8. Hukuk Dairesi 2011/7925 E. , 2012/4654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
...ile ...mirasçıları ... ve müşterekleri, dahili davalılar ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.03.2011 gün ve 402/92 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 504 m2"lik bölümünü, harici satış senediyle 16.11.1995 tarihinde dava dışı..."dan satın aldığı halde, kadastro sırasında davalı ...adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, uyuşmazlık konusu taşınmazda satın aldığı kısmın tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...adına dava dilekçesi ve duruşma gününün bildirilmesi amacıyla çıkarılan tebligat parçasında davalının ölü olduğundan tebliğin yapılamadığının açıklanması üzerine, mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Davalı ...mirasçıları; yöntemine uygun biçimde dava dilekçesi tebliğ edildiği halde, yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya cevap vermemişlerdir. Dahili davalılar ... ve ... ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece; kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı ve dava konusu taşınmazda kayıt maliki olan dahili davalı ..."un, TMK.nun 1023. maddesine göre iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğu ve iktisabının korunacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; uyuşmazlık konusu 120 ada 2 sayılı parsel 11.02.1997 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında,belgesinden...(...) adına tespit edilmiş, tespitine yapılan itiraz üzerine Bursa Kadastro Mahkemesi"nin 1998/36 Esas ve 1999/123 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu, tespitin kısmen iptali ile, taşınmazın paylı olarak ... Gazi (...) ve ... adına tesciline karar verilmiş, taşınmazın tapu kaydı anılan kararın kesinleşmesiyle hükmen 06.04.2000 tarihinde oluşmuştur. Dahili davalı ..., uyuşmazlık konusu taşınmazda davalı ...ve dahili davalı ..."ın maliki bulunduğu payları, tapu memuru huzurunda sırasıyla 27.01.2006 ve 19.10.2010 tarihlerinde satış yoluyla devralmıştır. Eldeki dava ise, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 28.04.2008 tarihinde açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mülkiyetin aktarılmasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, davanın tapu sicilinde malik olarak gözüken gerçek kişi ya da tüzel kişiler aleyhine, gerçek kişilerin ölmesi durumunda ise yasal mirasçılarına yöneltilmesi gerekmektedir. Ne var ki; eldeki dava, uyuşmazlık konusu taşınmaz dava tarihi itibari ile tapuda dahili davalılar ... ve ... adına kayıtlı iken, davalı olarak ... ..."ye husumet yöneltilerek açılmıştır. Bu kapsamda, davanın, kayıt maliklerine yöneltilmeden açılmış olması doğru değildir. Bu yolda açılmış bulunan davanın kayıt malikine veya mirasçılarına yöneltilmek suretiyle yürütülmesi mümkün bulunmadığı gibi ıslah yolu ile de kayıt maliklerinin davaya dahil edilerek davaya devam edilmesi mümkün değildir. Bundan ayrı, dosya arasında bulunan Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 2007/1168 Esas ve 2007/1129 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre, davalı ... ..."nin 16.04.2007 tarihinde öldüğü belirlenmiştir. Bu kapsamda, davanın açıldığı 28.04.2008 tarihinde davalı ... ...’nin sağ olmadığı saptanmıştır. TMK.nun 28. maddesi uyarınca; kişilik ölümle son bulur. 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca, ölü kişiye karşı dava açılamaz ve ölü kişi adına iptal ve tescile karar verilemez. Öte yandan, taraf teşkilinin sağlanması ve koşullarının davanın başlangıcında değerlendirilmesi ve araştırılması gereken bir husustur. Davalı ... ..., davanın açıldığı tarihte ölü olduğuna (hak ehliyeti bulunmadığına) ve uyuşmazlık konusu taşınmazda malik olmadığına göre; davanın, davalının pasif taraf ehliyeti ve sıfatı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de; dava redle sonuçlanmış olup, hüküm, sonucu itibariyle doğrudur.
Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde bulunmadığından reddi ile sonucu itibariyle doğru bulunan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 22.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.