Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/19991 Esas 2015/7563 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19991
Karar No: 2015/7563
Karar Tarihi: 09.06.2015

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/19991 Esas 2015/7563 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2014/19991 E.  ,  2015/7563 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan ve daha sonra 03.07.2008 tarihinde 831 parsel sayılı 238,65 metrekare yüzölçümü ile idari yoldan arsa vasfıyla davalı ... adına tescil edilen taşınmaz hakkında satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından esasa yönelik, davalı ... vekili tarafından ise vekalet ücretine yönelik temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın ziraat arazisi haline getirilmediği, üzerine sadece ev yapılmak suretiyle tasarrufta bulunulduğu ve Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki koşulların davacı yararına oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dosya içerisindeki tanık ve yerel bilirkişiler beyanlarında taşınmaz üzerindeki ev ve ahırın davacı tarafından yaptırıldığı ve kullanıldığının belirtildiği, yine keşif sonrası dosyaya ibraz edilen ziraatçi bilirkişi raporuna göre taşınmazın arsa vasfında olduğu, mevcut durumu itibariyle ikamet amaçlı ev, hayvan damı ve meyve ağacı bahçesi olarak kullanıldığı, bahçe olarak kullanılan kısımda 20-30 yaşlarında 1 adet erik ağacı, 20-22 yaşlarında 2 adet portakal ağacı bulunduğu, ayrıca yine üzerinde 35-40 yıllık tek katlı yapı ile 2 adet dam bulunduğu belirtilmiştir. Genel olarak taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik yoluyla edinilmelerini düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddelerinde, davasız (çekişmesiz-nizasız) ve aralıksız (fasılasız) yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişinin taşınmazın mülkiyetini kazanacağı hüküm altına alınmıştır. Kanunda açıkça düzenleme bulunmamakla birlikte, taşınmazların, zilyedi adına tescil edilebilmesi için, diğer kazanma koşullarının yanında ekonomik amaca uygun tasarruf edilmesi gerekmektedir. Ayrıca tarım dışı alanlarda kullanılan taşınmazlarda da ev ve ahır yapmak suretiyle kullanım, ekonomik amaca uygun zilyetliğe örnek teşkil edecek nitelikteki bir tasarruf olup taşınmaza sahiplenilmesi, yararlanılması, etrafının çevrilmesi, üçüncü kişilerin kullanmalarına engel olunması ya da izinle kullanılmalarına imkan verilmesi, vergisinin ödenmesi, üçüncü kişilerde söz konusu yerin zilyede aidiyetine ilişkin yaygın düşüncenin hakim oluşturulması da zilyetlik ile kazanım için yeterli kabul edilmelidir. Bu halde davacı taraf yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi koşulları oluştuğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.