Esas No: 2021/520
Karar No: 2021/851
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/520 Esas 2021/851 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Amasya İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin temyizi nedeniyle Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ilk derece mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sigortalı hizmetlerinin 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu (5434 sayılı Kanun) kapsamında başladığını, akabinde 2009 yılına kadar 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na (506 sayılı Kanun) tabi olarak çalıştığını, daha sonra 6111 sayılı Kanun’dan yararlanarak ürün kesintileri dolayısıyla 01.03.2009-02.05.2011 tarihleri arasındaki 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun (5510 sayılı Kanun) 4/b maddesi uyarınca sigortalılığını borçlandığını, tekrar 5510 sayılı Kanun"un 4/a maddesi kapsamında çalıştıktan sonra hizmetlerinin birleştirilmesi suretiyle yaşlılık aylığı bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurduğunu ancak geçmişe dönük tescil yapılamayacağından bahisle 01.03.2009-24.03.2011 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildiğini, bu işlemin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek 01.03.2009-24.03.2011 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-Kurlu hizmetlerinin tespitine ve dava tarihi itibariyle emeklilik hakkı kazandığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı Cevabı:
5. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (.../Kurum) vekili cevap dilekçesinde; 5510 sayılı Kanun hükümleri ile Kurumun 2013/27 sayılı Genelgesi nedeniyle 01.10.2008 tarihinden itibaren satılan ürün bedelleri üzerinden yapılan kesinti belgelerine göre sigortalılık tescili yapılamayacağından davacının 01.03.2009-24.03.2011 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Amasya İş Mahkemesinin 08.02.2017 tarihli ve 2014/2 E., 2017/64 K. sayılı kararı ile; davacının 01.03.2009-24.03.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kurlu olarak kabulü gerektiği, bu süreler de dikkate alındığında 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde 506 sayılı Kanun’a tabi hizmetlerinin fazla olması nedeniyle bu Kanun hükümlerine göre emeklilik talebi değerlendirildiğinde, 506 sayılı Kanun’un geçici 81/C maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle emeklilik şartlarını taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
7. Amasya İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Kurum vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuştur.
8. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 24.10.2018 tarihli ve 2018/866 E., 2018/1616 K. sayılı kararı ile; 5510 sayılı Kanun’un 7 ve geçici 54. maddelerine göre davacının 01.03.2009-24.03.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kurlu sayılması gerektiği, bu süre de eklendiğinde 827 gün Tarım Bağ-Kurlu, 960 gün 5510 sayılı Kanun"un 4/c ve 1815 gün 5510 sayılı Kanun"un 4/a maddesi kapsamında hizmet süresinin olacağı, bu durumda da 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde 4/a maddesi kapsamındaki sigortalılığının fazla olması nedeniyle 506 sayılı Kanun’un geçici 81/C maddesi uyarınca 15 yıl, 50 yaş ve 3600 prim gün sayısı koşullarını yerine getirdiğinden emeklilik aylığına hak kazanacağı gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
9. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 01.06.2020 tarihli ve 2019/1133 E., 2020/1748 K. sayılı kararı ile; "...F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 01/03/2009 - 24/03/2011 tarihleri arasında Tarım Bağkur Sigortalısı olarak çalıştığının tespiti ile dava tarihi itibariyle emekliliğe hak kazandığının tespitini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Somut olayda; davacının 3600 günlük sigortalılık süresini doldurduğu süre olan 24.03 2011 itibariyle 56 yaşında olması gerekirken ve o tarih itbabariyle henüz 53 yaşında olduğundan yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine ilişkin karar 506 sayılı Kanunun 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı Yasa"nın 3. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi hükümleri ve 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yerinde değildir.
506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi, “a) 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
b) 23.05.2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları;
ba) 24.05.2002 ile 23.05.2005 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 52, erkek ise 56 yaşını doldurmuş olmaları,
bb) 24.05.2005 ile 23.05.2008 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 54, erkek ise 57 yaşını doldurmuş olmaları,
bc) 24.05.2008 ile 23.05.2011 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 56, erkek ise 58 yaşını doldurmuş olmaları,
bd) 24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınlar 58, 24.05.2011 ile 23.05.2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları,
be) 24.05.2014 tarihinden sonra yerine getiren erkekler 60 yaşını doldurmuş olmaları,
Şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” şeklindedir.
Buna göre, sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 15 yıl sigortalılık, 3600 gün prim ödeme ve Kanunda öngörülen yaşın tamamlanması gerekir.
Dava konusu olayda; 04/07/1958 doğumlu olan davacının, 3600 günlük süreyi tamamladığı tarih olan 24.03.2011 tarihinde 53 yaşında olduğu anlaşıldığından; buna göre 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin C fıkrasının bd) bendinde “24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınlar 58, 24.05.2011 ile 23.05.2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları” gerkir kuralındaki yaş koşulunu sağlamadığından davacının yaşlılık aylığına hak kazanamadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının yaşlılık aylığının şartları oluşmadığından, davacının yaşlılık aylığı ile ilgili talebinin reddine karar vermek gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
O halde davalı kurum tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı
11. Amasya İş Mahkemesinin 30.10.2020 tarihli ve 2020/156 E., 2020/111 K. sayılı kararı ile; davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 05.10.2007 tarihli Kurum yazısına göre 01.01.1981 tarihi olduğu, bu durumda da 506 sayılı Kanun"un geçici 81. maddesinin (A) bendi uyarınca 15 yıl sigortalılık, 50 yaş ve 3600 prim gün sayısı koşullarını yerine getirdiğinden yaşlılık aylığına hak kazandığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
12. Direnme kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının dava tarihi olan 02.01.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
14. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
15. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
16. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
17. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, yeni hüküm olarak kabul edilir.
18. Somut olayda; mahkemece ilk kararda davacının 01.03.2009-24.03.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kurlu olarak kabulü gerektiği, bu süreler de dikkate alındığında 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde 506 sayılı Kanun’a tabi hizmetlerinin fazla olması nedeniyle bu Kanun hükümlerine göre emeklilik talebi değerlendirildiğinde, 506 sayılı Kanun’un geçici 81/C maddesi uyarınca dava tarihi itibariyle emeklilik şartlarını taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olup karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi ve akabinde davalı Kurum vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece davacının 506 sayılı Kanun"un geçici 81. maddesinin (C) bendinin (bd) alt bendi uyarınca 59 yaş şartını yerine getirmediğinden yaşlılık aylığı ile ilgili talebin reddi gerektiği belirtilerek bozulması sonrası "...Mahkememizce yapılan inceleme ile; davacının 05.10.2017 (2007) tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca davacıya hitaben yazılan dilekçesinde Emekli Sandığı hizmetlerinin de dahil edilerek prim ödeme gün hesabı bildirilmiş, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01/01/1981 olduğu bildirilmiştir. 08/09/1999 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 4447 sayılı yasayla 506 sayılı kanun GEÇİC İ MADDE 81 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte; A ) Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümlere göre yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ve sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında, bu Kanunun yürüdüğe girdiği tarihten önce yürüdükte bulunan hükümler uygulanır, hükmünü içermektedir. Dosya içerisindeki belgeler doğrultusunda bu konunun yürürlüğe girdiği tarihte Davacının kadınlar için şart koşulan 18 yıllık sigortalılık süresini sağladığı görülmüştür. 8.9.1976 tarihinden önce ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayan erkek sigortalılar ile 8.9.1981 tarihinden önce ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayan kadın sigortalıların emeklilik şartları Kadın sigortalıların emeklilik şartları: a) 50 yaşını doldurmuş ve en az 5000 gün prim ödemiş olması, b) 50 yaşını doldurmuş olması, 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3600 gün prim ödemiş olması, c) 50 yaşını doldurmamış olmakla beraber 20 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 5000 gün prim ödemiş olması, Gerektiğinden Davacının talep tarihi 15 yıl, 50 yaş ve 3600 gün prin ödeme süresi yönünden emeklilik aylığına hak kazandığı kanaatine varılmıştır…” gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
19. Görüldüğü üzere ilk derece mahkemesince ilk kararda 506 sayılı Kanun"un geçici 81. maddesinin (C) bendine göre davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı belirtilmiş iken, direnme adı altında verilen kararda geçici 81. maddenin (A) bendine kapsamında değerlendirmeler yapılarak Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçe ile karar verilmiştir.
20. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, yeni ve değişik gerekçe ile verilen yeni hüküm bulunmaktadır.
21. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmekle birlikte kararın gerekçesinde davacının 506 sayılı Kanun"un geçici 81. maddesinin (C) bendine göre 15 yıl, 50 yaş ve 3600 prim ödeme süresi yönünden emekliliğe hak kazandığının belirtildiği, temyiz incelemesi yapan Özel Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin bu gerekçesi de görülerek inceleme yapıldığı, bozma kararının bu koşulların oluşmadığına ilişkin olduğu, bu nedenle ilk kararın geçici 81/C-a maddesine dayalı olmadığı, Özel Daire tarafından hususun incelenmediğinin kabul edilemeyeceği, bu nedenle ön sorun bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir.
22. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
23. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 24.06.2021 tarihinde çokluğuyla ve kesin olarak karar verildi
KARŞI OY
İlk derece mahkemesince verilen ilk hükümde gerekçede açıklamalar yapıldıktan sonra son paragrafta “506 sayılı yasanın 81/c maddesi mucibince yapılan değerlendirmede davacının dava tarihi olan 02.11.2014 tarihi itibarıyla emeklilik şartlarını taşıdığı tespit olunmakla davanın kabulü ile davacının 01.03.20009-24.03.2011 tarihleri yönünden tarım bağ-kur sigortalısı olduğu ve 02.01.2014 tarihi iktibarıyla emekliliğe hak kazandığına ilişkin hüküm oluşturulduğu belirtilmiştir. Davacının 81/c maddesi gereğince emekliliğe hak kazandığı hüküm fıkrasında da belirtilmiştir.
Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusu bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmesi üzerine yapılan temyiz başvurusunu inceleyan Özel Daire tarafından hüküm bozulmuştur. Bozma kararına karşı verilen direnme kararında bu kez geçici 81. maddeden söz edilmiş ve bu maddenin a bendindeki şartlar olan 15 yıllık sigortalılık süresi, 50 yaş ve 3600 gün prim ödeme koşulları sayılarak emekliliğe hak kazanıldığı belirtilmiştir.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki mahkemenin ilk kararında geçici madde olduğunu belirtmeksizin 81. madde yazması, direnme kararında ise geçici 81. maddeden söz etmesi düzeltilmesi mümkün basit maddi hata olup bu nedenle mahkemenin çelişkili veya yeni bir sebebe dayalı karar verdiğinden söz edilemez. Kaldı ki 81. madde emeklilik koşullarıyla ilgili bir madde olmayıp primlerin ödenmesiyle ilgilidir. Mahkemenin ilk kararında geçici madde olduğu belirtilmese de geçici maddeden söz edildiği açıkça anlaşılabilir olduğundan bu nedene dayalı olarak ön sorun bulunduğu kabul edilemez.
Mahkeme ilk kararında geçici 81. madde metnini açıkça yazmamış ancak direnme kararında geçici 81/c-a maddedeki koşulları açıkça yazmış olması direnmeyi karşılamayı amaçlayan ilave gerekçe olup önceki hükmün mahiyetini değiştirir nitelikte değildir. Direnme kararında geçici 81/c maddeden söz edilmekle birlikte madde metni tam olarak alınmamış ise de geçici 81/c-a maddedeki koşullar açıkça belirtilmiştir. Bu konuda gerekçede geçici 81/a maddeden söz edilmiş ve 18 yıl koşulunun sağlandığı belirtilmiş ise de süre dışındaki koşulların gerçekleştiği kabul edilmemiş ve sonuç kısmındaki kabul 81/c-a maddedeki koşulların bulunduğunun açıklanması şeklinde olmuştur. Mahkemenin önceki hükmü ile direnme kararı farklı koşullar kabul edilerek ve farklı esaslara dayalı olmadığından, gerekçesi ve sonucu itibarıyla yeni bir nedene dayalı direnme kararı verildiğinden söz edilemez.
Şunu da belirtmek gerekir ki istinaf incelemesinde başvurunun esastan reddine karar verilmiş ve bu kararın gerekçesinde de geçici 81/c maddesi gereğince 15 yıl, 50 yaş ve 3600 prim ödeme süresi yönünden emekliliğe hak kazandığı açıkça belirtilmiş ve ilk derece mahkemesi kararı için bu açıklama da yapılmak suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Temyiz incelemesi yapan Özel Daire tarafından bölge adliye mahkemesinin bu gerekçesi de görülerek inceleme yapılmış olup bozma kararı da bu maddedeki koşulların bulunmadığı yönünde olmuştur. İlk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi kararı gerekçe bakımından birbiriyle çelişmediği gibi birbirini de teyit etmekte ve Özel Daire tarafından her iki karardaki gerekçe de görülmek suretiyle temyiz incelemesi yapılmaktadır. Bu durumda ilk kararın geçici 81/C-a maddeye dayalı olmadığı Özel Daire tarafından bu hususun incelenmediği sonucuna varılması da mümkün değildir
Açıkladığım nedenlerle direnme kararı yeni ve değişik gerekçeye dayalı olmadığından ön sorun bulunmadığı kabul edilerek işin esasına girilmek suretiyle temyiz incelemesi yapılması gerektiği görüşünde olduğumdan, ön sorun bulunduğu ve temyiz incelemesinin Özel daire tarafından yapılması gerektiği yönünde oluşan değerli çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.