Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, kadastroca davalılar adına tespit ve tescil edilen 53 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kendilerine ait olduğunun mahkeme kararı ile belirlendiğini ileri sürerek 3698 m2’lik kısmın tapusunun iptali ile tescili isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/89 esas,1980/63 karar sayılı dosyasında 13.5.1980 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde belirtilen 3689 m2’lik kısmın tapusunun iptali ile hazine adına tesciline, taşınmazın 3684 m2’lik kısmının ise tapu malikleri adına zeytinlik ve tavuk çiftliği vasfı ile tesciline karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiasına dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, davacı hazine tarafından açılan ve hükme bağlanan Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.9.1980 tarih 1978/89 Esas ve 1980/636 sayılı kararına esas teşkil eden davada, devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yere davalının haksız olarak elattığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinde bulunulduğu, ve eldeki davanın davalılarının müdahil olarak davaya katıldıkları, yapılan keşif sonucu düzenlenen 13.5.1980 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının 28 m2’lik yere ev yapmak suretiyle elattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği ve verilen kararın derecattan geçerek kesinleştiği görülmektedir.
Davacı hazine, daha sonra 53 parsel numarası ile davalılar adına tespit edilen yerin, yukarıda değinilen ilamla aynı yer olduğunu, anılan davada düzenlenen bilirkişi raporuna göre dayanak tapu kapsamı dışında kalan ve krokisinde cebel olarak gösterilen, devletin hüküm ve tasarrufundaki yer niteliğinde olan kısma davalıların haksız olarak elattıklarını, ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Gerçekten de dava konusu yerin kadastro tespiti esnasında 53 parsel olarak tespitinin yapıldığı, Asliye hukuk Mahkemesinde görülen bir kısım davalar nedeniyle davalı olduğu gerekçesiyle kadastro tutanak ve eklerinin Kadastro Mahkemesine gönderildiği, Karaburun Kadastro Mahkemesinin 9.6.1995 gün 1992/428 Esas, 1995/ 513 sayılı kararı ile dava konusu parselle ilgili olarak tespit gününde görülmekte olan bir dava bulunmadığından 53 parselin tutanak ve eklerinin olağan usulde kadastrosu tamamlanmak üzere Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği, bilahare 53 parselin eldeki davanın davalıları ile birlikte İ.T. adlarına tespit ve tescil edilerek, tespitin 28.4.2006 tarihinde kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkemece, Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/89 esas, 1980/63 karar sayılı dosyasında bilirkişi tarafından düzenlenen 13.5.1980 tarihli rapora atıfta bulunularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, mahkemece anılan ilamın dava konusu parselle ilgili olup olmadığı, çekişmeli yerin ilama konu tescil haritası içersinde kalıp kalmadığı hususları üzerinde yeterince durulmadan ve keşif yapılmaksızın sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca, Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/ 89 esas, 1980/ 63 karar sayılı Daire onamasından geçerek kesinleşen kararın 53 parsel sayılı yere ait olup olmadığının keşif yapılarak belirlenmesi, aynı yere ait olduğunun saptanması halinde ilamın tarafları bağlayacağı gözetilerek kararda kabul kapsamına alınan bölümler dışındaki yerler bakımından davalılar lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.