Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, dava konusu 14 parça taşınmazın kadastro sırasında kök muris M.oğlu M.ile onun ölen oğlu A.Ö.r adlarına tespit ve tescil edildiğini, ancak kök murisin oğlu M."in mirasçıları olan davalıların tapuda isim tashihi yaptırarak kök muris M.oğlu M. ile oğlu A.Ö.in isimlerini M.Ö. olarak tashih ettirdiklerini ve taşınmazları kendilerine malettiklerini, böylece M.oğlu M.ile M. oğlu A.Ö."den kendilerine gelecek miras paylarını engellediklerini ileri sürerek tapu iptali-tescil istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, mevcut kayıt ve belgelerin getirtilmesi dışında başkaca bir araştırma yapılmaksızın, hak düşürücü süreden ve kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeye konu 14 parça taşınmazdan 13’ünün senetsizden, 1’inin de tapuya ve harici taksime dayalı biçimde 1954 ila 1957 yılları arasında yapılan kadastro sırasında bir kısmının M. oğlu, bir kısmının da M.oğlu A.Ö.r adına tespit ve tescil edildikleri; davalıların miras bırakanı M. oğlu Mü.’in Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine 22.8.1972’de isim tashihi isteğiyle açtığı 972/273 esas sayılı dava sonucunda mahkemesince, taşınmazlardan 1455, 702, 555, 2055 ve 1805 sayılı parsellerdeki malik hanesinde yazılı “A. isminin “M., “M.olan baba isminin de yine “M.olarak, diğer 6198, 5663, 4341, 4091, 4090, 4088, 4083, 3944 ve 3812 sayılı parsellerde ise malik hanesindeki “A.” isminin “M.” olarak tashihine karar verildiği, temyiz edilmeden 22.1.1973’de kesinleştiği, anılan kararın bazı taşınmazlar bakımından 1973 yılında, bazıları bakımından da davalıların miras bırakanının 1989’da ölümünden sonra mirasçısı tarafından 1997 yılında kayda yansıtıldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar, çekişmeli taşınmazların tespit maliki olan A.Ö.’in kök miras bırakan M. oğlu Müstecep’in çocuksuz ölen oğlu olduğunu, kendilerinin de A.Ö.den gelen miras hakları bulunduğunu, ancak kök miras bırakanın diğer oğlu olan davalıların miras bırakanının isim tashihi davası ile taşınmazları yolsuz şekilde kendisine maledip miras haklarını ortadan kaldırdığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
Gerçekten de, dosya arasındaki 1992/226 esas sayılı dava dosyasında verilen veraset kararında, kök miras bırakan M.a oğlu M.’in çocuksuz ölen A.Ö. isminde bir oğlunun bulunduğu ve davacıların da onun mirasçıları arasında oldukları; bunun yanında, dosyaya ibraz edilen karar suretinden, davalıların miras bırakanı M. oğlu M.’in ölümünden sonra mirasçılarından İ.’in de dava dışı 1478 sayılı parsel hakkında aynı şekilde açtığı 1992/75 esas sayılı isim tashihi davasında da, “1478 parselin A. Ö.adına kayıtlı olduğu ve davacının dedesi M. Ö.in A.isminde bir oğlu bulunduğu” gerekçesiyle davanın 1478 parsel yönünden reddedildiği görülmektedir.
Diğer taraftan, kadastro tespiti sonrasında oluşan hukuki duruma karşı açılan eldeki davada, kadastro öncesi nedenle açılan davalara uygulanan 3402 Sayılı Yasa’nın 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı; ayrıca taraf olarak yer almadıkları 1972/273 esas sayılı isim tashihi davasının da davacıları bağlamayacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, tarafların delillerinin eksiksiz toplanması, keşif yapılmak suretiyle yerel bilirkişilerin ve tanıkların dinlenmesi; öte yandan, yukarıda sözü edilen 1992/75 esas sayılı dava dosyasının mahkemesinden getirtilmesi; toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,12.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.