Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/2991 Esas 2016/3078 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2991
Karar No: 2016/3078
Karar Tarihi: 10.03.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/2991 Esas 2016/3078 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/2991 E.  ,  2016/3078 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; müvekkiline işyeri sigorta poliçesiyle sigortalı olan işyerinde, davalıya ait üst kattaki dairenin su borusunun patlaması nedeniyle hasar meydana geldiğini, hasar nedeniyle sigortalıya hasar ödemesi yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.663,09 TL’nin 02.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; mahkemenin görevli ve yetkili olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı ... şirketi bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
    Dava; kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazda davalıya ait üst kattaki bağımsız bölümden akan suların sigortalı işyerine sızması sonucu meydana gelen hasar nedeniyle sigortacı tarafından ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı kanunun Ek 1. maddesinde kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği öngörülmüş olmakla, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
    Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre bir verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Her ne kadar davalı vekilinin 19.11.2013 havale tarihli temyize cevap dilekçesinde kararın bozularak yargı yerinin belirlenmesi talep edilmiş ise de; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 434/3. maddesinde belirtilen gerekli temyiz harç ve giderlerin yatırıldığına dair herhangi bir makbuz sunulmamıştır. Bu nedenle davalı vekili tarafından gerekli harç ve giderler yatırılmayıp usulüne göre temyiz başvurusunda bulunulmadığından davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 10.03.2016 gününde oybirliğiyle verildi.