16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/18523 Karar No: 2015/7595 Karar Tarihi: 10.06.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/18523 Esas 2015/7595 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/18523 E. , 2015/7595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 1591 parsel sayılı 880 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz (5) yıldan beri Köy Tüzel Kişiliği tarafından kullanılmakla birlikte, 766 sayılı Tapulama Kanunu"nun 38. maddesi gereğince ... adına tespit ve 28.10.1970 tarihinde tescil edilmiş; satış nedeniyle 20.05.2013 tarihinde ... oğlu ... adına tescil edilmiştir. Davacılar ... çocukları ... ve ... 01.07.2013 tarihli dava dilekçesi ile kadastro sırasında 1592 parsel sayılı taşınmazın adlarına tespit ve tescil edildiği halde, taşınmaz üzerinde bulunan ve 100 yılı aşkındır kullanılan evlerinin yanlış ölçüm sonucu 1591 parselde kaldığını bu parselin satışı nedeniyle öğrendiklerini bildirerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 1591 parsel sayılı taşınmazın uzman bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde 4706 sayılı ve 2886 sayılı yasalar uyarınca davacı yararına edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek karar verilmiş ise de mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Davacılar tarafından, 100 yılı aşkındır kendi kullanımlarında olan evlerinin adlarına tespit edilen 1592 parsel yerine yanlışlıkla çekişmeli 1591 parsel sayılı taşınmaz içinde ölçüldüğü iddiasına dayanılarak dava açılmıştır. Çekişmeli taşınmazın edinme sebebi incelendiğinde de, çekişmeli taşınmaz üzerinde tarafların miras bırakanı olan ... oğlu ... tarafından 1969 yılında ev yapıldığından söz edildiği görülmektedir. Hal böyle olunca; davacılar tarafından tespitten önceki hakka dayanılarak dava açıldığı hususunda tereddüt etmemek gerekir. Çekişmeli taşınmazla ilgili kadastro tespitinin 28.10.1970 tarihinde kesinleşmesi ve davacılar tarafından tespitten önceki hakka dayanılarak 01.07.2013 tarihinde dava açılması nedeniyle de, olayda 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği görülmektedir. Hal böyle olunca; davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.