106 sayılı kararında açıklandığı üzere ceza yargılamasının temel amacının hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olduğu nazara alınmadan, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcılığı tarafından hiçbir araştırma, bilirkişi incelemesi yapılmadan, tanık beyanı ve sanık savunması dahi alınmadan müfettiş raporuna dayanılarak açılan kamu davası nedeniyle mahkemece yapılan yargılama aşamasında ise; Kayseri Valiliği bünyesinde kurulan "Telif hakları ve Sinema" konularında denetim yapmak üzere kurulan denetim komisyonu üyelerine, kurulda görev yapan hiçbir personele, kurulun sekretaryasının olup olmadığı, kurulunun çalışma sisteminin ve uygulamasının ne şekilde olduğu, harcamaların, ödemelerin kimin tarafından ne şekilde yapıldığı, belgelerdeki parayı alan görevlilere ve diğer hak sahiplerinin parayı kimden aldıkları dahi sorulmadan, sadece iki tanığa... ve ... ..."ın parayı alıp almadığı mahkemece sorulmuş, hatta müfettiş tarafından alınan beyanların, bilgi ve görüşlerin doğru olup olmadığı dahi sorulmadan sadece imza incelemesi için alınan beyanlara ve özellikle tanık ..."nın hükümden önce 22.04.2013 havale tarihli dilekçesinin açıklattırılarak sonuçuna göre karar verilmesi gerektiği hâlde eksik inçeleme ile hüküm kurulduğu..." düşüncesiyle itiraz yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 07.07.2015 tarih ve 8399-13563 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli zimmet suçunun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Bandrol Uygulamasına İlişkin Kurulacak Denetim Komisyonlarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’in 8. maddesine göre; komisyonun yazı ve hesap işleri ile evrak hizmetlerinin il kültür müdürlüklerince yürütüleceği,
    ... müfettişlerince düzenlenen 04.03.2005 tarihli rapora göre; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu uyarınca Kayseri ilinde kurulan Denetim Komisyonu ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolün ardından Komisyon oluşumuna ilişkin alınan Valilik onayının İl Kültür Müdürlüğünün 13.03.2003 tarihli ve 334 sayılı yazısı ekinde Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderildiği, Kayseri İl Denetim Komisyonunun T.C. Ziraat Bankası Kayseri Şubesi nezdinde bir hesap açtırdığı, hesap numarasının 0159 0152 3029 .... ... olduğu, 22.07.2003 tarihli ve 486 sayılı Valilik onayı ile hesap açılması ve paranın kullanımı hususunda İl Denetim Komisyonu Başkanı sanığın yetkili kılınmasının uygun görüldüğü, hesaptan para çekme ve hesaba para yatırma yetkisinin sanıkta olduğuna dair Valilik onayının Komisyon Başkanlığının 25.07.2003 tarihli ve 509 sayılı yazısıyla Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderildiği,
    Denetim Komisyonu Başkanlığının 08.06.2004 tarihli yazı ekindeki belgelerle tanık..."a 400TL, sanığa 350TL, tanık ..."a 325TL ödendiğinin anlaşıldığı, yolluk cetvellerinin ekinde yer alan "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı çizelgede ilgili komisyon üyelerinin isimlerinin ve imzalarının bulunduğu, Denetim Komisyonu Başkanlığının 05.07.2004 tarihli ve 147 sayılı yazı ekindeki belgelerde ise sanığa 250TL; diğer komisyon üyeleri olan tanıklar ..., ..., ..., ... ... ve ...’e ise 234’er TL ödendiği, dolayısıyla Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderilmiş olan belgelerde komisyon üyelerinin tamamına 3.706TL yolluk ödendiğinin gösterildiği, sanığın ifadesinde; komisyon üyelerine bir kez yoluk ödendiğini, ödemeleri kendisinin gerçekleştirdiğini, ifadesine ek olarak sunduğu belgelerde görüleceği üzere tanıklar ... ve ..."e yapılan ödemenin 517TL olduğunu, komisyon üyelerine ikinci defa yolluk ödemek için yollukları düzenlediğini, ancak yollukların henüz ödenmediğini beyan etmiş ise de tanık ...’ın ifadesinde 400TL değil 385TL aldığını; tanık ...’in ise 117TL değil 100TL aldığını beyan etmeleri karşısında, sanığın bu yöndeki iddiasının doğrulanmadığı, diğer taraftan Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderilen 08.06.2004 tarihli yazı ekindeki belgelerde kendilerine yolluk ödendiği gösterilen tanıklar..., ..., ... ve ...’in ifadelerinde; komisyonda yer almaları nedeniyle herhangi bir yolluk almadıklarını ve "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı çizelgede yer alan imzaların kendilerine ait olmadığını beyan etmeleri dikkate alındığında, gerçekte tanıklar..., ..., ... ve ...’e herhangi bir ödeme yapılmamış olmasına rağmen Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderilen belgelerde adı geçen komisyon üyelerine yolluk ödenmiş gibi gösterildiği, ayrıca komisyon üyesi olan tanıklar..., ..., ... ve ... adına düzenlenen "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı belgelerden komisyon üyelerinin haberdar olmadıkları, bu belgelerde komisyon üyelerinin imzalarının taklit edildiği, sanığın ifadesinde daha sonra ödeneceğini beyan ettiği yolluk ödemelerinin de ekinde yer aldığı 05.07.2004 tarihli ve 146-147 sayılı yazı ile harcama belgelerinin Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderildiği, arada geçen dönemde bu yollukların ödenmiş olması gerektiği, ayrıca tahakkuk ettirildiği ama ödenmediği beyan edilen yollukların gösterildiği çizelgede "...Komisyon memur üyelerine yapılan ödemelerde yalnızca bu günler baz alınarak düzenleme ile ödeme yapılmıştır" ibaresinin bulunduğu, dolayısıyla çizelgenin altında da yolluklar için ödeme yapılacağından değil ödeme yapıldığından bahsedildiği, harcamalara ilişkin genel prosedürün de önce harcamanın yapılması sonra belgelerin Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderilmesi şeklinde olduğu, bu hususun Genel Müdürlük ile Komisyon arasında imzalanan Protokol"ün 11. maddesine "...Genel Müdürlükçe verilen avanslar, yapılan harcamalara ilişkin belgeler de ibraz edilmek suretiyle bir sonraki ayın sonuna kadar kapatılır." şeklinde hüküm altına alındığı, tüm bu hususlar göz önüne alındığında sanığın; 05.07.2004 tarihli ve 146-147 sayılı yazı ekinde Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderilen yollukları tahakkuk ettirdiği, ancak ödemesini daha sonra yapacağı yönündeki beyanının gerçeği yansıtmadığı, söz konusu yollukların Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderilen belgelerde ödenmiş gibi gösterilmesine karşın gerçekte ödenmediği, sanığın ifadesinde hafta sonu veya mesai saatleri dışında denetim yapılmadığını kabul etmiş olmasına rağmen bu husustaki savunmasında yollukların hafta sonu yapılan denetimler için ödendiğini beyan ettiği, komisyonda Maliye Bakanlığı temsilcisi olarak yer alan ve kendilerine yolluk ödendiği gösterilen tanıklar... ve ...’in hafta içi veya hafta sonu komisyonun herhangi bir denetimine katılmadıkları, denetimlere katılan komisyon üyeleri olan tanıklar ..., ..., Köksal ve ...’ün beyanlarında ise gerçekte hafta sonu veya mesai saatleri dışında denetim yapılmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü ile İl Denetim Komisyonu arasında imzalanan Protokol"ün 10. maddesi uyarınca yalnızca mesai saatleri dışındaki çalışmalar için Valilik onayı ile ödenmesi gereken fazla mesai ücretlerinin, mesai saatleri dışında veya hafta sonları herhangi bir denetim yapılmamış olduğu komisyon üyelerinin beyanlarından anlaşıldığı hâlde, herhangi bir ödeme yapmaması gereken sanığın tanık ...’a 385TL, tanık ...’e ise 100TL ödediği, diğer komisyon üyelerine ise herhangi bir ödeme yapılmadığı, komisyon üyelerinin imzalarının "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı belgelerde taklit edildiği,
    İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen 01.03.2011 tarihli ve 4990 sayılı rapora göre;
    1- İnceleme konusu 19/5, 17/2, 18/4, 20/39, 21/2 No.lu diğer belgelerde tanık ..."a atfen atılı imzalar ile adı geçenin mukayese imzaları arasında; raporda belirtilen tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla tanık ..."ın eli ürünü olmadığı,
    2- İnceleme konusu 16/5 ve 21/2 No.lu belgelerde tanık ..."ya atfen atılı imzalar ile adı geçenin mukayese imzaları arasında; raporda sayılan tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla tanık ..."nın eli ürünü olmadığı, 19/5, 17/2, 18/4, 14/2, 20/39 No.lu diğer belgelerde tanık ..."ya atfen atılı imzalar ile adı geçenin mukayese imzaları arasında; raporda sayılan tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların tanık ..."nın eli ürünü olduğu,
    3- İnceleme konusu 19/5 ve 21/2 No.lu belgelerde tanık ..."a atfen atılı imzalar ile adı geçenin mukayese imzaları arasında; raporda sayılan tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla tanık ..."ın eli ürünü olmadığı,
    4- İnceleme konusu 21/2 ve 20/39 No.lu belgelerde tanık ... ..."a atfen atılı imzalar ile adı geçenin mukayese imzaları arasında; raporda sayılan tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla tanık ... ..."ın eli ürünü olmadığı,
    5- İnceleme konusu 16/5, 17/2, 18/4 No.lu belgelerde tanık M. ..."e atfen atılı imzalar ile adı geçenin mukayese imzaları arasında; raporda sayılan tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla tanık M. ..."in eli ürünü olmadığı,
    6- İnceleme konusu 18/4, 17/2, 19/5, 20/32 No.lu belgelerde tanık Adem Saçan"a atfen atılı imzalar ile adı geçenin mukayese imzaları arasında; raporda sayılan tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla tanık Adem Saçan"ın eli ürünü olmadığı,
    Sayıştay Emekli Uzman Denetçilerince Düzenlenen 07.12.2005 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu ile aynı heyetçe düzenlenen bila tarih ek rapora göre; yapılan incelemede 3.706TL yolluk giderinin tahakkuk ettirildiği, bunun 2.202TL’sinin hak sahiplerine ödendiği, geri kalan 1.504TL’nin bankada bulunduğunun anlaşıldığı, yolluk giderlerinin iki ayrı fişle tahakkuk ettirildiği, birinci fişle; sanığa 350TL, tanık ...’e 325TL, tanık...’a 325TL, tanık...’ya 325TL, tanık ...’e 325TL, tanık ...’e 117TL, ...’a 117TL ve tanık ...’a 400TL olmak üzere toplam 2.284TL, ikinci fişle ise sanığa 252TL, tanık...’ya 234TL, tanık tanık...’a 234TL, tanık ...’e 234TL, tanık ...’e 234TL ve tanık ...’e 234TL olmak üzere toplam 1.422TL tahakkuk ettirildiği, ifadelerine başvurulan tanık ..."ın 385TL ve tanık ..."in 100TL aldıklarını; tanıklar..."ın ise tahakkuk eden yollukları almadıklarını ve "Yolluğumu Aldım" yazısındaki imzaların kendilerine ait olmadığını beyan ettikleri, ...’ın bu hususta ifadesine rastlanamadığı, sanık tarafından birinci bölümde tahakkuk eden 2.284TL’den 2.202TL’nin hak sahiplerine ödendiğinin ileri sürüldüğü, ancak alınan beyanlara göre yalnızca sanığa 350TL, tanık ...’a 285TL ve tanık ...’e 100TL olmak üzere toplam 835TL"nin hak sahiplerine ödenmiş olduğu, geriye kalan (2.202TL - 835TL) 1.367TL’nin Mahkemece alınacak ifadeler uyarınca diğer hak sahibi olan tanıklar ..., Köksal, ... ve ... ile ...’a ödendiği kanaatine varılması hâlinde zimmetin varit olmayacağı, aksi hâlde söz konusu 1.367TL"nin sanığın sorumluluğunda olacağı, harcırah tahakkukunun 31.05.2004 tarihinde yapıldığı, Mahkemece zimmet olduğu yönünde karar verilmesi hâlinde zimmetin bu tarihte gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği, geriye kalan yolluk tahakkuku olan 1.422TL’nin bankada bulunması ve hak sahiplerine ödenmemesi nedeniyle bu hususta zimmetten söz edilemeyeceği,
    Tanık ...’nın hükümden önce Mahkemeye sunduğu 22.04.2013 havale tarihli dilekçesinde; "Mahkemeye konu olan harcırah paralarını ben dağıttım. Çünkü komisyon işlerini ben takip ediyordum. Hak sahiplerine harcırahlarını ödemek için iş yerlerine gittiğimde yerlerinde olmayanların paralarını ödemesi için orada çalışan kişilere verilmesi için bırakıyordum. Kendi üzerimde hiç kimsenin harcırah paraları kalmamıştır.
    Komisyon işlerinin çoğunu ben yapıyordum. Başkan M. Ali Kulat’ın işlerinin yoğunluğu ve A.B. projelerini takip etmesi nedeni ile işlerle ilgilenemediği için yetkiyi bana verdiği için işleri ben takip ediyordum. Görev yazısını da evrak defterine kayıt ederek bana vermişti.
    Bilgilerinize arz ederim." hususlarına yer verdiği,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan ... Kültür ve Turizm Müdürlüğü vekili; sanığın cezalandırılmasını talep ettiklerini,
    Tanık ... Özkan soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünde ayniyat saymanı olarak görev yaptığını, 12.09.2003 tarihli ve 26 sayılı Valilik oluruyla satın alma komisyonun kurulmasına, 22.09.2003 tarihli ve 27 sayılı Valilik oluruyla da satın alma ve harcama komisyonu kurulmasına karar verildiğini, her iki komisyonda da sanık ... tanık ...’le birlikte yer aldığını, ancak Müfettişliğe sunulan tutanakta belirtildiği üzere söz konusu onayların Müdürlükte bulunmadığını, yine gelir gider evrakı ile özellikle harcamalara ilişkin belgelerin Müdürlükte olmadığını, bu hususu sorduğu tanık ...’in, sanığın söz konusu evrakı götürdüğünü söylediğini, harcamaların sanık tarafından yapıldığını, ancak ne şekilde yapıldığı hususunda bilgi sahibi olmadığını,
    Tanık ...Toymuş soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; İl Kültür ve Turizm Müdürü olarak görev yaptığını, komisyonun ..., Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Meslek Birliği temsilcilerinden oluştuğunu, komisyon sekretaryasının Müdürlükçe yürütüldüğünü, İl Denetim Komisyonunun yazışmalarının Müdürlük tarafından değil doğrudan Denetim Komisyonu Başkanlığı tarafından gerçekleştirildiğini, harcamaların ve komisyonun işleyişinin doğrudan komisyon başkanlığınca yapıldığını, komisyonun iş ve işlemlerinde imzasının bulunmadığını, komisyon harcamalarının tamamen Denetim Komisyonu Başkanlığı bünyesinde yapıldığını, komisyonun gerek Genel Müdürlükle gerekse Valilikle olan ilişkilerinin Denetim Komisyonu Başkanlığı tarafından yürütüldüğünü, komisyona ne kadar avans verildiği, komisyon bütçesinin ne kadar olduğu, ne şekilde harcama yapıldığı hususlarında bilgisinin bulunmadığını, komisyon başkanı olan sanığın gözaltına alınıp tutuklanmasından sonra yeni Komisyon Başkanı olan tanık ...’ın, kendisine komisyon evrakının ve harcama belgelerinin dairede olmadığını ve sanığın söz konusu evrakı evine götürdüğünü belirttiğini, bunun üzerine bir tutanak düzenlediklerini, resmi bir yazıyla sanıktan evrakı getirmesini istediklerini, adı geçenin cevabi yazısında kendisinde evrak bulunmadığını, evrak asıllarını Ankara’ya gönderdiğini ileri sürdüğünü,
    Tanık Mustafa... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; Kayseri İl Denetim Komisyonunda meslek birliği temsilcisi olarak 2002 yılından beri yedek üye olarak görev yaptığını, komisyon üyesi olarak sanığın başkanlığındaki komisyonla birlikte herhangi bir denetime katılmadığını, komisyonda yedek üye olarak yer alması ve iş yerinde yalnız çalışması nedenleriyle çalışmaların nasıl yapıldığı, hangi dönemlerde denetim yapıldığı ve harcamaların nasıl yapıldığı hususlarında bilgi sahibi olmadığını, Müfettişlikçe kendisine gösterilen 07.06.2004 tarih ve 139 sayılı imza sirküleri konulu belgede isminin altında yer alan imzanın da kendisine ait olmadığını,
    Tanık ... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; Kayseri Defterdarlığı İhbarlar Denetim ve Koordinasyon Gelir Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını, Kayseri İl Denetim Komisyonunda Maliye Bakanlığı temsilcisi olarak 13.03.2002 tarihinden beri asil üye olarak yer aldığını, bu tarihten sonra kurulan bütün denetim komisyonlarında da Maliye Bakanlığı temsilcisi olarak yer aldığını, komisyon üyesi olarak hafta sonları veya mesai saatleri dışında herhangi bir denetime katılmadığını, komisyondan yolluk olarak herhangi bir para almadığını, Müfettişlikçe kendisine gösterilen "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı belgedeki isminin yanında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, söz konusu 325TL tutarındaki paradan haberdar olmadığını, bu belgeyi ilk kez gördüğünü, ayrıca Müfettişlikçe kendisine gösterilen "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına ait Mart – Nisan - Mayıs 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" isimli ve 07.06.2004 tarihli belgede isminin altında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, 05.07.2004 tarihli ve 146 sayılı avans talebi konulu belgede adına ödendiği gösterilen 234TL tutarındaki yolluktan haberdar olmadığını, kendisinin bu parayı teslim almadığını, yine "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına ait 5 Temmuz -11 Ekim 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" başlıklı ve 11.10.2004 tarihli belgedeki isminin altında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, bu belgeleri ilk kez gördüğünü,
    Tanık ... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; Maliye Bakanlığı İhbarlar ve Denetim Koordinasyon Gelir Müdürlüğünde Gelir Şefi olarak görev yaptığını, hatırlayabildiği kadarıyla 2004 yılı Şubat ayından beri Kayseri İl Denetim Komisyonunda yer aldığını, kendisinin yedek üye, tanık...’nın ise asil üye olduğunu, ne kendisinin ne de tanık...’nın denetimlere hiç katılmadığını, komisyonun nasıl çalıştığı ve harcamalarının nasıl yapıldığı hususlarında bilgi sahibi olmadığını, 24.10.2003 tarihli ve 53 sayılı Valilik olurunda belirtilen yerlerde komisyon üyesi olarak hiç bulunmadığını, komisyonda yer alması nedeniyle herhangi bir şekilde yolluk almadığını, Müfettişlikçe kendisine gösterilen "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı belgede isminin yanında yer alan 325TL tutarındaki yolluğu teslim almadığını, söz konusu belgedeki imzanın kesinlikle kendisine ait olmadığını, sanık tarafından imzalanan 31.05.2004 tarihli gündelik ve tazminatları gösterir cetveldeki ödemelerden haberdar olmadığını, ayrıca Müfettişlikçe kendisine gösterilen 05.07.2004 tarihli ve 146 sayılı İl Denetim Komisyonu Başkanlığı yazısındaki adına ödendiği gösterilen 234TL tutarındaki yolluk hakkında bilgi sahibi olmadığını, komisyonda yer alması nedeniyle kendisine herhangi bir şekilde ödeme yapılmadığını, komisyon üyesi olarak bir kez komisyonunun yapacağı işleri belirlemek üzere yapılan toplantıda düzenlenen tutanak dışında herhangi bir yere imza atmadığını, "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı belgede isminin yanındaki imzanın kendisine ait olmadığını,
    Tanık ... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; komisyonda İçişleri Bakanlığı temsilcisi olduğunu, daha önceki komisyonda İçişleri Bakanlığı temsilcisi olarak bir de ..."ın yer aldığını, ancak ...’ın emekli olduğunu, işlerinin yoğunluğu ve amirlerinin takdirine göre komisyonda kimi zaman kendisinin kimi zaman ise tanık...’ın görev yaptığını, komisyonca hafta sonlarında veya mesai saatleri dışında herhangi bir denetim yapılmadığını, komisyon üyesi olması nedeniyle tarafına herhangi bir ödeme yapılmadığını, komisyondan bugüne kadar yolluk adı altında herhangi bir para almadığını, komisyon üyesi olarak bir kez ödenek talep edilmesi için komisyonun ilk kurulduğu günlerde imza attığını, bu imzanın müfettişlikçe kendisine gösterilen 22.09.2003 tarihli belge olduğunu, kendisinin bu belgeyi ödenek talep edilmesi için imzaladığını, bu belge dışında harcamalara ilişkin herhangi bir belgeye imza atmadığını, aynı şekilde 07.06.2004 tarihli ve 139 sayılı imza sirküleri konulu belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu, bu belgeyi komisyon üyelerinin tamamının imzaladığını, kendisinin de imza örneğini bakanlığa göndermek üzere bu belgeyi imzaladığını, söz konusu iki belge dışında "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait Mart - Nisan - Mayıs 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyeleri Yollukları" başlıklı ve 07.06.2004 tarihli belgede isminin altında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca söz konusu belge ekinde bulunan "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı yazıda belirtildiğinin aksine 325TL tutarındaki parayı kendisinin teslim almadığını, söz konusu belgedeki imzanın da kendisine ait olmadığını, yine "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait 1 Haziran – 5 Temmuz 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyeleri Yollukları Listesidir" başlıklı ve 05.07.2004 tarihli belgede isminin altında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca anılan belgede adına ödendiği gösterilen 234TL tutarındaki yolluğu kendisinin almadığını, söz konusu belgeleri ilk kez gördüğünü, bu belgelerdeki imzaların kesinlikle kendisine ait olmadığını,
    Tanık ... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; denetim komisyonunda İçişleri Bakanlığı temsilcisi olarak yer aldığını, Müfettişlikçe kendisine gösterilen "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı belgede isminin yanında yazılı bulunan 325TL tutarındaki yolluğu hiçbir şekilde almadığını, söz konusu belgede adının yanında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, bu belgeleri ilk kez gördüğünü, komisyon olarak hafta sonları herhangi bir denetim yapmadıklarını, denetimler için yolluklarını Emniyet Müdürlüğü Bütçe Şube Müdürlüğüne yazarak kendi bütçelerinden aldıklarını, Emniyet Müdürlüğünün kendi bütçesinden komisyon üyesi olması nedeniyle ilçelerde yapılan denetimler için bir kez yolluk aldığını, Bütçe Şube Müdürlüğüne gönderilen yazının örneğini ifadesine ek olarak sunduğunu, İl Denetim Komisyonundan herhangi bir şekilde yolluk almasının söz konusu olmadığını, Müfettişlikçe kendisine gösterilen Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına ait "1 Haziran - 5 Temmuz 2004 Aylan Harcama Listesi ve Komisyon Üyeleri Yollukları Listesidir" başlıklı belgede adına ödendiği gösterilen 234TL’den haberdar olmadığını,
    Tanık... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; Kayseri İl Denetim Komisyonunun kurulduğu günden beri yedek üye olarak komisyonda yer aldığını, 13.05.2004 tarihli ve 131 sayılı Valilik onayıyla oluşturulan komisyonda ise yer almadığını, komisyon üyeleri olan tanık ... ile sanığın gözaltına alınıp tutuklanmasından sonra 27.10.2004 tarihinde oluşturulan yeni komisyonda başkan olarak görevlendirildiğini, göreve başladığında İl Denetim Komisyonunun ödeme evrakının, işletme defterinin ve avans işlemleriyle ilgili dökümanların olmadığını fark ettiklerini, durumu tanıklar ... ve ...ile birlikte tutanak altına aldıklarını, yaptıkları tespitlerden sonra sanığın cezaevinde olmasına rağmen eşi...’tan bahsi geçen evrakın telefonla istendiğini, Sema Kulat’ın, sanığın cezaevinden çıktıktan sonra evrakı teslim edeceğini söylediğini, sanığın cezaevinden çıktıktan sonra söz konusu evrakı teslim etmediğini, kendisinin bunun üzerine telif hakları daire başkanıyla telefonla görüşerek ne yapmaları gerektiğini sorduğunu, telefonla yapılan görüşmeden sonra yazı ile adı geçenden eksik olan belgeleri istediğini, ancak sanığın yazılı yanıtında defterin ve harcama evrakının asıllarının Ankara’ya gönderildiğini, kendisinde evrak bulunmadığını, komisyonda görev alması nedeniyle bir kez 385TL miktarında yolluk aldığını, bunun dışında komisyon çalışmaları için herhangi bir para almadığını, söz konusu tutarın sanık tarafından hesaplandığını, sanığın bu paranın ilçe denetimleri ve daha önceki denetimler için ödendiğini söylediğini, komisyonda görev aldığı süre içerisinde hafta sonları hiç denetime gitmediklerini, ancak iki veya üç kez komisyon olarak hafta sonları toplantı yaptıklarını, almış olduğu yolluk için herhangi bir imza atmadığını, komisyon harcamalarının sanık tarafından yapıldığını, ne kadar harcama yapıldığı veya nasıl harcama yapıldığı hususunda bilgi sahibi olmadığını,
    Soruşturma evresinde Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde; daha önce ... müfettişlerine vermiş olduğu ayrıntılı ifadesini aynen tekrar ettiğini, kime ne kadar yolluk ödendiğinden haberdar olmadığını, kendisine yalnızca bir kez 385TL yolluk ödendiğini, bu yolluğun sanık tarafından tahakkuk ettirildiğini, kendilerinin de komisyon olarak diğer memurlar gibi mesai saatleri içerisinde de olsa il dışına çıktıklarında yolluk aldıklarını, ancak gerçekte ne kadar yolluk hak ettiğini bilmediğini, hatırladığı kadarıyla il dışına iki kez çıktığını, sanığın yapmış olduğu iş ve işlemler konusunda bilgisinin bulunmadığını, harcamalara ilişkin tüm evrakın sanıkta bulunduğunu, işlemlerin tamamının sanık tarafından yerine getirildiğini, sanığın başkasının yerine geçerek imza atıp atmadığını bilmediğini,
    Kovuşturma evresinde alınan ifadesinde ise; 385TL miktarında yolluk aldığını, ne kadar yolluk hak ettiğimi bilmediğini, komisyon olarak ilçelere denetime gittiklerini, sanık müdafisinin talebi üzerine sorulduğunda da yolluğu 385TL olarak aldığını tahmin ettiğini, kesin miktarı bilmediğini,
    Tanık ... ... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; Kayseri İl Denetim Komisyonunda 2003 yılından beri asil üye olarak görev yaptığını, komisyon üyeliğinin hâlen devam ettiğini, denetim komisyonunun Valilik oluruyla oluşturulduğunu, 2003 yılından bugüne kadar kurulan tüm komisyonlarda yer aldığını, komisyon tarafından yapılan denetimlerin hepsine bizzat katıldığını, komisyonca mesai saatleri dışında veya hafta sonları bir denetim yapılmadığını, diğer komisyon üyeleri gibi kendisinin de mesai saatleri dışında veya hafta sonları bir denetime katılmadığını, denetim komisyonlarının sekretaryasının İl Kültür ve Turizm Müdürlükleri tarafından yürütüldüğünü, bu görevin Müdürlükte fiilen kendisi ve sanık tarafından yürütüldüğünü, 12.09.2003 tarih ve 26 sayı ile satın alma komisyonu kurulmasına, 22.09.2003 tarih ve 27 sayı ile de satın alma ve harcama komisyonu kurulmasına ilişkin Valilik olurları alındığını, her iki komisyonda da kendisinin, sanığın ve tanık ...’in yer aldığını, tüm harcamaları sanığın tek başına yaptığını, ne kadar harcama yapıldığını ve harcamaların nasıl yapıldığını yalnızca sanığın bildiğini, kendisinin veya herhangi bir komisyon üyesinin harcamaları bilmesinin mümkün olmadığını, çünkü tüm evrakın sanığın evinde bulunduğunu, evrakı daireye hiç getirmediğini, sanığın, "Ankara’ya Bakanlığa gittim, sizin için yolluk çıkarttım" diyerek komisyon üyesi olması nedeniyle, yolluk olduğunu söyleyerek kendisine bir kez 100TL ödediğini, kendisi haricinde tanık ...’a da yolluk verildiğini, bunun dışında herhangi bir komisyon üyesine yolluk verilmediğini, sanığın kendisinin de yolluk aldığını, ne kadar aldığını kendisine söylemediğini, mesai saatleri dışında veya hafta sonları komisyonda çalışmadığını, bu yolluğun ilçe denetimleri için olduğunu düşündüğünü, almış olduğu 100TL tutarındaki yolluk için attığı imzanın Müfettişlikçe kendisine gösterilen "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı belgedeki imza olduğunu, bu imzayı kendisinin attığını, ancak imza attığı sırada çizelgenin boş olduğunu, 100TL tutarındaki yolluk dışında herhangi bir yolluk almadığını, "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait 1 Haziran – 5 Temmuz 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyeleri Yollukları" başlıklı ve 05.07.2004 tarihli belgeyi ilk kez gördüğünü, bu belgede adına ödendiği gösterilen 234TL tutarındaki yolluktan haberdar olmadığını, bu belgedeki adının altında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını, herhangi bir komisyon üyesinin de yolluklardan haberinin olmadığını düşündüğünü, aynı şekilde "İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait 5 Temmuz - 11 Ekim 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" başlıklı ve 11.10.2004 tarihli belgede isminin altında yer alan imzanın da kendisine ait olmadığını, bu belgeyi ilk kez gördüğünü,
    Soruşturma evresinde Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde; daha önce ... müfettişlerine vermiş olduğu ayrıntılı ifadesinin aynen tekrar ettiğini, yolluklar konusunda kime ne kadar ödeme yapıldığından haberdar olmadığını, sanık tarafından adına tahakkuk ettirilen 100TL"lik yolluğu aldığını, kendilerinin de komisyon olarak diğer memurlar gibi mesai saatleri içerisinde de olsa il dışına çıktıklarında yolluk aldıklarını, ancak gerçekte ne kadar yolluk hak ettiğini bilmediğini, il dışına iki kez çıktığını hatırladığını, sanığın yapmış olduğu iş ve işlemler konusunda bilgisi bulunmadığını, harcamalara ilişkin tüm evrakın sanıkta bulunduğunu, işlemlerin tamamının sanık tarafından yerine getirildiğini, komisyonda memur olmasına rağmen sanığın evrak işlerine kendisini hiç karıştırmadığını, başkasının yerine geçerek imza atıp atmadığını bilmediğini,
    Kovuşturma evresinde alınan ifadesinde ise; denetimlere kendisinin de katıldığını, yaklaşık 100TL miktarındaki yolluğu aldığını, denetime katılan diğer üyelerin yolluk alıp almadığını bilmediğini,
    Tanık ... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; denetim komisyonunda meslek birliği temsilcisi olarak görev aldığını, komisyon olarak çalışmalar yürütülürken kendisinin de denetimlere katıldığını, Müfettişlikçe kendisine gösterilen "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait Mart – Nisan - Mayıs 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyeleri Yollukları Listesidir" başlıklı ve 07.06.2004 tarihli belgede isminin altında yer alan imzanın kendisine ait olup olmadığından emin olmadığını, "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait 1 Haziran – 5 Temmuz 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyeleri Yollukları Listesidir" başlıklı ve 05.07.2004 tarihli belgede isminin altında yer alan imzanın kendi imzası olduğunu, "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait 5 Temmuz – 11 Ekim 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyeleri Yollukları Listesidir" başlıklı belgedeki 11.10.2004 tarihli belgede isminin altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, söz konusu belgelerden ikisinde yer alan imzaların kendi imzası olmadığını, imzalardan üç tanesinden emin olmadığını, diğer iki imzanın ise kendi imzası olduğunu, komisyon üyesi olarak yolluk veya herhangi bir ücret almadığını, harcama çizelgelerinin içeriği hakkında bilgi sahibi olmadığını, imza atması istenen kısımları, diğer komisyon üyelerinin de imzası olduğu için imzaladığını, bu belgelerin içeriği hakkında daha önce bilgi sahibi olmadığını,
    Kovuşturma evresinde Mahkemece alınan ifadesinde ise; Kayseri Valiliği bünyesinde kurulan Telif Hakları ve Sinema kollarının denetimini yapan komisyonda sanıkla birlikte yaklaşık iki yıl süreyle çalıştıklarını, bu süre içerisinde herhangi bir yolluk almadığını, yolluk almadığı gibi bütün masrafları da kendisinin yaptığını, sivil toplum kuruluşlarından gelen başka şahısların da harcamalarını kendilerinin yaptığını, tüm evrakın kullanılması ve düzenlenmesi işlerinin sanık tarafından yerine getirildiğini, yanında bu işlerde kendisine yardımcı olan tanık ...’in de olduğunu, evrakın tanıklar ... ile ... tarafından hazırlandığını, sanığın da bu evrakı komisyonda imzalattığını, ancak kendi imzaladığı evrak sayısının beşi geçmeyeceğini,
    Tanık Adem Saçan kovuşturma evresinde alınan ifadesinde; olay tarihinde Kayseri Vali Yardımcısı olarak görev yaptığını, hatırladığı kadarıyla sanığın Kültür Şube Müdürü olarak görev yaptığını, başkanı olduğu komisyon tarafından sanığın telif hakları ile ilgili denetim yapmak üzere görevlendirildiğini, iddianamede sözü edilen yolluk gibi hususlarda komisyonun harcama yapıp kendilerine yalnızca "Olur"a sunduğunu, asli denetim yerinin Kültür Müdürlüğü olduğunu, bu nedenle söz konusu harcamaların usule uygun yapılıp yapılmadığını bilemediğini, kendilerine bu konularda hak sahipleri veya komisyon üyeleri tarafından, haklarını alamadıklarına veya usulsüzlüğe ilişkin şikâyet gelmediğini,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ... soruşturma evresinde ... müfettişlerince alınan ifadesinde; 12.09.2003 tarihli ve 26 sayılı yazıyla satın alma komisyonu oluşturulması yönünde bir "Olur" aldıklarını, daha sonra ise 23.09.2003 tarihli ve 27 sayılı olurla satın alma komisyonu üyelerini belirlediklerini, bu komisyonda kendisiyle birlikte tanıklar ..., ... ve ...’nın bulunduğunu, adı geçen kişileri Valilikle görüşerek kendisinin belirlediğini, üç kişinin Komisyon üyesi olduğunu, ...’in ise kurumun ayniyat saymanı olduğu için satın alma komisyonuna dahil edildiğini, harcama belgelerinin aslını Ankara’ya gönderdiğini, bir suretlerinin ise dairede muhafaza edildiğini, 01.10.2004 tarihinden sonrasını bilmediğini, ancak bu tarihten önce harcama belgelerinin birer fotokopisinin dairede bulunduğunu, harcama belgelerinin dairede bulunmaması konusunda bilgi sahibi olmadığını, bu belgeleri evine götürmesinin söz konusu olamayacağını, kendisinden yazıyla harcama belgelerinin istendiğini, kendisinin de cevabi yazısında belgelerin kendisinde olmadığını, harcama belgelerini evine götürmediğini beyan ettiğini, başlangıçta bir işletme defterinin tutulduğunu, yapılan telefon görüşmeleri sonucunda, kendisinin işletme defterini Ankara’ya Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderdiğini, işletme defterinin Genel Müdürlükte, yani Ankara’da bulunduğunu, ayrıca komisyonun işletme defteri tutmasının zorunlu olmadığını, Genel Müdürlükçe Ziraat Bankası Kayseri Şubesinde İl Denetim Komisyonu hesabına para yatırıldığını, para çekme yetkisinin kendisinde olduğunu, tek imza ile söz konusu hesaptan para çektiğini, bu konuda Bakanlıkla sözlü olarak görüştüğünü, kendisine tek imzanın yeterli olacağının söylendiğini, gerekli olduğu zamanlarda, yapmış oldukları harcamalara göre hesaptaki paranın bir kısmını çektiğini ve gereken ödemeleri yaptığını, kimi zaman kendisinin parayı çekip tanık ...’ya verdiğini, adı geçenin de gerekli yerlere ödeme yaptığını, ancak tüm harcamaların öncelikle kendisinin kontrolünden geçtiğini, söz konusu harcamaların tamamının yapıldığını ve kendi bilgisi dahilinde olduğunu, bu harcamaların yapılmamış olmasının mümkün olamayacağını, "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait Mart – Nisan - Mayıs 2004 Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" başlıklı ve 07.06.2004 tarihli belgedeki isminin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, diğer komisyon üyelerinin de daireye geldiklerinde belgeyi imzaladıklarını, kendisinin de bu belgeyi 07.06.2004 tarihinde imzaladığını, 3.024TL tutarındaki harcamanın tamamının belgede belirtildiği şekilde yapıldığını, söz konusu harcamaların bilgisi dahilinde olduğunu, ancak rahatsızlığı dolayısıyla tanık...’nın bu belgeyi kendi iş yerinde imzaladığını, kendisinin belgeyi imzalatmak üzere yardımcı hizmetli personelinden birini görevlendirdiğini, yardımcı hizmetlinin belgeyi götürdüğünü, imzalattığını ve geri getirdiğini, yardımcı hizmetli personelden kimi görevlendirdiğini hatırlamadığını; "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait 1 Haziran – 5 Temmuz 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" başlıklı ve 05.07.2004 tarihli belgedeki isminin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, komisyon üyelerinin de daireye geldiklerinde belgeyi imzaladıklarını, kendisinin de bu belgeyi 07.06.2004 tarihinde imzaladığını, ancak söz konusu tarihlerde Valilik oluruyla İl Özel İdaresinde görevli olması nedeniyle kendi imzasının dışındaki imzaları görmediğini, belgeyi imzaladığında diğer imzaların olup olmadığını hatırlamadığını, bu belgeyi tanık...’nın rahatsızlığı nedeniyle adı geçenin yerine tanık ...’in imzaladığını, 5.171TL tutarındaki harcamanın tamamının belgede belirtildiği şekilde ve bilgisi dahilinde olduğunu, "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına Ait 5 Temmuz - 11 Ekim 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" başlıklı ve 11.10.2004 tarihli belgedeki isminin altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, diğer komisyon üyelerinin de daireye geldiklerinde anılan belgeyi imzaladıklarını, ancak 11.10.2004 tarihinde cezaevinde bulunduğu için denetim tarihinin son gününe rastlayan bu belgenin tarihinde hata olduğunu düşündüğünü, 3.717TL tutarındaki harcamanın tamamının belgede belirtildiği şekilde yapıldığını, harcamaların bilgisi dahilinde olduğunu; anılan belgelerden ilkini ilgililere bizzat kendisinin imzalattırdığını, bir kısım belgenin komisyon üyelerince yanında imzalandığını, bir kısmının ise üyelere imzalanmak üzere gönderildiğini, 01.10.2004 tarihine kadar komisyon hesabına toplam 25.000TL para yatırıldığını, bu tarihte hesapta 1.503TL olduğunu, oysa harcama yapılan tutarın 25.000TL’den daha fazla olduğunu, bu fazlalığın tek nedeninin komisyon üyelerinin yollukları olduğunu, kendisinin bir kez komisyon üyelerine yolluk ödediğini, ancak "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına ait 1 Haziran - 5 Temmuz 2004 ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" başlıklı ve 05.07.2004 tarihli belgede komisyon üyesi yollukları yer almış olmasına rağmen bu yollukları ödemediğini, hesapta fazla para bulunmasının nedeninin bu yollukları harcama evraklarında göstermesi, ancak henüz ödememesi olduğunu, komisyonun memur üyelerine bir kez yolluk ödendiğini, "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına ait 1 Haziran - 5 Temmuz 2004 ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" başlıklı ve 05.07.2004 tarihli belgede belirtilen yollukları henüz ödemediğini, ancak daha sonra ödeyeceğini, buna karşın "Kayseri Valiliği İl Denetim Komisyonu Başkanlığına ait Mart – Nisan - Mayıs 2004 Ayları Harcama Listesi ve Komisyon Üyesi Yollukları" başlıklı ve 07.06.2004 tarihli belgedeki yollukları ödediğini, kendisinin 350TL aldığını, komisyon üyelerinden tanık ...’a 400TL, tanık...’ya 325TL, tanık...’a 325TL, tanık ...’e 325TL, tanık ...’e 117TL, ...’a 117 TL ve tanık ...’e 325TL’yi kendisinin ödediğini, adı geçenlere yapmış olduğu yolluk ödemeleri için "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı bir belge imzalattırdığını, bu belgeyi imzaladıktan sonra adı geçen kişilere söz konusu tutarları ödediğini, hafta sonlarında veya mesai saatleri dışında denetim yapılmadığını, yolluk ödeneceği zaman Samsun, İstanbul ve Ankara İl Müdürlüklerinin uygulama örneklerini temin ettiğini, kendisinin de bu örneklere göre yollukları ödediğini, ancak yasal dayanağı hakkında bilgisinin bulunmadığını,
    Soruşturma evresinde Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde; daha önce ... müfettişlerine vermiş olduğu ayrıntılı ifadesini ve kendilerine posta ile göndermiş olduğu yazılı savunmasını aynen tekrar ettiğini, bir önceki yıl Türkiye’nin en başarılı denetim komisyonu seçildiklerini, komisyon başkanı olarak üyelere veya çalışanlara haksız ve usulsüz yolluk ödemesinin söz konusu olmadığını, kimsenin yerine imza atmadığını, komisyon kurulduktan sonra ilk yıl kimseye yolluk ödenmediğini, fakat sonradan para gönderilmesiyle yolluk ödemelerine başlandığını, Telif Hakları Ve Sinema Genel Müdürlüğünden kendilerine yolluk ödenebileceğinin söylendiğini, başkası adına yolluk çıkarıp onu kendisine mal etmesinin mümkün olmadığını, çünkü resmi belgelerin diğer üyeler ve çalışanlar tarafından mutlaka görüleceğini ve hak ettikleri yollukları kendisinden isteyeceklerini, suçlamaları kabul etmediğini, daha önce bir siyasi partiden milletvekili adayı olduğu için siyasi düşüncelerle hakkında bu şekilde rapor düzenlendiğini, suçsuz olduğunu,
    Kovuşturma evresinde alınan ifadesinde ise; bütün harcama belgelerinin Ankara’ya gönderilmiş nüshalarda olduğu gibi hazırlandığını, tamamının doğru olduğunu, yolluğu hak eden kişilere mutlaka ödemelerin yapılıp imzaların alındığını, imzası alınmayan bir kişiye yolluk ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını, uhdesinde para bulunmadığını, belgeler iyice incelendiğinde durumun ortaya çıkacağını, suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve Yerel Mahkemece lehe düzenlemeler içermesi nedeniyle sanık hakkında uygulanan 765 sayılı TCK’nın 202. maddesinde, zimmet suçu ;
    "(1) Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları zimmetine geçiren memura altı yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası verilir.
    (2)Yukarıdaki fıkrada gösterilen cürüm, dairesini aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmiş ise faile oniki yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zararın üç misli kadar ağır para cezası verilir.
    (3)Zararın, kovuşturma yapılmadan önce tamamiyle ödenmiş olması halinde yukarıdaki fıkralarda yazılı cezaların yarısı, ödeme hükümden önce gerçekleştirilmiş ise üçte biri indirilir.
    (4)Meydana gelen zararın ödenmemesi halinde mahkemece ödettirilmesine re"sen hükmolunur.
    (5) Bu fiiller kamu bankaları aleyhine işlenmiş ise faile verilecek ceza üçte bir oranında artırılır." şeklinde düzenlenmişti.
    765 sayılı TCK’da düzenlenen zimmet sucunun koruduğu hukuksal yarar, devlet görevlileri ile idaresine karşı duyulan güvenin korunması ve kamu görevlilerinin devlete karşı sahip oldukları sadakat yükümlülüğüne uygun davranılmasının sağlanmasıdır. Nitekim 202. maddenin gerekçesinde suç ile "Kişilerin devlete karşı muhafaza etmeleri zaruri olan itimat duygusu ve memuriyet görevi"nin korunmakta olduğu belirtilmişti.
    Zimmet suçunun maddi konusunu "Para veya para yerine geçen evrak veya senetler veya diğer mallar" oluşturmaktaydı. Bu suçun oluşabilmesi için failin temellük veya faydalanma kastıyla hareket etmesinin gerekmekteydi.
    Madde metninde bu suçun failinin ancak "Memur" olabileceği belirtilmişti. Suçun oluşabilmesi için malın memura "Görevi nedeniyle tevdi edilmiş olması" ya da bu malın memurun "Koruma, denetim veya sorumluluğu altında bulunması" gerekmekteydi. "Tevdi"den söz edebilmek için malın faile teslim edilmesi gerekmesine rağmen teslim kavramı geniş anlaşılmakta, malın memurun fiili egemenliğine girmesi hâlinde zimmet suçu gerçekleşmekteydi.
    765 sayılı TCK’nın 202. maddesinde "Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları zimmetine geçiren memura…" ifadesi kullanılıp, başkasının zimmetine geçirme madde metninde düzenlenmemiş olmasına karşın Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.11.1994 tarihli ve 232-276 sayılı kararından da açıkça anlaşılacağı üzere temellükün sanığın kendisi veya başkası yararına olması suçun niteliğini değiştirmemekteydi.
    Maddenin ikinci fıkrası uyarınca zimmet suçunun memurun dairesini aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmesi hâlinde daha ağır ceza verilmesi öngörülmüştü.
    Hileli davranışın ne zaman daireyi aldatacak nitelikte olduğu konusunda Özel Dairenin yerleşik uygulamalarıyla suçun işlendiğinin yalnızca dairedeki belge ve kayıtların incelenmesi sonucu anlaşılması hâlinde hilenin daireyi aldatıcı nitelikte olamayacağı yönünde bir ölçü benimsemiş, bunun yanı sıra hileli davranış için dairedeki belgelerle zimmet suçunun ilk bakışta ortaya çıkarılamaması koşulu da aramıştı. Hileli davranışın zimmet suçunun işlenmesinden önce veya sonra gerçekleşmesi önemli değildi. Ancak, yapılan hilenin aldatıcı niteliğinin olması şart tutulmuştu. Yine Özel Dairenin yerleşik uygulamaları uyarınca sahte belge düzenlemek suretiyle zimmetin gizlenmeye çalışılması eylemi nitelikli zimmet suçunun unsuru olarak kabul edilmekte ve faile evrakta sahtecilik eyleminden dolayı ayrıca ceza verilmemekteydi.
    Maddenin üçüncü fıkrası gereğince zimmet fiili nedeniyle meydana gelen zararın, kovuşturma yapılmadan önce tamamıyla ödenmiş olması hâlinde verilecek cezaların yarısının, ödeme hükümden önce gerçekleştirilmiş ise üçte birinin indirilmesi yoluna gidilmekteydi.
    765 sayılı TCK’nın 219. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "202 ila 218 inci maddelerde yer alan cürümler dolayısıyla alınan veya verilen rüşvet veya yararın değeri hafif olduğu takdirde verilecek cezanın yarısı, pek hafif olduğu takdirde üçte ikisi indirilir." biçimindeki düzenleme uyarınca zimmet, irtikap ve rüşvet suçları dolayısıyla alınan veya verilen rüşvet veya yararın değeri hafif olduğu takdirde verilecek cezanın yarısının, pek hafif olduğu takdirde ise üçte ikisinin indirileceği öngörülmüştü. Zimmet konusu malın değeri, suç işlendiği tarihteki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücüne göre belirlenmekteydi. Bu bağlamda Yargıtay, malın değerinin hafif olup olmadığına ilişkin her yıl farklı tutarlar belirlemekte ve o yıl için söz konusu değeri ölçü almaktaydı.
    5237 sayılı TCK"nın yürürlüğe girmesinin ardından ise zimmet suçu 247. maddede;
    "(1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
    (3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir." ,
    248. maddede; "(1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.
    (2) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.",
    249. maddede ise; "(1) Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir."
    Şeklinde düzenlenerek mevcut hâlini almıştır.
    Uyuşmazlık konusunun isabetli bir biçimde çözümlenmesi için "Delillerin ortaya konulması ve reddi" ve "Duruşmada okunmayacak ve okunmasıyla yetinilebilecek belgeler"e ilişkin kanuni düzenlemelerin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Delillerin ortaya konulması ve reddi" başlıklı 206. maddesinin üçüncü fıkrası;
    "(3) Cumhuriyet savcısı ile sanık veya müdafii birlikte rıza gösterirlerse, tanığın dinlenmesinden veya başka herhangi bir delilin ortaya konulmasından vazgeçilebilir.",
    "Duruşmada okunmayacak belgeler" başlıklı 210. maddesinde;
    "(1) Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez.
    (2) Tanıklıktan çekinebilecek olan kişi, duruşmada tanıklıktan çekindiğinde, önceki ifadesine ilişkin tutanak okunamaz. ",
    "Duruşmada okunmasıyla yetinilebilecek belgeler" başlıklı 211. maddesinde ise;
    "(1) a) Tanık veya sanığın suç ortağı ölmüş veya akıl hastalığına tutulmuş olur veya bulunduğu yer öğrenilemezse,
    b) Tanık veya sanığın suç ortağının duruşmada hazır bulunması, hastalık, malûllük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle belli olmayan bir süre için olanaklı değilse,
    c) İfadesinin önem derecesi itibarıyla tanığın duruşmada hazır bulunması gerekli sayılmıyorsa,
    Bu kişilerin dinlenmesi yerine, daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanaklar ile kendilerinin yazmış olduğu belgeler okunabilir.
    (2) Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanık veya müdafii birinci fıkrada belirtilenlerin dışında kalan tutanakların okunmasına birlikte rıza gösterebilirler. ",
    Hükümlerine yer verilmiştir.
    Bu düzenlemelerle mahkemece hangi şartlarda tanığın dinlenmesinden vazgeçilebileceği, tanık ifadesinin alınmasının zorunlu olduğu durumlar ve hangi hâl ve şartlarda tanık ifadesinin okunmasıyla yetinilebileceği açıkça hükme bağlanmıştır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü ile Kayseri İl Denetim Komisyonu Başkanlığı arasında düzenlenen protokol gereği Genel Müdürlük tarafından İl Denetim Komisyonunun giderlerinde kullanılmak üzere gönderilen avansların harcamasında görevlendirilen İl Denetim Komisyonu Başkanı sanık hakkında; gerçekte 200TL hamaliye gideri yapmış olmasına rağmen hamaliye gideri için toplam 3.298TL tutarında harcama pusulası düzenlendiği, komisyon tarafından herhangi bir akaryakıt gideri yapılmamış olmasına karşın Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne toplam 10.107TL tutarında akaryakıt faturası gönderildiği, denetim komisyonu üyelerine yolluk ödemesi yapılabilmesi için, üyelerin mesai saatleri haricinde çalışma yapması gerektiği, ancak komisyonun mesai saatleri dışında denetim yapmadığı, bu nedenle üyelere herhangi bir ödeme yapılmaması gerektiği, ancak üyelerden tanık ..."e 100TL, tanık ..."a ise 385TL yolluk ödendiği, diğer komisyon üyelerine herhangi bir ödeme yapılmamış olmasına rağmen harcama çizelgelerinde diğer komisyon üyelerinin imzaları taklit edilmek suretiyle Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüne gönderilen evrakta toplam 3.706TL yolluk ödenmiş gibi gösterildiği ve bu şekilde toplam 16.427TL’nin zimmete geçirildiği iddiasıyla kamu davası açıldığı,
    Yerel Mahkemece; hamaliye giderlerine ilişkin dosyadaki belgelerin tanık beyanları ile uyum göstermediği ve tanık beyanları ile sanık savunmasının farklılık arz etmesi gerekçeleriyle gerçekte ödenen hamaliye giderlerinden geriye kalan 3.098TL miktarındaki zimmet iddiasının, akaryakıt giderlerinin yapılıp yapılmadığı konusunda sanık savunması ve tanık beyanları dışında delil bulunmaması nedeniyle de 10.107TL’lik zimmet iddiasının değerlendirme dışı bırakıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki tespitler ve tanık beyanları doğrultusunda yolluk ödemelerine ilişkin ilgililerine ödenen ve banka hesabında bulunan miktardan bakiye kalan 1.367TL’nin sanığın zimmetinde bulunduğu kabul edilerek sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulduğu ve bu hükmün Özel Dairece onandığı,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca da; denetim komisyonu üyelerine ve kurulda görev yapan personele, kurulun sekretaryasının olup olmadığı, kurulun çalışma sisteminin ve uygulamasının ne şekilde olduğu, harcamaların ve ödemelerin kimin tarafından ne şekilde gerçekleştirildiği, belgelerdeki parayı alan görevlilere ve diğer hak sahiplerinin parayı kimden aldıkları dahi sorulmadan, yalnızca tanıklar ... ve ...’in parayı alıp almadığının Mahkemece sorulduğu, müfettiş tarafından alınan beyanların, bilgi ve görüşlerin doğru olup olmadığı dahi sorulmadan imza incelemesi için alınan beyanlarla yetinildiği gözetilerek, özellikle tanık ..."nın hükümden önce 22.04.2013 havale tarihli dilekçesinin kendisine açıklattırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle itiraz yoluna başvurulduğu anlaşılmış ise de;
    Bandrol Uygulamasına İlişkin Kurulacak Denetim Komisyonlarının Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Tebliğ’in 8. maddesinde yer alan komisyonun yazı ve hesap işleri ile evrak hizmetlerinin İl Kültür Müdürlüklerince yürütüleceğine ilişkin düzenleme, komisyon sekretaryasının Müdürlükçe yürütüldüğüne ilişkin tanıklar ... ve İsmet’in beyanları ve komisyondaki işlemlerin sanık tarafından yerine getirildiğine ilişkin tanıklar ..., ... ve ...’nın anlatımları ile yolluk ödemeleri dahil tüm harcamaların bilgisi dahilinde olduğuna ve öncelikle kendi kontrolünden geçtiğine ilişkin sanık savunması uyarınca kurulun sekretaryasının olmadığının, kurulun çalışma sisteminin tamamen sanığın kontrolünde bulunduğunun ve tüm harcamaların sanık tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşılması, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen 01.03.2011 tarihli ve 4990 sayılı raporda "Adıma Tahakkuk Eden Gündeliklerimi Teslim Aldım" başlıklı belgelerde yer alan imzalardan tanıklar ... ve ... ile sanık adına atılanlar haricindeki imzaların ilgililerine ait olmadığının tespit edilmesi, bu hususun tanıklar...’ın beyanları ile ... müfettişlerince düzenlenen 04.03.2005 tarihli rapor ve hükme esas alınan Sayıştay Emekli Uzman Denetçilerince düzenlenen 07.12.2005 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu ile aynı heyetçe düzenlenen bila tarih ek rapor bulguları ile desteklenmesi, tanık ...’nın hükümden önce Mahkemeye sunmuş olduğu 22.04.2013 tarihli dilekçesindeki yolluk ücretlerinin kendisi tarafından dağıtıldığına ilişkin açıklamaların; tüm evrakın kullanılması ve düzenlenmesi işlerinin sanık tarafından yerine getirildiğine ilişkin aşamalardaki kendi beyanları, yolluk ödemelerini sanıktan aldıklarına ilişkin kovuşturma evresinde de ifadeleri alınan tanıklar ... ve ...’ın anlatımları ve yolluk ödemelerinin bilgisi dahilinde olduğuna ilişkin sanık savunması ile çelişki oluşturması nedeniyle sanığı suçtan ve cezadan kurtarmaya yönelik olduğunun kabul edilmesinin gerekmesi, 29.12.2011 tarihli on yedinci oturumda Yerel Mahkemece tebligat işlemlerinin okunmasının ardından tanıklara sorulması üzerine sanık ... müdafisi ile Cumhuriyet savcısının tevsii tahkikat taleplerinin olmadığını belirtmeleri ve dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin duruşma sırasında okunmuş olması karşısında, itirazda isimleri belirtilen tanıkların kovuşturma evresinde dinlenmemiş olmalarının CMK’nın 206. maddesinin üçüncü fıkrası ile 210. maddesinin birinci fıkrasına aykırılık teşkil etmediği, yine yolluk alıp almadığı ve aldıysa ödemenin kim tarafından ne şekilde yapıldığı hususlarında ...’ın aşamalarda ifadesine başvurulmamış ise de zimmete konu paranın bir kısmının sanığın uhdesinde bulunduğunun sabit olması ve Yerel Mahkemece sanık hakkında zimmet miktarının pek hafif olduğu gözetilerek indirim yapılması nedeniyle anılan tanığın ifadesinin önem derecesi itibarıyla duruşmada hazır bulunmasını gerekli kılmaması hususları hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda;
    Sanığa atılı nitelikli zimmet suçunun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 24.09.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi