5. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1018 Karar No: 2020/12209 Karar Tarihi: 14.09.2020
Rüşvet verme - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2019/1018 Esas 2020/12209 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2019/1018 E. , 2020/12209 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Rüşvet verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 5237 sayılı TCK"nın rüşveti tanımlayan ve 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun ile değişiklik yapılıncaya kadar yürürlükte kalan 252/3. maddesinde "Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır." denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken bir işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlanmasının (05/07/2012 tarihine kadar) rüşvet suçu kapsamından çıkarıldığı, bu eylemlerin TCK"nın 257/3. maddesine uyan görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçu kapsamında değerlendirildiği, rüşvet suçuna konu kaçakçılık fiillerine ilişkin olarak, yapılan incelemede sanıklar hakkında kaçakçılık suçundan dolayı açılmış bir kamu davasının bulunmadığı ve bu haliyle atılı rüşvet verme suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağı nazara alındığında, sanıkların eylemlerinin suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK"nın 257/3. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlamaya azmettirme suçunu oluşturacağı, anılan suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla TCK"nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirlenen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, sanık ... hakkında 23/03/2008, sanık ... hakkında 11/04/2008 ve sanık ... hakkında 07/04/2008 olan son suç tarihleri ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE 14/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.