Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar ve asli müdahiller; 18171 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 2.388.m2 olarak cebri satış sonucu davalı S.adına tescil edildiğini, taşınmazın imar planında yüzölçümünün 12.388.m2 olup sehven 2.388 m2 üzerinden işlem yapıldığının anlaşılması üzerine mesaha tashihine yönelik açtıkları davanın kabulle sonuçlanarak taşınmazın yüzölçümünün 12.388 m2 olduğunun tespitine karar verildiğini, satış aşamasında yapılan yanlışlığın ancak yargılamanın yenilenmesi yoluyla giderilebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasında yargılamanın yenilenmesi için dava açtıklarını, her iki davada da davalı olan S.’nin lehine bir tescil hükmü olmadığı halde mesaha tashihi ilamına dayalı olarak taşınmazı adına hükmen tescil ettirdiğini, daha sonra taşınmazı muvazaalı olarak davalı A.e satış yoluyla temlik ettiğini, diğer davalıların mahkemeye yanlış bilgi vermek suretiyle kusurlu olduklarını ileri sürüp tapu kaydının iptali ile B. İ. mirasçıları adına tesciline, olmadığı taktirde belirlenecek rayiç bedelin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı A.; dava konusu taşınmazın öncesinin iştirak halinde mülkiyete konu olup tüm mirasçıların davada yer almadığını, dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldığını, iyi niyetli bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Davalı S. yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. Diğer davalılar, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davalı Selçuklu Belediye Başkanlığının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, Türk Medeni Kanununun 719. maddesi gereğince tapu planları ile arz ürerindeki işaretler birbirini tutmuyorsa asıl olanın plandaki sınır olduğu, tapu kayıtları aleni olduğundan davalıların iyi niyet savunmalarının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.11.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Hazine vekili Av. S.G.T., A.D.vekili Avukat S.G.ile temyiz edilen M.Y.A. Ka., M. N.I. geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden ile yine temyiz edilenler ve vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerinin ve asillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; mahkemece çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.11.2004 tarih, 2003/1055 esas, 2004/568 karar sayılı miktar tashihine ilişkin kararı esas alınmak suretiyle yüz ölçümünün 12.388 m2 kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar, Bayraktarzade İbrahim Efendi mirasçıları olduklarını, taşınmazın aslında murislerinden intikal ettiğini belirterek kesinleşen miktar tashihi kararı esas alınmak suretiyle tapu iptali ve tescil isteğiyle eldeki davayı açmışlardır.
Dosyada bulunan Konya 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.02.1964 tarih,1964/101 esas,1964/171 karar sayılı mirasçılık belgesi ile M. ve S. oğlu, 20.04.1328 doğumlu İ.’e ait mirasçılık belgesinde yer alan mirasçılar ile davacılar arasında ilgi kurulamadığı gibi, taraflar arasında görülüp kesinleştiği bildirilen dava dosyalarına ait kararlar ile davacılar dışında da bir çok mirasçı bulunduğu izlenimi uyanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, taraflar arasındaki çekişmenin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde çözüme kavuşturulabilmesi bakımından kendisinden hak talep edilen Bayraktarzade İbrahim’in tüm mirasçılarının davacı sıfatıyla davada yer almaları zorunludur. Usulü dairesinde taraf teşkili sağlanmadan ve tüm mirasçılar davada yer almadan davanın dinlenilmesine olanak yoktur.
Hal böyle olunca; öncelikle kendisinden hak istenilen B. İ.’den itibaren tüm mirasçıları gösterir biçimde ve nitelikte mirasçılık belgesi alınması ve böylece davacılar ile ırs ilişkisinin saptanması, ondan sonra davacılar dışında başkaca mirasçılar var ise onların da davada yer almalarının temin edilmesi konusunda davacılara olanak tanınması, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanmasını takiben işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Bir kısım davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.