Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17880 Esas 2018/2637 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17880
Karar No: 2018/2637
Karar Tarihi: 10.05.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17880 Esas 2018/2637 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı kefil, davalının bankaya ödemediği kredi borcuna kefil olduğunu ve kefalet ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için takip başlattığını ileri sürerek, davalı tarafın itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı asil ise borcun davacıya ait olduğunu ve davacının isticvap edilmesini istemiştir. Mahkeme, yemin teklifinden sonra davalının sunduğu belgenin hükme esas alınamayacağını, davacının imzasının benzemediğini ve davacının yemin teklifinde iddialarını ispatladığını belirterek, davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermiştir. Ancak, yargılama usulünde eksiklikler olduğundan bu karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesidir.
19. Hukuk Dairesi         2016/17880 E.  ,  2018/2637 K.

    "İçtihat Metni"

    ....

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacının, davalının .....ektiği kredi borcuna müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle takip başlatıldığını, davacı kefilin dava dışı bankaya borcu ödeyerek, kefalet ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için ....... sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlattığı takibe, davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı asil, çekmiş olduğu kredi tutarının tamamını davacıya verdiğini, borcun davacıya ait olduğunu, davacının isticvap edilmesini ve davacıdan yemin tahtında bu hususların sorularak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; yemin teklifinden sonra yeni bir delil sunulması mümkün olmadığından davalının yemin metni ile birlikte sunduğu sözleşmenin hükme esas alınmadığı, ön inceleme duruşmasında ve cevap dilekçesinde söz konusu sözleşmeden hiç bahsetmediği, sözleşme ve imzanın davacı tarafından kabul edilmemiş olması, dosya kapsamında mevcut icra takip dosyası, vekaletname, duruşma tutanağında bulunan davacıya ait imza örnekleri ile mukayese edildiğinde çıplak gözle ayırt edilecek şekilde imzanın benzemediği, ayrıca yemin teklifinden sonra sunulduğu, davacının isticvap aşamasında verdiği ifade ve sonrasında davalı tarafından teklif edilen yemini de usulüne uygun eda ederek iddialarını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"da yazılı yargılama usulü 5 aşamadan oluşmuştur. Bunlar dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarıdır. Bu aşamalar kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re"sen gözetilmelidir. Zira, yazılı yargılama usulüne ilişkin aşamalardan herhangi birine uyulmaması HMK"nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurur.
    Somut olayda yazılı yargılama usulüne tabi iş bu davada tahkikat aşamasının bittiğinin bildirilmemesi, sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir gün tayin edilerek tarafların mahkemede hazır bulunmaması halinde yokluklarında hüküm verileceği ihtarını içeren davetiye ile tarafların davet edilmemiş olması, davalının savunma hakkının ve hukuki dinlenilme hakkının H.M.K."nın m. 27/2. fıkrasında yer verilen açıklama yapma ve ispat hakkının ihlali ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. O halde yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan yazılı yargılama usulünün 5 aşamasından olan sözlü yargılama aşaması için ayrı gün tayin edilmeden ve ihtar yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.