Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, paydaş oldukları 18 parsel sayılı taşınmazlara, davalıların haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın muhtesatlar yapmak suretiyle elattıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuşlardır. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davalı M. Ü."in dava tarihinden önce 2002 yılında vefat ettiği bildirilmiştir. Mahkemece, dava konusu 18 parsel sayılı taşınmaza davalıların yapılanmak suretiyle elattıklarının keşfen belirlendiği gerekçesiyle,bir kısım davalılar yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR- Birleşen davalar, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden çekişme konusu 18 parsel sayılı taşınmazda davacılar ile dava dışı Kaysu Genel Müdürlüğünün kayden paydaş oldukları, davalıların dava konusu bu yerde kayda dayalı bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır Mahkemece, dava konusu 18 parsel sayılı taşınmaza haksız eylem nitelikli elatma olgusu belirlenen ve sağ olan davalılar yönünden davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Ne var ki, dava tarihinden önce öldüğü tarafların ve mahkemenin kabulünde olan M.Ü.hakkında 4.5.1978 tarih 4/5 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararında açıklandığı üzere taraf ehliyetini yitirdiği ve aleyhine dava açılamayacağı gözetilmeksizin davanın kabul edilmiş olması doğru olmadığı gibi birleşen 2007/ 541 esas-2008/134 karar sayılı dava dosyasında davalı olan bir kısım davalılar ( E.Ü., D. Ü.G.Ü.ve M.Ü.) yönünden mahkemece olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalı M. Ü.hakkındaki davanın reddine, haklarında hüküm kurulmayan yukarıda adı geçen bir kısım davalılar yönünden de taraf delilleri değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde ölü kişi hakkında hüküm kurulup, bir kısım davalılar yönünden hiç hüküm kurulmamış olması doğru değildir. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.