3. Hukuk Dairesi 2016/7838 E. , 2017/12675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 26.09.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av.... geldi. Davacı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 22/07/2012 tarihinde Milli Park Müdürlüğü"ne ait...ilçesi ... Mevkii 10 nolu bölmede çıkan orman yangınında 0,3 Ha"lık alanın kül olduğunu, davalı idareye ait enerji nakil hattında bulunan direkteki izolatörün herhangi bir nedenden dolayı kırılması ve buna bağlı telin, demir direğe temas etmesiyle oluşan kıvılcım sonucu ormanın yandığını, idarelerinin 2.136,00 TL ağaçlandırma gideri ve 97.116,00 TL yangın söndürme giderleri olmak üzere toplam 99.432,00 TL zarara uğradığını ileri sürerek söz konusu zararın olay tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı; şirketlerine ait tesisatlarda meydana gelen arıza nedeniyle orman yangını çıkmadığını, aksine orman yangınının söndürülmesi çalışmaları sırasında elektrik tesisatına zarar verildiğini, söz konusu yangının yüksek sıcaklıktan da çıkmış olabileceğini, yangının davalıya ait elektrik tesisatında var olan arızadan kaynaklanmış olsa bile davacının kusurunun da araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; 22/07/2012 günü ... Milli Park içerisinde bulunan 786-787 OTS noktalarından geçen sınır hatları içerisindeki ormanlık alanda yangın çıktığı ve yangın sonucunda 03 hektarlık alanın yandığı, hükme esas kabul edilen bilirkişi raporlarına göre, sözkonusu yangının ormanlık alan içinde bulunan elektrik direğindeki izolatörlerin patlaması sonucu düşen telin direkte bulunan metallere temas etmesi sonucu çıkan kıvılcımdan kaynaklandığı ve yangın sonucunda oluşan zararında 99.432 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili trafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Bu sorumluluk türü tehlike sorumluluğu olarak da isimlendirilmekte olup, sorumluluk türlerinin en ağırını oluşturur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266.maddesinde hakimin bilirkişiye başvurması gereken haller; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren haller olarak düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun"un 281.maddesinde mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da isteyebileceği ve gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği ayrıca 282. maddesinde de hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır.
Anılan yasal düzenlemelere göre; Mahkemece alınan bilirkişi raporları birbiriyle çelişse dahi hakim bunlardan birine dayanarak karar verebileceği gibi hiçbirini hüküm kurmaya yeterli bulmaz ise yeniden bilirkişi raporu alabilecektir. Nitekim bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.02.2010 gün ve 2010/19-27 Esas 2010/50 Karar ile 01.10.2014 gün ve 2013/10-1349 Esas 2014/739 Karar sayılı kararlarında aynen benimsenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, dosya içerisinde taşınmazda meydana gelen zararın nedenine ilişkin olarak Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nda çalışan yangın bilirkişisinden alınan raporda, dava konusu yangının kuvvetle muhtemel kafes tipi tabir edilen elektrik direğindeki izalatörlerin patlamasıyla meydana geldiği belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı nedenleri de gösterilmek suretiyle haklı olarak itiraz edilmiş ve yeniden rapor alınması talep edilmiş ise de, bu talebi, alınan raporun hükme esas kabul edilebilir nitelikte olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
Dava konusu yangının çıkış nedeninin tespiti yönünden hükme esas alınan rapor, konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından hazırlanmış olup, esas itibariyle yangının çıkış nedeni hususunda tereddüte mahal bırakmayacak açıklıkta da değildir. Mahkemece bu rapor doğrultusunda hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. .
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; uzman elektrik bilirkişisinin de içinde bulunduğu, konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak, öncelikle yangının çıkış nedenini duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit etmek, davalı şirketin, bu yangının meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı konusunun net olarak tespit edilmesinden sonra hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurmak olmalıdır.
3-Yangının, elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığının anlaşılması durumunda ise;davalı şirketin zarardan sorumlu olduğu kabul edilmeli ne var ki, zararın kapsamını tayinde davacı idarenin kusurunun olup olmadığının da araştırılıp, tartışılması gerekmektedir.
3234 sayılı, ... Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun"un 2/a maddesine göre “Orman kaynaklarını; ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel faydalarını dikkate alarak, bitki ve hayvan varlığı ile birlikte, ekosistem bütünlüğü içinde idare etmek, katılımcı ve çok amaçlı şekilde planlamak, usulsüz müdahalelere, tabii afetlere, yangınlara karşı korumak, muhtelif zararlıları ile mücadele etmek ve ettirmek, ormancılık karantina hizmetlerini yürütmek, geliştirmek, orman alanlarını ve ormanlara ilişkin hizmetleri artırmak, ormanları imar ve ıslah etmek, silvikültürel bakımını ve gençleştirmesini sağlamak” Genel Müdürlüğün asli görevi olarak sayılmıştır. Aynı yasanın 2/b maddesinde “Ormanların mülkiyeti ile ilgili iş ve işlemlerini, kadastrosunu, izin ve irtifak işlerini yürütmek de” görevleri arasındadır. Maddenin alt bentlerinde de diğer görev ve hizmetler sıralanmış bulunmaktadır.
Buna paralel olarak, 6831 sayılı Orman Kanununun 75.maddesinde "Orman idaresi yangınları önlemek maksadiyle en çok beş yılda tahakkuk ettirilecek bir plan ve program dahilinde yangın emniyet yolları ve yangın kule ve kulübeleri yapmak ve bunları idare merkezlerine telli ve telsiz telefonla bağlamakla mükellef olduğu gibi yangın tehlikesinin fazla olduğu mıntakalarda yangın mevsimine munhasır olmak üzere lüzum gördüğü yerlerde ve yeter miktarda yangın söndürme alet ve malzemesini havi motorlu vasıtalarla teçhiz ve takviye edilmiş yangın ekipleri bulundurur. (Ek: 24/5/2000 - 4569/1 md.) Orman yangınlarını önleme ve orman yangınlarıyla mücadele harcamaları için ... Katma Bütçesine yeterli miktarda ödenek konulur."hükmüne yer verilmiştir.
Müterafik kusur hesaplanırken, davaya konu yangının hangi ölçekte bir yangın olduğu (küçük, orta, büyük) büyüyen orman yangınlarında belirleyici birincil etmenin rüzgar hızı ve yönü sonra nisbi nem ve yüksek sıcaklık olduğu bilimsel çalışmalarda belirtildiğine göre, olay günü rüzgarın hızı, bağıl nem oranı, davacı idarenin yangına müdahalesindeki etkin gücü gibi faktörler dikkate alınarak inceleme yapılması gerekmektedir.
O halde, mahkemece alınacak rapor sonucunda yangının, elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığının anlaşılması durumunda davacı kurumun yukarıda açıklanmaya çalışılan görev ve sorumlulukları dikkate alınarak, müterafik kusuru olup olmadığı bilirkişilerce tespit edilmeli, davacı idarenin kusuru var ise hesaplanacak zarar miktarından adalet ve hakkaniyet ilkelerine göre, uygun bir miktar indirim yapılarak tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bende açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.