MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar tarihi itibariyle cezaevinde hükümlü olarak bulunan sanığa gerekçeli kararın 07.08.2015 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, fakat söz konusu tebliğ tebellüğ belgesi incelendiğinde sanığın adının altında yer alan imza ile dosya içerisinde sanık tarafından gönderilen diğer dilekçelerin altındaki imzaların farklı olduğu anlaşıldığından sanığın öğrenme üzerine yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Sanığın suça konu mermilerin ait olduğu tabancayı 08.12.2013 tarihinde yakalattığı ve sanık hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 19/12/2013 tarih 2013/50017 Esas sayılı iddianamesi ile 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesine aykırılık suçundan kamu davasının açılıp bu davanın Bakırköy 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/539 Esas sayılı dosyasında görüldüğü ve sanığın yargılama sonucunda mahkumiyetine karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçip 20.03.2015 tarihinde onanarak kesinleştiğinin tespit edilmesi nedeniyle tebliğnamenin 1 nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Olay tarihinde sanığın evinde yapılan aramada alınan kriminal raporuna göre 6136 sayılı Yasaya göre yasak niteliğine haiz 11 adet 9 mm. çapında fişeğin ele geçirildiği ve sanığın alınan savunmasında fişeklerin kendisine ait olduğunu beyan etmesi karşısında sanığın üzerine atılı suçun 6136 sayılı Yasanın 13/4. maddesinde yer alan suçu oluşturacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde aynı yasanın 13/1. Maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
Yukarıda yer alan bozma nedenine bağlı olarak,
1-)Hükümden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 12. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK.nın
75. maddesi uyarınca sanığa yüklenen yasak niteliği haiz mermi bulundurma suçunun temas ettiği, 6136 sayılı Yasanın 13/4. maddesinde düzenlenen suçun ön ödeme kapsamına alındığı nazara alınarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-) Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin "01.01.2020 tarihi itibariyle... hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda .... basit yargılama usulü uygulanmaz" bölümündeki "hükme bağlanmış" ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesinde suçun kanuniliği ve cezanın kanuniliği güvence altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7/1. maddesinde de aynı güvencelere yer verilerek "lehe kanunun uygulanması ilkesi" benimsenmiştir.
Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün "hükme bağlanmış dosyalarda" uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı CMK.nın geçici 5. maddesinin (d) bendindeki "hükme bağlanmış" ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren CMK.nın 251/3. maddesinin uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Kabul ve uygulamaya göre ise,
İddianamede talep edilmediği halde ek savunma hakkı tanınmadan sanık hakkında, daha fazla ceza tayinini gerektiren 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uygulanmak sureti ile CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.