Taraflar arasında görülen davada; Davacılar; miras bırakan babaları M.T.A."ın kendilerinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak F. ilçesi, Y. F.Köyü 10286 ada 9 parseldeki 14 nolu tripleks villayı intifa hakkını üzerinde bırakarak kuru mülkiyetini davalı ikinci eşine satış göstererek temlik ettiğini, muvazaalı işlemin murisin davalı ile evlendikten 5 ay sonra yapıldığını ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adlarına tescilini olmazsa tenkis istemişlerdir. Davalı; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davaya bakmakta yetkili mahkemenin miras bırakanın yerleşim yeri olan Menemen Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Karar; davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davaya bakmakta yetkili mahkemenin miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Bilindiği gibi, HUMK"nun 13. maddesi uyarınca taşınmazın aynına ilişkin davalar, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde; taşınmazlar birden fazla ise, herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesinde açılıp, görüleceğinde kuşku yoktur. Anılan bu kural kesin yetkiye ve kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Eldeki dava, muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı, kaynağını Borçlar Kanununun 18. maddesinden alan bir davadır. Eş söyleyişle, işlemin geçersizliği ileri sürülmektedir. Oysa, Türk Medeni Kanununda öngörülen tenkis ve iadeye ilişkin dava hakkı geçerli işlemler için tanınmıştır. Diğer taraftan, 743 Sayılı Medeni Kanunun 518. maddesinden farklı olarak 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 576/2 fıkrasında miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davalarına, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde bakılacağı hükmü yer almaktadır. Bu maddenin hükümet gerekçesinde "ölüme bağlı tasarruflar" deyiminin "miras bırakanın tasarrufları" olarak değiştirildiği belirtilmiş; ancak HUMK."nun 13. maddesinde de yer alan kesin yetki kuralına istisna getirildiğine dair herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.Hal böyle olunca, davanın gayrımenkulün aynına ilişkin bulunduğu ve HUMK."nun 13.maddesinde öngörülen kesin yetki kuralına göre taşınmazların bulunduğu Foça yargı çevresi içinde kaldığı ve bu yer mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek, davanın esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.