3. Hukuk Dairesi 2017/4480 E. , 2017/12604 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, eski malik ile davalı arasında 01.03.2001 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, kiralananın 13.11.2012 tarihinde kendisi tarafından satın alındığını, davalının kiracılığının süresinin 10 yılı aştığını belirterek Türk Borçlar Kanunu 347/1. maddesi gereğince kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece,davacının davalı aleyhine açmış olduğu kira tespit davası sonunda yeni malik sıfatıyla davacının kira sözleşmesini devam ettireceği yönünde iradesini kullanmış olduğu ve kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin eski malikinin yazılı kira sözleşmesinin başlangıcı değil artık mahkeme kararıyla yeni dönem olarak saptanan 01/03/2013 olarak kabul edilmesi ve 1 yıllık süre sonunda davacının ihtar koşuluna uymak koşuluyla taşınmazın tahliyesini isteyebileceği ve akdin feshi yönünde iradesini sunabileceği yönünde TBK 347 kapsamında yasal koşulları oluşmayan ve kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK’nın 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.
Somut olayda: Eski malik ile davalı arasında imzalanan 01.03.2001 başlangıç tarihli, 3 yıl süreli kira sözleşmesinin geçerli olduğu ve sona ermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda kiralanan TBK.nun konut ve çatılı işyeri kirası hükümlerine tabi olup, taraflar arasında imzalanan 01.03.2001 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesine değer verilerek kira sözleşmesinin 01.03.2004 tarihinden itibaren kiracı tarafından sürenin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunulmadıkça, TBK.nun 347. maddesi uyarınca aynı koşullarla yıldan yıla yenilenerek ve bu şekildeki uzama süresinin on yıla ulaşması gerektiği kabul edilmelidir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinde 10 yıllık uzama süresi dolmamış olduğundan 03.03.2015 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı, bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7 . maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Mahkemece, davanın 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca süresinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de sonucu itibariyle karar redde ilişkin olduğundan hükmün 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 438.maddesi uyarınca düzeltilmiş bu gerekçeyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.