10. Hukuk Dairesi 2015/3582 E. , 2016/8418 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum, davalılardan... Gıda San. ve Tic A.Ş. ile davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere göre aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 31.12.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan yardımların rücûan tahsiline ilişkin davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Kanunun 21/1-4"üncü maddesi olduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 21. maddenin birinci fıkrası hükmü, sigortalıya ya da ölümü hâlinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücûan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan ...Kurumuna karşı rücûan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin dördüncü fıkrası üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilebilecektir. Anılan fıkrada geçen “çalıştıranlara” ibaresi, zararlandırıcı sigorta olayına neden olan üçüncü kişinin işverenlerini ifade etmekte olup; söz konusu işverenlerin sorumluluğu için, iş kazası veya meslek hastalığının oluşmasında kusurunun bulunduğunun saptanması gerekir.
Somut olay incelendiğinde; kazalı ...."in tıra yükleme işi tamamlandıktan sonra sürücünün manevra yapması esnasında gözcülük yaparken araç ile bina kolonu arasında sıkışarak vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, meydana gelen iş kazasında davalı işveren şirketin % 81, kazaya sebep olan aracı kullanan şoför ..."ın % 10, cezada kusurlu bulunan davalı ..."ın %2 ve davalı ..."in %2 oranında kusurlu olduklarına ilişkin 13.01.2014 tarihli rapora itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükme esas alınan hesap raporunda ise; davalılar ..."ın toplam % 14 kusurunun yarısı olan % 7"nin davalı işverenin % 81 kusuruna ilavesi ile % 88 kusura göre rücu alacağı belirlenmişse de hesap yöntemi hatalıdır.
Dava teselsül hükümlerine dayalı olarak açılmış olup, işveren şirket yönünden davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 21/1.fıkrası, 3. kişi konumundaki...yönünden ise 21/4. fıkrasıdır. Her iki fıkra incelendiğinde, kanun koyucu farklı sorumluluk esasları belirlemiş olup, işveren yönünden ; gelirin ilk peşin değeri (gerçek zarar daha düşükse gerçek zarar miktarı) ile 3. kişiler yönünden ise gelirin ilk peşin değerinin yarısı ile rücu alacağına bir tavan öngörmüştür. Hal böyle olunca; teselsüle dayalı sorumlu olunan tutarların işveren ve 3. kişi yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Öncelikle işverenin sorumlu olduğu rücu alacağı; gelirin ilk peşin değerinin işverenin kendi kusur oranına isabet eden tutarı(ilk peşin değer x işveren kusur oranı) ile, gelirin ilk peşin değerinin yarısının 3. kişinin kusur oranına isabet eden tutarın (ilk peşin değerin yarısının x 3. kişinin kusur oranı) toplamından ibarettir. 3. kişinin teselsüle dayalı sorumlu olduğu rücu alacağı ise; ilk peşin değerin yarısının toplam kusur oranına (işveren+3. kişinin kusur oranı) isabet eden tutarla sınırlıdır. Hal böyle olunca, teselsüle dayalı olarak sorumlu olunan miktar bu şekilde belirlendikten sonra, bakiyesinden işverenin tek başına sorumluluğuna hükmetmek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
2)- Öte yandan, asıl davanın davalısı işveren ....Gıda San. ve Tic A.Ş., dava ise fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutularak 40.168,74 TL"nin davalıdan tahsiline ilişkindir. Birleşen davada ise, davalıların.... ve.... olduğu, Kurum tarafından davaların birleştirilerek dava konusu alacak miktarının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece birleşen davada rücu alacağına ilişkin ayrı bir talep bulunmadığı gözetilmeksizin her bir dava yönünden ayrı ayrı talep varmış gibi değerlendirme yapılarak karar verilmiş olması da hatalıdır.
Mahkemenin, bu maddî ve hukukî olguları gözardı ederek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum, davalı .... Gıda San. ve Tic A.Ş. ile davalı ... vekillerinin bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan...Bisküvi Gıda San. ve Tic A.Ş. ile ..."a iadesine, 24.05.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.