17. Hukuk Dairesi 2016/195 E. , 2016/3052 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 11/04/2010 günü traktör ve römorku ile taşınan odunların karayoluna düşürmesi neticesinde motosikletiyle davacının çarpması nedeniyle yaralandığını açıklayıp, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.000,00-TL tazminatın davalının sorumluluğunun emsal poliçe limitleriyle sınırlı olması kaydıyla kaza tarihinden başlatılarak yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili; taleplerini 128.558,60-TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 128.558,60-TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delilerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582)
Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olmasını ifade etmektedir.
Mahkemece; davacının, olay anında kask takıp takmadığı araştırılarak, müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı tespit edilmeli; şayet davacı kaza anında kask takmadığı belirlenmesi durumunda kafa içi yaralanması gözönüne alınarak müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, bu hususun gözardı edilerek hüküm verilmiş olması isabetli olmamıştır.
3-“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise ... veya Üniversite Hastanelerinin .... bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının yaralanmasına neden olan kazaya bağlı maluliyetine ilişkin olarak dosyada 29.11.2011 tarihli ... Devlet Hastanesi Raporu bulunmakta ise de; hangi yönteme göre belirlendiği anlaşılmayan maluliyet oranı kaza tarihine göre yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak belirlenmemiş olup yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak davacının çalışma gücü kaybı oranının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, ... tarafından davacının yaralanmasının kalıcı maluliyete sebebiyet verip vermediğinin tespiti için 18 ay beklenmesi gereğinin bildirilmesine göre;
mahkemece bu süre beklenerek usûlüne uygun maluliyet raporu alınması gerekirken, bu süre beklenmeksizin, hangi yönteme göre maluliyet oranı belirlendiği anlaşılmayan ... Devlet Hastanesinin özürlü sağlık kurulu raporunda belirtilen maluliyet oranınına göre hesaplama yapılarak hüküm verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.03.2016 tarihinde oybirliği ile verildi.