16. Hukuk Dairesi 2014/15740 E. , 2015/7544 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle "davacı tarafın dayanağı olan tapu kayıtlarının usulünce uygulanması, dava konusu taşınmazların niteliklerinin belirlenmesi, dava konusu taşınmazların zilyetlik durumlarının belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dava konusu taşınmazların ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... mirasçıları ve asli müdahiller ..., ..., ... mirasçıları ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından bozma gereklerinin tam ve usulen yerine getirilmesi zorunludur. Bozmadan sonra mahallinde yapılan keşif sonrasında dosyaya ibraz edilen 21.11.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda davacı tarafın tutunduğu T. Evvel 1324 tarih ve 365, 377 ve 379 sayılı tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uygulanabileceği belirtildikten sonra 06.02.2012 tarihli ek raporunda ise tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara bir bütün olarak uygulanabileceği hususunun bir kanaatten ibaret olup keşif sırasında alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre söz konusu tapu kayıtlarının taşınmazlara kesin olarak uygulanmasının mümkün olmadığı belirtilmek suretiyle fen bilirkişisinin ana raporu ile ek raporu arasında çelişki oluşmuş ve bu çelişki giderilmemiştir. Yine Dairemizin 2014/15738 Esas sayısına kayıtlı Mahkemenin 2008/2 Esas ve 2012/17 Karar sayılı temyiz dosyasında da 21.11.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda davacı tarafın tutunduğu T. Evvel 1324 tarih ve 365, 377 ve 379 sayılı tapu kayıtlarının belirtilen dosyada dava konusu olan 48 ada 46 ve 49 parsel sayılı taşınmazlara uygulanabileceği belirtilmesine rağmen dava dosyalarının birlikte görülmesi gerektiği hususu düşünülmemiştir. Ayrıca davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtlarının bilinmeyen sınırları yönünden taraflara tanıkla kanıtlama imkanı sağlanmamış; tapu kayıtlarının uygulanması sırasında komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve dayanaklarından, davalı taşınmazlar yönünü ne okuduğu belirlenmek suretiyle yararlanılmamıştır. Yine çekişmeli taşınmazlara uygulanan T. Evvel 1324 tarih ve 366, 377 ve 379 sayılı tapu kayıtlarının miktarınca kapsam tayin edilmemiş, fen bilirkişi tarafından uygulanan tapu kayıtlarının kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir bir kroki düzenlenmemiştir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile ve taraflar arasında bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli müktesep haklar bertaraf edilerek hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle mahkemenin 2008/2 Esas sayılı dava dosyasında da aynı tapu kayıtları uygulandığı ve aynı nedenlerin ileri sürüldüğü anlaşıldığına göre tapu kaydı uygulamasının tüm taşınmazlar birlikte değerlendirilerek yapılması ve uyuşmazlıkların birlikte çözülmesi gerektiğinden mahkemece eldeki temyize konu dava dosyası ile mahkemenin 2008/2 Esas sayılı dava dosyası birleştirilmeli, daha sonra mahallinde usulen belirlenecek mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, davacı tarafın dayandığı dava konusu taşınmazları kapsadığı belirtilen T.Evvel 1324 tarih 365, 377 ve 379 numaralı tapu kayıtlarının tüm sınırları tek tek okunarak mahalline uygulanmalı, tapu kayıtlarına miktarınca kapsam tayin edilmeli, çekişmeli taşınmazlardan hangilerinin kısmen veya tamamen tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı usulen belirlenmeye çalışılmalı, mahalli bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanıkla kanıtlama imkanı sağlanmalı, uygulamada komşu parseller tutanak ve dayanak belgelerinde dava konusu taşınmazlar yönünü ne okuduğu belirlenmek suretiyle yararlanılmalı ve uzman fen bilirkişisinden keşif ve uygulamayı takibe ve denetlemeye olanak verir, dayanak tapu kayıtlarının sınırlarının belirtir rapor alınmalıdır. Bundan sonra, çekişmeli 48 ada 37, 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazların kısmen veya tamamen davacı tarafın dayandığı tapu kayıtları kapsamında kesin olarak kaldığının belirlenmesi halinde 3402 sayılı Kanun 13/B-c, kayıt kapsamı dışında kalan bölüm yönünden ise anılan Kanun"un 14 ve 17. maddelerinde öngörülen iktisap şartlarının zilyet olan kişiler yararına gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalı, davacının dayandığı tapu kayıtlarının taşınmazları kapsadığı ve hukuki geçerliliğini koruduğu belirlendiği takdirde kapsamında kalan bölümlerinin tapu kayıt malikleri veya mirasçıları adlarına tapuya tesciline, taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatların kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine, hukuki geçerliliğini kaybeden tapu kayıtları ile zilyetlik ile iktisap şartlarının oluştuğu saptanan taşınmazların zilyet olan kişiler adına, zilyetlik ile iktisap şartları oluşmadığı belirlenen ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olan taşınmazlar ile ... ve kamu kurum ve kuruluşlarınca tahsis edilen taşınmazlar var ise ... adına tesciline karar verilmelidir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamayla hüküm kurulması isabetsiz olduğundan davacı ... mirasçıları vekili ile asli müdahiller ..., ..., ... mirasçıları ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.