22. Hukuk Dairesi 2015/2715 E. , 2016/8991 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı ... Müdürlüğünde alt taşeron işçisi olarak çalıştığını, işverenlik tarafından iş sözleşmesinin haklı bir sebep gösterilmeksizin ve önel verilmeksizin feshedildiğini, buna mukabil davacıya asgari ücret üzerinden kıdem ve ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının ödendiğini, ancak ücretinin asgari ücretin % 20 fazlası kadar olması sebebiyle bakiye kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, müvekkili ile diğer davalı ... arasında imzalanmış bulunan sözleşme gereği müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, davanın diğer davalıya yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacıya kıdem ve ihbar tazminatını ödediklerini, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, yıllık izinlerini kullandığını, tüm alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin son alt işveren tarafından haklı nedene dayanılmaksızın feshedildiği gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı belirtilerek yapılan ödemelerin de mahsubu suretiyle isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının bakiye kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunup bulunmadığı noktasına ilişkindir.
Davacı 22.03.2010-31.05.2013 tarihleri arasında PTT dağıtım işinde aralarında davalı alt işverenin de bulunduğu değişik şahıs ve şirketler nezdinde 3 yıl, 3 ay, 10 gün süreyle kesintisiz çalışmıştır. Davalı alt işverence davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı beyan edilmiş ise de davacının işe giriş tarihinden itibaren farklı yüklenicilerde, farklı hizmet alım sözleşmeleri ile aynı iş yaptığı, belirli süreli iş sözleşmelerinin birbirini takip ederek zincirleme akitlerle belirsiz süreli hizmet akdine dönüştüğü, iş sözleşmesinin 31.05.2013 tarihinde son alt işvereni davalı ... tarafından haklı nedene dayanmaksızın feshedildiği, buna göre ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı anlaşılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 maddesinde “Bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü yer almaktadır. Buna göre asıl işveren konumundan bulunan ... birlikte sorumluluk hükmü gereğince davaya konu alacaklardan alt işveren ile birlikte müştereken sorumlu bulunmaktadır.
Davacı vekili 17.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile kıdem tazminatı alacaklarını, 01.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda davalı işverence yapılan ödeme düşüldükten sonra hesap edilen 2.144,71 TL üzerinden ıslah etmiş olup mahkemece davalı işveren tarafından yapılan ödemenin kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin olup her iki alacak kaleminden ayrı ayrı düşülmesi gerektiği tespit edilerek bilirkişiden 27.09.2014 tarihinde ek rapor alınmış, anılan tarihli ek raporda bakiye kıdem tazminatı alacağı ise 2.605,41 TL olarak hesap edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmünü içermektedir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde kıdem tazminatı alacağını harçlandırdığı miktar 2.144,71 TL olmasına karşın hükümde ek rapor ile hesap edilen 2.605,41 TL"ye hükmedilmesi anılan Yasa maddesi uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olmakla talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Bunun yanı sıra bilirkişi raporlarında davalı işverenlikçe yapılan 1.740,00 TL"lik ödeme net miktar üzerinden yapılmış olmasına karşın bilirkişi tarafından brüt miktar üzerinden hesap edilen kıdem ve ihbar tazminatlarından mahsup yapılması doğru değildir. Davalı işverenlikçe yapılan ödemenin brüt tutarı bulunarak faiziyle beraber mahsup yapılması ve buna göre sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 21.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.