
Esas No: 2016/17411
Karar No: 2018/2667
Karar Tarihi: 14.05.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17411 Esas 2018/2667 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
....
Taraflar arasındaki asıl menfi tespit – alacak, birleşen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı - birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, davacı ile davalı banka şubesi arasında bayi peşin komisyon sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince davacının .... bayisi olarak satışını gerçekleştirdiği araçlar için kredi kullanacak müşterilerini bu şubeye yönlendirdiğini, karşılığında da asgari hedef olarak 400 araca ait satış komisyon ücretinin davacıya sözleşme gereği peşin ödendiğini, davacının yönlendirdiği müşterilerin kredi taleplerinin genel müdürlük tarafından kabul edilmesine rağmen şubenin yalnızca 42 kişiye kredi verdiğini, kalan 468 müşterinin taleplerini temelsiz gerekçelerle reddettiğini, davacının 400 kişi kotasını aşan 110 müşteri yönünden davalı bankadan fiilen komisyon alacağı bulunduğunu, davacının kotayı tutturmasına rağmen davalı bankanın kotayı tutturamadığı gerekçesiyle davacıdan ödediği bedeli ihtarname ile talep ettiğini, davacının sözleşme döneminde kredi kullandırılarak satmış olduğu araç toplamının 981 olduğunu, davalı bankanın sözleşmeye aykırı tutumu nedeniyle şubeye yönlendirilmeyen ve müşterinin kendi imkanları ile kredi sağladığı 471 adet kredili araç satışının daha gerçekleştirildiğini, davacının bu nedenle de yoksun kaldığı komisyon ücreti olduğunu ileri sürerek, davacının davalı tarafından ihtarname ile talep edilen miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine, şimdilik 15.000 TL yoksun kaldığı komisyon ücretinin, kota fazlası 110 müşteri nedeniyle ödenmeyen 53.900 TL komisyon alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, sözleşmenin 2. maddesine göre, yalnızca banka tarafından onaylanıp kullandırılan sonrasında iptal edilmemiş kredilerin hedef taahhüdünde dikkate alınacağını, kredi kullandırımı için davalı banka şubesine yönlendirilen müşterilerin şartları uygun olmadığından kredi taleplerinin kabul edilmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalının sözleşme taahhüdünü yerine getiremediğini, bu nedenle ihtarname ile ödenen peşin komisyon bedelinin talep edildiğini, ancak geri ödemenin yapılmadığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla taahhüt edilip yerine getirilmeyen 358 adet araç kredisi için bankaca peşin ödenen komisyon tutarının hedef taahhüt süresi başlangıcından itibaren işleyecek %30 faiziyle birlikte davalıdan iadesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından toplam 510 müşterinin davalı bankaya yönlendirildiği, bu müşterilerin tamamının kredi başvurusunun davalı bankanın Genel Müdürlüğü tarafından uygun görülmesine rağmen şube tarafından yalnızca 42 müşteriye kredi kullandırıldığı, 468 müşterinin başvurusunun reddedildiği, talepleri reddedilen müşterilerin farklı banka ve yine davalı bankanın farklı şubelerine müracaat ederek kredi kullandığı, bu durumda davalı banka müdürünün keyfi tutum ve davranışı sonucunda müşterilerin kredi taleplerinin reddedildiğinin anlaşıldığı, bunun da taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, davacı tarafından toplam 510 müşteri yönlendirilmiş olmakla ön görülen 400 müşterilik kotanın doldurulduğu, dolayısıyla davalının ödemiş olduğu peşinatı geri isteme hakkının bulunmadığı, yine davalıya yönlendirilen kota fazlası 110 müşteriden dolayı davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davacının peşin ödemeden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalıya yönlendirilen kota fazlası 110 müşteriden dolayı davacının uğramış olduğu gelir kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, davalı bankaya yönlendirilmeyen müşterilerden dolayı uğramış olduğu prim kaybını talep edemeyeceğinden davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddi ile birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl davalı birleşen davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı - birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı - birleşen davanın davacısından alınmasına, 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....