Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/10082
Karar No: 2008/11734
Karar Tarihi: 13.11.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/10082 Esas 2008/11734 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras bırakanları İsmail’in adına kayıtlı olan taşınmazlarını davalılara muvazaalı bir şekilde intikal ettirdiği iddiasıyla tescil ve iptal istemiyle dava açtılar. Mahkeme, bir parsel için davanın reddine karar verirken, diğer parsel için yapılan işlemin muvazaalı olduğunu kabul etmedi ve davanın reddine karar verdi. Davacıların temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, muvazaalı işlemin yapıldığı parseldeki tescilin iptal edilmesi gerektiğine hükmetti. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır: Medeni Kanunun 706 ve Borçlar Kanunun 213. ve Tapu Kanununun 26. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2008/10082 E.  ,  2008/11734 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/07/2005
    NUMARASI : 2004/225-2005/533

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları İsmail’in adına kayıtlı çekişme konusu 252 ve 629 parsel sayılı taşınmazlarını, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara intikalini sağladığını ileri sürerek pay oranında iptal ve tescil talebinde bulunmuşlardır.
    Davalılar; davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; 252 parsel sayılı taşınmazın dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu, 629 parsel için ise, davacıların muvazaa iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; davacıların miras bırakanı İ..maliki olduğu 252 ve 629 parsel sayılı taşınmazlarını satış suretiyle davalılara temlik ettiği görülmektedir.
    Davacılar, miras bırakanın yaptığı temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.  Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.     
    Somut olaya gelince; miras bırakan İ.’in 252 parselin 1/2 payının, 629 parselin ise tamamının maliki olduğu, 252 parseldeki payını 20.10.1987 tarihinde davalı oğlu C.e satış suretiyle temlik ettiği, C.in de N.’e devrettiği, N.’in de anılan payı dava dışı Ö.A.’na intikalini sağladığı kayden sabittir.
    Öyle ise, anılan bu payın dava tarihinden önce dava dışı Ö.e satıldığı, ifrazlar sonucunda halen anılan kişi adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından 252 parsel yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Davacıların, diğer temyiz itirazlarına gelince; davacılar miras bırakanın maliki olduğu 629 parsel sayılı taşınmazını 16.10.1987 tarihinde davalı oğlu C.e satış suretiyle temlik ettiği, C.’in ise 20.08.1991’de bu taşınmazı diğer davalı S.’e sattığı, dava tarihinden sonra taşınmazın 21.06.2002 tarihinde imar uygulamasına tabi tutulduğu ve değişik imar parsellerinin oluştuğu davalı S.’in yeni imar parsellerinde paydaş kılındığı görülmektedir.
    Diğer yandan, miras bırakan İ.’in, taşınmaz satmaya ihtiyacının bulunmadığı, taşınmazın gerçek değeri ile akitte gösterilen değeri arasında aşırı fark bulunduğu, öyleyse tüm bu olgu ve bulgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde yapılan işlemin muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca, 629 parselin imar uygulaması sonucu oluşan imar parsellerindeki davalı payı gözetilmek suretiyle davacıların davasının kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi