Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1281
Karar No: 2022/3513
Karar Tarihi: 27.04.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1281 Esas 2022/3513 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, davalı tarafından kendileri hakkında 80.000 TL'lik bono senedinden dolayı takibe konulduklarını ve senedin ödeme planına uymalarına rağmen senedin tümünün üzerinden icra takibi yapıldığını iddia ederek, sadece 30.000 TL bakiye borçlarının olduğunu ve bu kısım için borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istediler. Davalı ise, bono senedini imzaladıklarını ancak üçüncü şahsın borcundan dolayı imzaladıklarını ve davacıların ödeme iddiasının doğru olmadığını savundu. İlk derece mahkemesi, davacıların feragat beyanı nedeniyle davayı reddetti ve takip miktarının %20'si oranında tazminata hükmetti. Bölge Adliye Mahkemesi, yapılan yargılama sonucunda davacı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz kanun yoluna başvuran davacılar vekilinin temyiz istemi reddedildi ve mahkeme kararı onandı.
HMK'nın 370/1 maddesi uyarınca kararın onanmasına, HMK'nın 372 maddesi uyarınca işlem yapılması için dava dosyasının ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesine, bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına karar verildi.
Kanun Maddeleri: İİK'nun 72. maddesi, HMK'nın 373/3. maddesi, HMK'nın 370/1. maddesi, HMK'nın 372. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2021/1281 E.  ,  2022/3513 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen17.11.2020 tarih ve 2020/952 E- 2020/1443 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili; davalı tarafından davacılar hakkında 80.000,00 TL'lik bono senedinden dolayı kambiyo takibi başlatıldığını, takibe konu bono ile davacıların üçüncü bir şahsın davalıya olan toplamda 80.000,00 TL borcunu ödemek istediklerini, davacıların bono senedini vermeden önce anlaşmaya göre borcun 50.000,00 TL'sini birkaç gün içinde, kalan 30.000,00 TL'sini her ay 1.000,00 TL olmak üzere davalıya ödeneceği konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma gereği davacıların davalıya birden fazla bono senedi vereceğini, ancak davalının ısrarı üzerine davacılardan 1 adet 80.000,00 TL'lik bono senedi aldığını, davacıların birkaç gün sonra davalıya 50.000,00 TL'yi ödediklerini, davalının belge vermek yerine bono senedinin arka kısmına "50.000,00 TL alındı, kalan kısmı ayda 1.000,00 TL olarak ödenecektir" şerhini düştüğünü, davacıların davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, takibe ve davaya konu bono senedinin ödemeye ilişkin kısmının yırtılarak senedin tamamı üzerinden icra takibi yapıldığını, davacıların sadece 30.000,00 TL bakiye borcu olduğunu ve bu kısmın henüz vadesi gelmediğini, kalan kısım için borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davacıların üçüncü şahsın borcundan dolayı bu evrakı imzaladıklarını ileri sürdüğünü, ancak bu üçüncü şahsın davacıların öz çocuğu olduğunu ve bu hususu mahkemeden gizleyerek borca başkaca bir anlam yüklemeye çalıştıklarını, borçlunun hukuki ilişkinin varlığını kabul ettiğini ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürdüğünü, bu ilişkiyi ispatlama külfetinin borçlulara düştüğünü, davacı tarafın ödeme iddiasının doğru olmadığını, ayrıca somut olayda emre yazılı senette yer alanın imzasını inkar etmiş olmadığını, senette tahrifat iddialarının da doğru olmadığını, davacıların söz konusu senedi kendilerinin getirdiğini ve imzalayarak doldurduklarını savunarak davanın reddi ile takip miktarının %20'si oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin 08/12/2017 tarihli dilekçesi ile, davaya konu Konya 10.İcra Müdürlüğünün 2017/162 sayılı dosyasında alacaklı tarafın alacağını haricen tahsil ettiğini ve icra dosyasından feragat ettiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, 12/12/2017 tarihli celse de davacılar vekilinin feragat dilekçelerini tekrar ettiği, davalı vekilinin ise, davanın davacının feragat beyanı doğrultusunda reddine karar verilmesini, davacı taraftan vekalet ücreti ve tazminat taleplerinin bulunduğunu beyan ettiği belirtilerek, davacıların davasının vaki feragat nedeni ile reddine, dosyada toplanan tüm deliller ile, Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/6979 soruşturma sayılı dosyası kapsamına göre, davacı taraf tahrifat iddialarını ve ödeme iddialarını ispatlayamadığı kanaatine varıldığından ve mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı ile davalı alacaklının alacağına ulaşması gecikmiş olduğundan, İİK'nun 72.maddesi gereğince tedbire konu 50.000,00 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan tazminatın davacılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacılar vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi