21. Hukuk Dairesi 2018/6780 E. , 2019/4158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan ...Şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenler ile temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı ...Şti. " nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dava 29/01/2013 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 25 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hesaplanan 153.437,76 TL maddi, 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde, kazalı sigortalının % 20, davalıların ise toplamda % 80 oranında kusurlu bulundukları anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Sigortalının ya da iş kazasında ölüm halinde hak sahiplerinin açtıkları maddi tazminat davalarında maddi zarar kazalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak hesaplama ile belirlenmelidir. Sigortalının maddi tazminatının saptanmasında ilke olarak öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı iş yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olaya geldiğimizde ise; davacının maddi zararının tespiti için alınan 20/11/2015 tarihli raporda bilirkişi tarafından iki seçenekli hesaplama yapılmıştır. Hesaplamadaki ilk seçenekte davacının SGK kayıtlarındaki ücret olan asgari ücret üzerinden; ikinci seçenekte ise tanık beyanları esas alınarak asgari ücretin 2,1 katı üzerinden hesaplama yapılmış olup mahkemece ikinci seçenek olan; işçinin asgari ücretin yaklaşık 2,1 katı civarında ücret aldığı varsayımı ile neticeye varılarak hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca, davacının yaşı ve kıdemi dikkate alındığında; davalı işyerinde vasıfsız işçi olarak çalıştığı, olay günü ise pres makinasında çalıştığının sabit bulunmasına göre, asgari ücret dikkate alınarak yapılan hesap raporundaki miktarın hükme esas alınması gerekirken tanık beyanlarına itibar edilen ücret üzerinden yapılan hesabın hükme esas kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ...Şirketi vekili iadesine