Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16136
Karar No: 2016/3143
Karar Tarihi: 14.3.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/16136 Esas 2016/3143 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/16136 E.  ,  2016/3143 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :......Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı idarenin sorumluluğunda bulunan ve diğer davalıya yapım işini bıraktığı karayolunda davacı aracının kaza yaptığını ve ağır hasar gördüğünü, kazanın yolda gerekli işaretleme yapılmamasından kaynaklandığını, araçtaki hasarın...... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/197 D.İş sayılı dosyasında alınan raporla 9.533,54 TL. olarak saptandığını, aracın servise çekilmesi için 944,00 TL. masraf yapıldığını, araçta değer kaybı ve onarım süresince kullanamamadan doğan mahrumiyet zararı oluştuğunu, davalı ..."nün yolun güvenliğinde sorumlu olması nedeniyle; diğer davalının ise yüklenici firma olması nedeniyle zarardan sorumlu olduğunu, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 5.000,00 TL"lik zararın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müteselsil tahsilini talep etmiş; 18.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 6.057,00 TL"ye yükseltmiş ve bu bedelin tahsilini talep etmiştir.
Davalı .... vekili, kaza tespit tutanağında kazaya sebep olduğu bildirilen......."un şirketlerinin çalışanı olmadığını ve şirketlerinin işi ......."ye taşeron olarak bıraktığını, bu nedenle şirketleri yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, şirketlerinin işi taşerona bırakırken tüm eğitimi verdiğini ve gerekli malzemeyi verdiğini, kazada kusurlarının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davada idari yargının görevli ve kazanın meydana geldiği yer mahkemesinin
yetkili olduğunu, diğer davalı ile aralarındaki yol yapım işine ilişkin sözleşme hükümleri gereği işin geçici kabulüne kadarki sürede oluşacak her tür zarardan yüklenici şirketin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın davalı ... yönünden kabulü ile 6.057,00 TL"nin bu davalıdan kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; diğer davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle davacı aracında oluşan hasar bedeli, aracı kullanamamaktan doğan zarar ve çekici ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, davalı iş sahibi ve yoldan sorumlu ..."nün yüklenicisi olan davalı şirket tarafından yapımı gerçekleştirilen yolda çalışma olduğuna dair uyarıcı işaretlerin konulmamasının, davacı aracının kaza yapmasına neden olduğu gerekçesiyle, haksız fiil iddiasına dayalı olarak tazminat isteminde bulunulmuştur. Her iki davalı da aralarında imzalı yol yapım işine ilişkin ihaleyi ve yapım işi sözleşmesini kabul etmektedir.Davacı aracının hasarlandığı kaza mahallinin, davalıların yüklenici ve iş sahibi sıfatıyla sorumlu bulundukları yol olduğu, davacının zarar talebinden her iki davalının da anılan sıfatları gereği sorumlu oldukları açıktır.
Davalılardan ...... hakkındaki davanın, pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmemiştir.Bu durumda esasen bir davalının diğer davalı lehine verilmiş olan hükmü o davalı aleyhine temyiz etme hakkı yok ise de; kazanın meydana geldiği ve davacı aracının hasarlandığı olayda davalılar, aralarındaki eser sözleşmesi gereği davacıya karşı müteselsilen sorumlu olup aralarındaki münasebet de ihtiyari
dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1 md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir. (BK 146/1 md.) Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1 md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe yada aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirse de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate alındığında temyiz eden davalının diğer davalı şirket hakkındaki hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
Zira sorumluluk davasındaki karar kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası
kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalının da sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (Bu hususta Yargıtay HGK 2009/16-428-483 sayılı ilamı)
Yukarıdaki açıklamalar göz önüne alınarak somut olaya bakıldığında; davacı maddi tazminatın müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsili istemiyle işbu davayı açmış olup mahkemece, davalı ...... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, bu davalı hakkındaki hüküm davacı yanca temyiz edilmemiş, sadece davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Hükmü temyize gelmeyen davacı ile davalı ....... yönünden hüküm kesinleşmiş ve bu davalı lehine usuli müktesep hak oluşmuş ise de; temyiz eden davalı taraf, diğer davalı yüklenici şirketten aralarındaki iç ilişkiye göre bunu rücu edebilir.
Açıklanan nedenlerle, rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalının hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi hakkındaki karar kesinleşen davalı ...."nin hükmedilen maddi tazminat yönünden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak ve taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; mahkemece (...... yönünden usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmemesi gerektiğinden) davalı ....... yönünden icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak sadece, sorumlu olduğu hususunun tespitine yönelik hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; 6001 sayılı ..."nün Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun"un 12/2 maddesi uyarınca, davalı ... harçtan muaf olduğu halde, yargılama giderleri içinde 28,05 TL. dava açılış harcının davalıdan tahsiline hükmolunması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14.3.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi