Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/9375
Karar No: 2008/11244
Karar Tarihi: 5.11.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/9375 Esas 2008/11244 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı ve davalı arasında paylı mülkiyete sahip oldukları bir taşınmazda yaşanan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında mahkeme, sorunun taksim veya ortaklığın giderilmesi davası ile çözümlenmesi gerektiği ve ecrimisil isteğinin yasal dayanağı olmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. Ancak Yargıtay, paydaşların her birinin mülkiyet hakkına sahip olduğuna dikkat çekerek, sorunun paylı mülkiyet hükümleri uygulanarak çözümlenmesi gerektiğini belirtti. Mahkeme kararı yanılgılı değerlendirilerek bozuldu ve davacının payı oranında hak talebinin kabul edilmesi gerektiği anlatıldı. M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri ile müşterek mülkiyet hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edildi.
1. Hukuk Dairesi         2008/9375 E.  ,  2008/11244 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 26. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/06/2008
    NUMARASI : 2007/510-2008/269

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı ile birlikte müştereken malik oldukları 8160 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümü davalının haksız işgal ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir.
    Davalı, davanın reddine savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın müşterek mülkiyet olarak tapuda kayıtlı olması nedeniyle maliklerin her parçasında mülkiyet hakkına sahip oldukları, fiili bir taksimin sözkonusu olamayacağı, taşınmazdaki sorunun taksim veya ortaklığın giderilmesi davası ile çözümlenmesi gerektiği, ecrimisil isteğinin de yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi, ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 8160 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki kat irtifaklı zemin kat 6 nolu bağımsız bölümde davacı ve davalının paydaş bulundukları anlaşılmaktadır.
    Davacı, paydaşı olduğu taşınmazda kullanabileceği bir yer bulunmadığını, diğer bir deyişle intifadan men edildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
    Taraflar arasındaki çekişmenin paylı mülkiyet hükümleri uygulanmak suretiyle çözümleneceği açıktır.
    Bilindiği üzere;  paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. 
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz.  Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. 
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
     Somut olaya gelince;  dava konusu bağımsız bölümün davacı, davalı ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, ancak tümünün davalı tarafından kullanıldığı görülmektedir.
    Bu göre; tespit edilen bulgular  yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiği kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca; davanın, davacının payı oranında kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi