17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1734 Karar No: 2016/3115 Karar Tarihi: 14.03.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1734 Esas 2016/3115 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/1734 E. , 2016/3115 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; Davacıların takibe dayanak çeklerinin görünüşte iptali istenen tasarruftan sonra düzenlendiği anlaşılmakta ise de bu durumun gerçekten tasarruftan sonra doğmuş bir borç ilişkisini mi yoksa daha önce yapılmış bir ticari ilişkiden kaynaklanan vadeli çek uygulaması olarak da bilinen bir vakıayı mı gösterdiği hususu yeterince araştırılmamıştır. Bu nedenle davalı borçlunun narenciye ticareti ile uğraştığının beyan edilmesi de nazara alınarak davacılar ve borçlu arasında bir ticari ilişki bulunup bulunmadığına ilişkin olarak her iki tarafın delilleri sorularak inceleme yapılmalı var ise ticari defter karşılaştırması yapılarak davacıların alacaklarının tasarruf tarihinden önce doğup doğmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, bu tür davalar elinde kat"i (İİK.nun 143.md) yada geçici (İİK.nun 105.md) aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olup mahkemece re"sen kendiliğinden gözönüne alınması gerekir. Aciz belgesinin dava açılmadan dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır. Ayrıca davacının alacağının tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir. Somut olayda mahkemece borcun tasarruf tarihinden önce doğduğunun kanıtlanamadığını, HMK. 200/2 maddesi uyarınca açık bir muvafakat bulunmaması ve senede karşı ancak yazılı delille ispat kuralı nedeniyle de tanık dinlenemediğinden kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak borcun doğumuna ilişkin vakıaların kanıtlanması bakımından tanık dinlenebileceğinden mahkemenin bu gerekçesi yerinde değil ise de aciz vesikası dava şartı olup davacı tarafından aciz vesikası veya geçici aciz vesikası niteliğinde haciz tutanağı ibraz edilmediğinden mahkemece bu nedenle davanın reddi gerekir ise de sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmakla davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA 14/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.