Esas No: 2020/6319
Karar No: 2022/3499
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6319 Esas 2022/3499 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı bankanın, dava dışı MGM Saat A.Ş.'ye verdiği krediler nedeniyle, davalılar da kefaletnameleriyle müteselsil kefil olarak sorumlu oldukları belirtilmiş. Ancak davalılar, kredi sözleşmesi imzaladıkları tarihte kefil oldukları kredi borcu için bir kağıt almadıklarını iddia etmişlerdir. İlk derece mahkemesi ise davacının bu iddiasını kabul edip davanın reddine hükmetti ve kötü niyetli bir takip olduğuna ilişkin kanaat oluşmadığını belirtti. Taraflar istinaf başvurusunda bulundu, ancak Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddedilmesine karar verdi. Sonuç olarak, temyiz istemleri reddedildi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı onandı.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 353/b-1 maddesi: Esastan reddetme kararına itirazın, istinafın esastan reddi suretiyle reddedilebileceği halleri belirtmektedir.
- HMK'nın 370/1. maddesi: Temyiz edilen kararın, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edildiği takdirde, temyiz isteminin reddedilmesine karar verileceğini ifade etmektedir.
- HMK'nın 372. maddesi: Onama veya bozma kararı verildikten sonra, dava dosyasının bir nüshasının, doğrudan doğruya ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiğini düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.05.2018 tarih ve 2017/529 E. - 2018/412 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 14.05.2020 tarih ve 2018/1838 E. - 2020/540 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 26.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı MGM Saat Elektrik Nakliye ve Sağ. Hizm. San. ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden MGM Saat A.Ş.'ye nakit ve gayri nakit krediler kullandırdığını, davalıların ise MGM Saat A.Ş.'ye kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan ve kullandırılacak krediler sebebiyle, imzalanmış olan 250.000.- TL limitli kefaletnameler ile müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiklerini, kredi borçlusunun davacı bankadan kullanmış olduğu kredilerin geri ödemesinde temerrüde düşmesi üzerine hesaplarının kat edildiğini, bu kapsamda dava dışı kredi borçlusu ve davalılara hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, ödeme yapılmayınca alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan takibe davalıların kötü niyetle itiraz ettiklerini, davalıların faize yönelik itirazlarının da yasal dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davalıların takibe itirazlarının iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu icra takibinin başlatılmasından sonra yaptığı araştırmalar neticesinde 23.01.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca MGM A.Ş.'ye herhangi bir kredi kullandırılmadığı, fakat bu tarihten yaklaşık iki sene sonra müvekkillerinin kefaleti olmaksızın davacı banka ile dava dışı MGM A.Ş. arasında imzalanan yeni bir kredi sözleşmesi doğrultusunda kredi hesabı açılıp MGM A.Ş.'ye kredi kullandırıldığının öğrenildiğini, davacı bankanın başka kredi sözleşmeleri üzerinden borçluya kredi kullandırması halinde doğan borçtan eski kredi sözleşmesinin kefillerinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkillerinin kefil olduğu sözleşme nedeniyle herhangi bir kredi kullandırılmadığından, kullandırılan kredi borcu doğmadığından ve borç ilişkisi ortadan kalktığından, fer-i bir sorumluluk doğuran kefalet sözleşmesinin de hükümsüz hale geldiğini savunarak davanın reddini, davacı banka aleyhine %20'den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile dava dışı kredi borçlusu MGM Saat A.Ş. arasında 2 ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, birinci sözleşmenin 23.01.2012 tarihli olup davalıların kefaletname imzalamak sureti ile 250.000.- TL limitle bu sözleşmeye kefalet verdikleri, kefaletin konusunun kefaletnamenin 2. maddesinde açıkça yazıldığı üzere "23.01.2012 tarih ve K1 000343562 nolu genel kredi sözleşmesi ve bağlı 2 adet eks sözleşmeden ibaret" olduğu, davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan K2 00262999 nolu sözleşmenin ise 12.08.2014 tarihini taşıdığı, davalıların bu sözleşmede kefil veya müşterek borçlu sıfatının bulunmadığı, hesap kat ihtarnamelerinde 2017 yılında kullandırılan kredilerin ödenmemesi nedeni ile ihtarname gönderildiğinin görüldüğü, davacının ikinci bir sözleşme yapıp ikinci Genel Kredi Sözleşmesi için ayrı bir kefaletname alarak yeni bir akdi ilişkiyi aynı borçlu ile ve fakat farklı teminatlarla kurduğu, davalılar ile ilgili kefaletnamelerde ayrıca ve açıkça K1 nolu sözleşmeye atıf yapılıp sadece K1 nolu sözleşmenin borçlarından sorumlu olacaklarının bağıtlandığı, davacıya eğer varsa ilk sözleşmeden kaynaklanan bir kredi kullandırımı ve borç ekstresi sunması için verilen mehle rağmen böyle bir kredi kullanımına ilişkin belge sunulmadığı, zaten davacının idddiasının ilk kefaletnamenin tüm kredi sözleşmelerini kapsayacağı noktasında olduğu, ayrı ayrı kefaletnameler ve ayrı Genel Kredi Sözleşmeleri ile tarafların hangi sözleşmelerle sorumlu olacağını bizzat kendisi belirlediği, bu nedenle takibe konu edilen kredi ilişkisinde davalıların kefaleti bulunmadığından açılan davanın yerinde görülmediği, kötüniyetli bir takip olduğuna ilişkin ise kanaat edinilmediği gerekçesiyle davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, istekleri halinde aşağıda yazılı 28,10 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.