Esas No: 2022/2250
Karar No: 2022/3461
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/2250 Esas 2022/3461 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Most Endüstriyel Metal Sanayi ve Tic. Ltd. Şti'nin tasfiyesi sonrası dava açan eski çalışanın ihyası ve şirketin yeniden tescil edilmesi için yapılan dava, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün işlem yapması sebebiyle reddedildi. İstinaf başvurusu da reddedilen davada, yapılan yargılama ve saptanan uyuşmazlık bakımından hukuka uygun bir karar verildiği sonucuna varıldı ve temyiz istemi de reddedildi. Kararda uygulanan kanun maddeleri ise şu şekilde açıklanmıştır:
- TTK.m.32
- Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34
- TTK 547 maddesi
- HMK'nın 353/1-b-1 maddesi
- HMK'nın 370/1. maddesi
- HMK'nın 372. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.06.2021 tarih ve 2020/131 E- 2021/436 K. sayılı kararın birleşen davada davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 16.02.2022 tarih ve 2021/1584 E- 2022/234 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi birleşen davada davalı tasfiye memuru vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, Tasfiye Halinde ...'nin eski çalışanı olup, işbu şirket (işveren) aleyhine hizmet tespitine yönelik İstanbul Anadolu 29. İş Mahkemesi'nin 2018/366 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, yargılama sırasında davalı şirketin 21.02.2018 tarihli karar ile tasfiye edilerek Ticaret Sicilinden terkin edildiğinin tespit edildiğini, şirketin ihyası hususunda dava açmak üzere taraflarına süre ve yetki verildiğini, tasfiyenin hukuka uygun olmadığını, tüm aktif ve pasiflerin değerlendirilmediğini ileri sürerek, malvarlığı araştırması yapılarak, herhangi bir kayıt çıkması halinde bu kayıtlara ihtiyati tedbir şerhi konulmasına ve Tasfiye Halinde Most Endüstriyel Metal Sanayi ve Tic. Ltd. Şti'nin ihyasına, Ticaret Siciline yeniden kayıt, tescil ve ilanına, tasfiye memuru olarak son şirket yetkilisi dışında yeni bir veya birkaç kişinin atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı Müdürlük vekili, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının eksik işlemlerini müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili kurumun yasal hasım konumunda bulunduğunu savunarak, müvekkil yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket ve tasfiye memuru vekili, davaya zamanaşımı, husumet, hak düşürücü süre, usul ve esas yönlerinden itiraz ettiklerini, davacı tarafın iyiniyetli olmayıp, davanın hukuki yarar yokluğundan da reddi gerektiğini, şirketin ihyası davası açmaya yetkili olanların açıkça belirtildiğini, aktif husumet yokluğu yönlerinden de davanın reddini istediklerini, dava tarihinde Most Endüstriyel Metal San. Tic. Ltd. Şti.’nin tasfiyesi de tamamlanarak şirketin kapandığını ve ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğunu, terkin edilmiş şirkete dava açılabilmesi ve söz konusu dosyadan yetki alınarak bu şekilde ihya davası açılabilmesinin mümkün olmadığını, davacının İstanbul Anadolu 29. İş Mahkemesinde 2018/366 Esas sayılı dosya ile açtığı davadaki iddia ve beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, davalı şirket tarafından davacının tüm hak ve alacaklarının, aylık maaşlarının, banka aracılığı ile ödendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre asıl davada davalı gösterilen ve ihyası istenilen Most Endüstriyel Metal San. Tic. Ltd. Şti'nin ...'nden sicilin terkin edilmesi ile tüzel kişiliği ortadan kalktığından artık dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle asıl dava ve birleşen İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/505 Esas sayılı davanın davalılar ... ve ... yönünden kabulü ile ...’nün 382489-0 sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu 21/02/2018 tarihinde sicilden terkin edilen tasfiye halinde Most End. Met. San. Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul Anadolu 29. İş Mahkemesi'nin 2018/366 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar ihyasına, şirketin ek tasfiyesi için Ticaret Sicil'ine tesciline, bu işlemleri yapması için son tasfiye memuru ...’un tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, asıl davanın Most Endüstriyel Metal San. Tic. Ltd. Şti. yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, birleşen davada davalı tasfiye memuru vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, birleşen davada davalı tasfiye memuru vekilinin asıl davada taraf sıfatı bulunmaması sebebiyle asıl davayı istinaf etme hakkı bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, birleşen davada davalı tasfiye memuru vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı tasfiye memuru vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 27/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.