MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat talebine dayalı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacının kasko sigorta poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın davalıya ait iş merkezinin arkasına park edildiği sırada dış cephe duvarının dökülen sıvalarının araç üzerine düşerek araca zarar verdiğini, sigortalısına 11.09.2012 tarihinde ödediği 3.193,00 TL"nin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan..... İcra Dairesi"nin 2013/3105 sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, meydana gelen kazada davalının hiçbir kusurunun bulunmadığını, aracın park yapılması yasak olan yere park edildiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalının .... İcra Dairesi"nin 2013/3105 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesine dayanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Araçta oluşan gerçek zararın belirlenmesi hususunda konusunda uzman makina mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmadan davanın kabulüne karar verilmesi isabetli değildir.
3-Dosya kapsamına göre, davacı şirkete kasko sigortalı araç, davalının maliki olduğu binanın sıvalarının dökülmesi nedeniyle park halinde iken hasarlanmıştır.
Davalı taraf, davacıya sigortalı aracın malikinin aracını park edilmesi yasak olan yere park ettiğini, kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ileri sürmüştür.
Tarafların kusur durumlarının tesbiti yönünden, sigortalının müterafik kusuru bulunup bulunmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, sigortalının olayda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tarafların kusur durumlarının tesbiti hususunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA 14/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.